İstanbul Kent Savunması’nın çağrısıyla toplanan halk, 30 yıllığına Doğuş Grubuna verilen ve “Galataport” ismiyle anılan proje için, hukuksuz biçimde toplanan ÇED toplantısını yaptırmadı.
Toplantının yapılacağı Karaköy Liman İşletmeleri Yolcu Salonu önünde toplanan kent savunucuları, önce basın açıklaması yaptı daha sonra toplantı salonuna girerek toplantıyı protesto etti. Toplantı “sermaye defol, İstanbul bizimdir”, “bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganları ile başlayamadan bitmiş oldu.
Toplantıdan önce İstanbul Kent Savunması adına basın açıklamasını okuyan Dr. Zerrin Bayraktar, “Karaköy sahilinin büyük bir bölümünü özelleştirecek ve halka tamamen kapatacak olan bu projeye karşı çıkmanın, Karaköy esnafının, bütün Beyoğlu ve İstanbul halkının boynunun borcu olduğunu düşünüyoruz. 2005 yılından beri Beyoğlu’nun kabusu olan bu proje, bütün yasalara, koruma kanunlarına aykırı bir biçimde hayata geçirilmek istenmektedir. Galataport projesinin Haliçport projesinden, Okmeydanı kentsel dönüşüm projesinden, adım adım otelleştirilen İstiklal Caddesi’nden ve Tarlabaşı’ndaki kentsel sürgünden bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. Söz konusu olan başta kıyı bölgesinin olmak üzere Beyoğlu’nun özelleştirilmesi, kamusal niteliğinden arındırılması, yaşam değil sermaye odaklı dönüştürülmesidir. Bütün süreçlerinden habersiz olduğumuz, ihale, plan-proje aşamalarından bilinçli bir biçimde uzak tutulduğumuz bu projenin ne hikmetse göstermelik kısmından haberdar oluyoruz. Yasal prosedür gereği yapmaları gereken ve bu projede halkın katılımının olduğu yalanını söyleyecekleri mecralar için yapılan bu ÇED toplantısı bizim nazarımızda hiçbir meşruiyete sahip değildir. Ayrıca, bu proje geçtiğimiz yılın son günlerinde Beyoğlu derneklerinin açtığı dava sonucu iptal edilen Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’na da aykırı hususlar taşımaktadır’’ dedi.
Beyoğlu ve sahili yok edecek “proje”
Daha sonra, Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Sami Yılmaztürk, ”Sahilin 1 kilometreden uzun bir kısmını halka kapatacak, bölgeyi soylulaştırarak esnafı yerinden edecek, bölgedeki yapılaşmayı kat kat artırarak trafik sıkışıklığı gibi birçok sorun yaratacak Galataport projesi hukuksuzdur” dedi. Yılmaztürk devamında, “Galataport için yapılan imar planlarını yıllar önce meslek odaları olarak dava etmiş ve iptal ettirmiştik. 2013’ün sonunda da Beyoğlu’nun koruma amaçlı imar planı bütüncül olmadığı ve Galataport gibi mega projeleri içermediği için iptal edildi. Dolayısıyla şu anda bölge plansızdır ve bu toplantı düzenlenerek suç işlenmiştir. Hem nüfus hem de yapılaşma açısından son derece yoğun olan Beyoğlu’na ek yük getirecek herhangi bir yapılaşmaya artık izin verilmemesi gerekiyor. Buraya tek bir turist gemisi geldiğinde bile trafiğin felç olduğunu görüyoruz. Galataport gibi 24 saat işleyen bir ticarethane bu sahili artık kullanamaz ve yaşanılamaz bir hale getirecek. Sahili 1200 metre boyunca halka kapatacak bu soylulaştırma projesi ayrıca kiraları yükselterek küçük işyerleri ve esnafı bölgeden sürecek ve alanın sosyal dokusunu rant uğruna yok edecektir’’ dedi.
Mimarlar Odası’nın Avukatı Can Atalay, toplantının açılamadığı yönünde bir tutanak tutulmasını ve ÇED raporunu hazırlayan şirket yetkilileri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerince imzalanmasını talep etti. Yetkililer bunu önce kabul etmedi fakat protestocuların kararlığı üzerine bir tutanak tutularak ‘’Yurttaşların haklı ve yoğun tepkisi nedeniyle toplantının açılamadığı’’ belirtildi.