Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Asgari Ücret İnisiyatifi:  28 bin 75 TL’lik asgari ücret, sermayenin ve iktidarının emekçiye karşı savaş ilanıdır

    25 Aralık 2025

    CHP’li Alp’ten CHP’li Dikbayır’a: Kürt varlığının inkârı çoktan tarih olmuştur

    25 Aralık 2025

    Cezayir, Fransız sömürgeciliğini suç saydı

    25 Aralık 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Duygusal Olan Politiktir – KESK’li Kadınların Mücadele Deneyimleri

      24 Aralık 2025

      Dekolonizasyon şart abiler*

      24 Aralık 2025

      Hafıza ve pozitif barış; Barış Anneleri

      23 Aralık 2025

      Bir kuşağın cebine kurulan tuzak: Uyuşturucu kullanımı ve sanal kumarın kesişiminde gençlik, yoksulluk ve sosyal politikalar

      20 Aralık 2025

      Suriye’de Aleviler için çember daralıyor: Çözüm halkın öz örgütlenmesinde

      19 Aralık 2025
    • Seçtiklerimiz

      Manisa’da işçiyi savuran o şiddetli fırtına!

      23 Aralık 2025

      İklim krizi gökte mi, yerde mi?

      22 Aralık 2025

      Neoliberal güvencesizlikten geç faşizmin belirsizlik rejimine: Emekçilerin askıda kalan hayatları

      19 Aralık 2025

      Misafir işçi programları işgücü sömürüsünün aracıdır

      17 Aralık 2025

      İmamoğlu davasındaki 4 bin 600 günlük (12 yıl 6 ay) sürenin mucidi kim?

      15 Aralık 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Avrupa Süryaniler Birliği: “Noel Bayramı eşit yurttaşlığın bir gereğidir”

      24 Aralık 2025

      Özlem Tolu: 2026 bütçesi eğitimin daha fazla piyasalaşacağı bir dönemin habercisi.

      15 Aralık 2025

      Onur Hamzaoğlu: “Sağlık Bakanlığı’nın bütçedeki payı yüzde 15’in altında olmamalı”

      13 Aralık 2025

      AP Milletvekili Langensiepen: “Engellilik siyaseti için değil sosyal politika yapmak için başladım”

      11 Aralık 2025

      Feray Mertoğlu: Müzakere sürdürülürken faşizme karşı mücadele yükseltilmelidir

      2 Aralık 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Temelli: Türkiye iktidarın politikaları ile toplumsal barışını kaybetti

    Temelli: Türkiye iktidarın politikaları ile toplumsal barışını kaybetti

    DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis’te yapılacak olan kapalı İsrail oturumuna tepki göstererek, ‘Her gün biz aslında bir yanıyla büyük bir savaşın içindeyiz. Toplumsal barışımızı yitirdik. Toplumsal barışı nasıl var edeceğimizi bile artık bilemez hale geldik’ dedi.
    Siyasi Haber7 Ekim 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

    Temelli, İŞID’in Kobanê’ye dönük saldırısı nedeniyle Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014’te yaşanan eylemlere dikkat çekerek konuşmasına başladı. Temelli, Kobanê halkının insanlık düşmanı bir örgüte karşı direndiğini belirtti.

    ‘Kobani direnişi sayesinde IŞİD durduruldu’

    6-8 Ekim protestolarının da bu direnişle dayanışmanın göstergesi olduğunu ve insanlık adına önemli bir gelişme, dayanışma olduğunu vurgulayan Temelli, “BM çağrı yapmıştı, HDP de o gün Kobani ile dayanışma için bütün Türkiye ve dünya kamuoyuna dayanışma çağrısı yaptı. İnsani koridorun açılması ve direniş için gerekli yardımların yapılması için yapılan bir çağrıydı. Tam 10 yıl önce Kobani direnişi sayesinde IŞİD durduruldu” dedi.

