İstanbul’da Tokatlılar Gecesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Meclis’ten idam çıktığı anda onaylarım. George ne der, John ne der beni ilgilendirmez. Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatme ne der, Rabbim ne der beni o ilgilendirir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Tokatlılar Gecesi'nde konuştu.
"Meclis'ten idam çıktığı anda onaylarım" diyen Erdoğan "George ne der, John ne der beni ilgilendirmez. Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatme ne der, Rabbim ne der beni o ilgilendirir" şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
15 Temmuz gecesi 249 vatan evladını şehit eden, 2 bin 193 insanımızı yaralayan FETÖ'cü hainlere de aynı şekilde döktükleri kanın hesabını hukuk içinde soruyoruz. İşte şimdi davalar görülmeye başlandı. İfadeler, itiraflar ortaya çıkan yeni görüntüler, ihanetin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösteriyor. Kendi silah arkadaşlarını nasıl katlettiklerini, ekmeğini yedikleri bu millete nasıl silah sıktıklarını sizler de görüyorsunuz.
Türkiye tarihinde böyle bir alçaklık yaşanmadı. Bu topraklar, kendi sapkın inançları için bu derece gözü dönen, bu kadar çukurlaşan bir örgüte şahit olmadı.
Burada şunu bir kez daha iyi ifade etmek istiyorum FETÖ ile mücadele Türkiye Cumhuriyeti Devletinin son yıllarda verdiği en zor, en çetin ve en hayati mücadeledir.
"İdam kararı Meclis'ten çıkarsa ben onaylarım"
Kardeşlerim 16 Nisan… Hemen ardından parlamentoda, çünkü bu biliyorsunuz anayasa değişikliği gerektiren bir konu ve bu Meclis'te görüşülüp Meclis'ten idam kararı çıktığı anda, bunu ben onaylarım, bunu onaylarım. Kardeşlerim, 'George ne der, Hans ne der, Katherina ne der?' beni o ilgilendirmez. 'Ahmet ne der, Mehmet ne der, Ayşe, Fatma ne der, Rabbim ne der?' beni o ilgilendirir.
16 Nisan çok önemli. 16 Nisan bir reform. Yönetimde, sistemde bir reform. Yoksa rejim değişikliği diye bir şey söz konusu değil.
"Ben istersem gelirim, dünyayı ayağa kaldırırım"
Ben buradan Alman yönetimine sesleniyorum, demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak, bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir.
Ben Nazizmin, Almanya'da bittiğini zannediyordum. Meğerse hala devam ediyormuş. Hala devam ediyormuş açık ortada. Eğer demokrasiye inanıyorsan, benim Bakanım, hem Bakanınla görüşecek hem de orada bir salon toplantısı yapacak. Niye rahatsız oluyorsun? Bir başka Bakanım aynı şekilde. Şimdi baktık ki Hollanda da aynı şekilde bir açıklama yapmış. Vah zavallı vah. Bunlar kendi iradeleriyle hareket etmiyorlar. Kardeşlerim, şimdi zannediyorlar ki Tayyip Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ya ben istersem yarın gelirim. Gelirim ve kapıdan da sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım.
5 yıl 10 aya mahkum olan birisine kalkıp madalya takıyorlar. Sizin suçlulara yardım ve yataklıktan yargılanmanız gerekir.
Neymiş, Türk siyasilere kiralayacak kamusal alan yokmuş. Neymiş, o kadar insan bir araya gelirse güvenlik tehlikesi oluştururmuş. Otopark imkânı yokmuş… Daha önce izin verdiler, ben de Türkiye’den video konferansla katılacaktım. AYM iki saatte karar aldı, benim telekonferansla katılmamı engelledi. Bu Almanya Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanının telekonferansla toplantıya katılmasını engellerken Kandil’den Cemil Bayık’ın telekonferansla katılmasına müsade etti. Bunların demokrasi anlayışı bu. Aynı ülkelerde PKK’lı DHKP-C’liler sokakta cirit atıyor. 5 bin dosya verdik, cevap yok.
“Gazeteci değil, terörist”
Bana geldiğinde söyledi bunu Merkel. Sizde şu an gözaltında bir tane gazeteci var, bunu bırakırsanız memnun oluruz. Dedim ki o gazeteci değil terörist. Bu adam terörist, gazeteci değil.