Zırhlı araç çarptığı için yaşamını kaybeden 7 yaşındaki Mihraç’ın babası Miroğlu, “Çocuğumun hakkını arayacağım” diyor. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nu göreve çağırıyor.
“Bizim buralarda böyle zırhlı araçlar çok. Çok hızlı gidiyorlar. Biz tahmin ediyorduk. Böyle bir şey olacağını. Halk bunlardan kendisini koruyor, yoksa çok daha fazla kaza olur.
“Benim çocuğum onun hızı karşısında kendisini koruyamadı. Ben çocuğum için adalet arayacağım, çocuğumun hakkını arayacağım.
“Ben çok konuşamıyorum. Şunu söyleyeyim. Çocuğum bana çok ısrar ediyordu bisiklet almam için. Yokluk içindeydik fakat o mutlu olsun diye aldık. Bilemedik bir zırhlı araç gelip çarpacak. Çok üzgünüm, çocuğumun hakkını arayacağım…”
Bu sözler, 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu’nun babası Salih Miroğlu’ndan.
Mihraç Miroğlu, 3 Eylül’de Şırnak’ın İdil ilçesi Turgut Özal Mahallesi’nde bisiklet kullanırken zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını kaybetti.
İHD Diyarbakır Şubesi’nin Eylül 2019’da hazırladığı rapora göre son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti.
63 vakanın sonucunda, 16’sı çocuk, 6’sı kadın olmak üzere toplamda 36 kişi hayatını kaybetti.
“Aşırı güvenlik kaygısı bu tür kazalara neden oluyor”
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, zırhlı araçların neden olduğu ölümlere dair yargılanma süreçlerinde cezasızlık haline dikkat çekiyor.
Yargının bu tür ölümleri “taksirle ölüme neden olma” suçu üzerinden değerlendirip en alt seviyede ceza verdiğini söyleyen Eren, zırhlı araç kullananların da bu araçları kullanma konusunda yeterli donanımda olmadığına dikkat çekiyor.
Eren, bölgedeki zırhlı araç ölümlerine dair şu bilgileri paylaşıyor:
“Yargının tutumu önemli olduğu kadar idarenin tutumuna da bakmak gerekiyor.
“Son 4-5 yıldır kent merkezilerinde sivillerin yaşam alanlarında ‘aşırı güvenlik anlayışının’ hakim olduğunu görüyoruz.
“Zırhlı araçlarının çocukların yaşam alanlarında devriye attığını hepimiz gözlemliyoruz. Oysa bölgede artık böylesi bir dönemde yok. Aşırı güvenlik kaygısı bu tür durumlara davetiye çıkarıyor.
“Gözlemlediğimiz bir durum daha var. Zırhlı araçları kullanan görevlilerin bu konuda yetersiz bilgiye sahip olduğu. Bu araçları kullanmak için çok özel donanımlı personel yapısına ihtiyaç var.
‘Cezalar caydırıcı değil’
“Söz konusu bu araçlar teknik olarak da yetersiz ve teknik olarak da çok sıkıntılı.
“Yargının tutumuna gelecek olursak… Açılan davalarda hep şuna tanıklık ettik. ‘taksirli öldürme’ suçundan açıldı davalar. Bu da 2 yıldan 6 aya kadar hapis cezası anlamına geliyor. Ama maalesef yargı alt düzeyde ceza verip bir de cezayı erteliyor. Yani cezasızlık durumu yaşanıyor.
“Bu da caydırıcılık özelliğinin kaybolmasına neden oluyor. Cezalar caydırıcı değil.
“Açıkçası daha üst düzeyde bir ceza verilse böylesi kazalar daha az olur. Sıradan bir trafik kazası gibi yaklaşılıyor bu davalara. Oysa durum öyle değil.
Çözüm önerileri
“Mutlaka soruşturmaların daha genişletilmesi gerekiyor. Ayrıca sadece cezai soruşturma değil, idari soruşturma da açılmalı. Ayrıca Meclis İnsan Hakları Komisyonu da bu konuyu gündemine alıp araştırmaya başlamalı. Biz de baro olarak her türlü desteği vermeye hazırız.”
bianet’e konuşan görgü tanıkları, zırhlı aracın çok hızlı hareket ettiğini ve Mihraç’ın cansız bedeninin en az 5 metre öreye fırladığını belirtti ve bölgede çok yaygın olan zırhlı araçların yüksek hızla hareket ettiğine dikkat çekti.
(Bianet/Evrim Kepenek)