    ‘Yasin Börü’nün ismi üzerinden siyaset yapıldı’

    Kobanê’nin “İnsanlık tarihinin en önemli direnişlerden biri”  olduğunu belirten Temelli, “Buna karşılık tam da 7 Ekim günü çağrımızı yaptıktan bir gün sonra dönemin başbakanı Erdoğan Antep’te çıktı dedi ki;’ Buyurun Kobani de düştü düşecek.’ Yani Kobani’nin düşmesi için neredeyse bir çağrı yaptı. Bundan sonra bu konuşmanın tetiklediği olaylardan sonra tam 54 kişi bu ülkede yaşamını yitirdi. Bu 54 kişiden 47’si partimiz üyesi HDP’lilerdi. Onların isimlerini sizlerin huzurunda dile getirmek onları anmak istiyorum. Çünkü onların isimleri hiç bir yerde anılmadı. Bu katledilen insanların isimleri hiçbir yerde anılmadı, hiç bir dosyaya girmedi. Bir tek isim dosyaya girdi Yasin Börü. Yasin Börü’nün ismi üzerinden siyaset yapıldı. Yasin Börü’nün hakların savunmak için yapmadılar, HDP’yi suçlamak için yaptılar ve bir kumpas davası yarattılar. Oysa 54 kişi ölmüştü bu 54 kişiden 47’si HDP’liydi” diye konuştu. Temelli daha sonra yaşamını yitiren isimleri tek tek saydı.

    ‘Çöktürme planının devamı’

    Protesto ve ölümlerden ötürü ise eski eş genel başkanlarından Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş yanı sıra pek çok milletvekili arkadaşlarının tutuklandığını belirten Temelli, bu tutuklamalara dair açılan Kobanê Davası’nın ise “Çöktürme Planı” çerçevesinde açıldığını kaydetti.

    Temelli, “O çöktürme planını yapanlar o planı hazırlayanlar bu ülkeye demokratik bir düzenin gelmesine karşı olanlardır. Bu ülkeye demokratik bir düzene kavuşmasının yolu nereden geçer. Bu ülkeye demokratik bir düzenin gelmesinin yolu Kürt meselesinin demokratik çözümünden geçer. Buna karşı olanlar masayı devirenler işte çöktürme planını hazırlayanlardır. O Çöktürme Planının bir parçasıdır bu kumpas davası. Çünkü yıllarca dava açılmadı, sonra kalktılar böyle bir tezgah hazırladılar sonuçlarına da bütün ülke katlanmaya devam ediyor” diye kaydetti.

    ‘İsrail’in bu fütursuz saldırıları hayata geçmezdi’

    Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İyi ki direniş olmuş iyi Kobanê direnmiş ve IŞİD yenilmiş. Yoksa bunun sonuçlarını tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük acılarla yaşamaya devam ederdik. Bugün Ortadoğu inanılmaz bir yangın yeri. Ciddi anlamda insanlık dramları yaşanıyor. 7 Ekim aynı zamanda 2023’te başlayan İsrail saldırılarının da yıldönümü. 42 bine yakın insan Gazze’de katledildi bir soykırım gerçekleştirildi. Bugün Lübnan’da 2 bine yakın insan yaşamını yitirmiş durumda. İsrail saldırıları devam ediyor. İran İsrail savaşının eli kulağında. Bölge adeta yangın yerine dönmüş durumda. Bölge bu yangın yerinden nasıl çıkılacağını bilmiyor. Oysa çıkış yolu belliydi. Eğer Türkiye çözüm sürecinde ısrar edebilseydi. Çözüm Sürecini ilerletebilseydi, Kürt meselesinin demokratik çözümü hayata geçirilebilseydi barış siyaseti bölgede hakim olabilseydi, barışın hinterlandı Ortadoğu’yu kaplayabilseydi İsrail’in bu fütursuz saldırıları hayata geçmezdi.

    İsrail halkının ve bütün Arap halklarının kurtuluşu da bütün hakların ortak kaderinde saklı. Bu ortak kaderin yolu barış siyasetinden geçiyor. Demokratik çözümden geçiyor. Suriye, Irak, Türkiye İsrail ve Filistin için. İki devletli çözümün yolu barış siyasetinin hakimeyetinden geçiyor. Türkiye barışta ısrar etmek yerine bölgeye barışı demokrasi getirmek yerine son 10 yıldır adeta savaşı adeta körükleyen bir yerden hareket ediyor.

    ‘Her gün büyük bir savaşın içindeyiz’

    Kapalı oturum yapılacakmış bize bilgi verilecekmiş. Sanki saklı bir şey var. Her şeyi dünyanın gözü önünde olup bitmekte zaten. Türkiye’nin izlediği siyasette çok açık bir şekilde ortada. Efrîn’de Girê Spi’de, Serêkaniye’de ortada, Başur’da ortada. Bu siyasetle yol almak mümkün değil. Türkiye siyasetinin sıkıştığı yer de tam da burası. Siyasi krizin en temel nedeni bu. Bu siyasi kriz sadece bölgeyle sınırlı kalmıyor. Sınırımızın ötesinde bir siyasi kriz savaş var ama Türkiye’de her şey güllük gülistanlık mı hayır. Bütün bu yaşananların ağır bedeli Türkiye halkları emekçileri kadınları çocuklar katlanmaya devam ediyor. Bu krizin her boyutuyla etkisi günlük yaşamımızın içinde bütün çıplaklığı ile var. Her gün biz aslında bir yanıyla büyük bir savaşın içindeyiz. Toplumsal barışımızı yitirdik. Toplumsal barışı nasıl var edeceğimizi bile artık bilemez hale geldik. Bakın Narin katledildi. Narin’in katledilmesine dair araştırma önergesi verdik, AKP-MHP oylarıyla reddedilmiştir. Bu artık neredeyse klişe haline gelmiştir. Muhalefetten her araştırma önergesinin karşı bu cümleyi duyuyoruz. Yani hiç bir şey araştırılmıyor. Diyorlar ki yargıya müdahale mi ediyorsunuz. Sanki kedileri hiç yargıya müdahale etmemişler. Kobanê kumpas davası başlı başına yargıya müdahaledir, yargıya müdahalenin doruğudur. Gezi davası yargıya müdahalenin doruğudur. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şeydir.

    ‘O köydeki mermiler silahlar nerede?’

    Burada yargıya müdahale söz konusu değil. Yargı dokunmadığı yerlere dokunuyoruz. Diyoruz ki o köydeki mermiler silahlar nerede. DNA’ların yok edilmesine yönelik organize işler nasıl olmuş. Bu çocuk katledilirken 19 gün boyunca çocuğun cesedine ulaşılmazken neler olmuş bitmiş. Neden bu sorumlular gereğini yerine getirmemiş bunların araştırılmasını istiyoruz ama karşımıza aynı klişe laf çıkıyor. Bu iktidar çocuk düşmanıdır. Çocuklara yaklaşıma baktığınızda zaten bunu anlıyoruz. Çocukları katledildiğinde bir duyarlılık görmememizin nedeni de bu. 

    ‘Savaşa sokakta da devam ediyor’

    Savaş devam ediyor, sokakta savaş devam ediyor. Toplumsal barış yıkımı devam ediyor. Kadınlar katledilmeye devam ediyor. Kadın cinayetleri öyle bir hale geldi ki, bugün itibariyle bu yıl içinde 292 kadın katledildi. Dün 6 kadının katledildiğini öğrendik. İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in hunharca katliamı hiç bir vicdanın kabul edemeyeceği bir katliamdır. 292 kadının katledilmesinden ciddi bir rakamdan bahsediyoruz. Her cinayetten sonra, hasta idi alkollüydü sinirliydi açıklamaları yapılıyor. Alkol kullanma oranı hastalıkların oranlarına baktığımızda dünyanın her yerinde hastalar var, dünyanın her yerinde alkol kullananlar var bunların ortalamasında Türkiye’de bir farklılık yok. Ama dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kadın katledilmiyor. O yüzden Türkiye’deki kadın cinayetleri politik. Bu iktidarın zihniyetinin sokağa yansımasıdır. Bu eril zihniyet erkek egemen zihniyet bu anlayış sokağa taşındığında kadınlara yönelik taciz tecavüz şiddet ve cinayetin yaygın bir şekilde hayata geçiyor.

    ‘Parodilerle halkın karşısına geçiyor’

    Şimdi de Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı ikilisini izliyoruz. Özellikle her ayın 3’üncü günü bu ikili muhteşem parodilerle halkın karşısına geçiyor ve adeta kendileri eğleniyorlar halkı aldatıyorlar. Enflasyon rakamları her ayın 3’ünde açıklanıyor bu ikilinden muhteşem açıklamalar geliyor. Hazine Maliye Bakanına soruyorlar enflasyon rakamını bilgim yok diyor. Kimin bilgisi olacak bilgisi olması gereken ilk şahıs bilgisiz, Merkez Bankası Başkanı açıklama yapıyor elma ile armutu karıştırmıyor. Kırmızı elma, yeşil elma. Bu kadar ciddiyetsiz iki zat birisi Merkez Bankası başkanı, biri hazine ve maliye bakanı ve hiçbir tahminleri tutmuyor. Sayın Şimşek’in bir özelliği var, hiç bir tahmini tutturamama özelliği. Enflasyon rakamlarıyla ilgili hiç bir tahmini tutmadı. Sene sonu tahmini 38’den 48’e geldi. Sene sonunda 58 olacak. Tutmayacak. Neden? Çünkü nedeni doğru yerde aramıyorlar teşhisini yanlış yerde yapıyorlar.

    ‘Kendi hesaplarını hayata geçirmeye devam ediyorlar’

    Şimşek sermayenin bakanı ve emekçi düşmanı olduğu için hala asgari ücrete ve emekli maaşlarına yükleniyor. Ücretli çalışanlar ve emeklilerin taleplerini kısarak enflasyon ile mücadele edeceklerini sanıyorlar. Bunu iktisat fakültesi 2. sınıf öğrencisi bile bilir ki. Satın alma düşen bir insan enflasyona neden olamaz. Satın alma gücünüz çok yüksekse enflasyona neden olursunuz. Bu ülkenin kimi satın alma gücü yüksek, sermayenin. Bunu nereden biliyorsunuz, açıklanan karlardan. Merkez Bankası başkanı bilmiyor mu biliyor, Şimşek bilmiyor mu biliyor fakat Laurel ve Hardy bize cambaza bak diyorlar öbür yandan kendi hesaplarını hayata geçirmeye devam ediyorlar.”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Hanuka’nın son gününde İstanbul’da antisiyonizm–antisemitizm çizgisi bir kez daha aşıldı

    23 Aralık 2025

    Bursa’da metal işçileri üretim sahasında: TİS görüşmeleri krize girdi

    23 Aralık 2025

    İmralı Heyeti ile Özgür Özel görüştü: Siyasal ve toplumsal mutabakat hayati önemde

    22 Aralık 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Ayşegül Sandıkçıoğlu

    Duygusal Olan Politiktir – KESK’li Kadınların Mücadele Deneyimleri

    Zeki Yaş

    Dekolonizasyon şart abiler*

    Ercan Jan Aktaş

    Hafıza ve pozitif barış; Barış Anneleri

    Yıldırım Kaya

    Bir kuşağın cebine kurulan tuzak: Uyuşturucu kullanımı ve sanal kumarın kesişiminde gençlik, yoksulluk ve sosyal politikalar

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ayla Önder

    Manisa’da işçiyi savuran o şiddetli fırtına!

    Mehmet Horuş

    İklim krizi gökte mi, yerde mi?

    Şebnem Oğuz

    Neoliberal güvencesizlikten geç faşizmin belirsizlik rejimine: Emekçilerin askıda kalan hayatları

    Siyasi Haber

    Misafir işçi programları işgücü sömürüsünün aracıdır

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Asgari Ücret İnisiyatifi:  28 bin 75 TL’lik asgari ücret, sermayenin ve iktidarının emekçiye karşı savaş ilanıdır

    25 Aralık 2025

    Metal işçileri MESS dayatmalarına karşı ayakta!

    25 Aralık 2025

    DİSK’in ‘Adalet’ yürüyüşü devam ediyor

    23 Aralık 2025
    KADIN

    EŞİK’ten 11. Yargı Paketi uyarısı: Binlerce kadına yönelik şiddet faili erken tahliye edilecek

    25 Aralık 2025

    Duygusal Olan Politiktir – KESK’li Kadınların Mücadele Deneyimleri

    24 Aralık 2025

    Manisa’da işçiyi savuran o şiddetli fırtına!

    23 Aralık 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.