Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Evvel Temmuz Alevi Sempozyumu sonuç metni yayınlandı: Birlik, barış, dayanışma!

    18 Temmuz 2025

    Geriye döneceğimiz bir yol yok

    18 Temmuz 2025

    Bask Ülkesi’nde barış ve stratejik sabır

    17 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

      16 Temmuz 2025

      Öcalan ve Hozat’ın feraseti, Erdoğan’ın hamaseti

      14 Temmuz 2025

      Barış değil seçim konuşması

      13 Temmuz 2025

      Devrimci şiddetin sınırları ve dönüşümü: Tarihsel materyalist bir değerlendirme

      12 Temmuz 2025

      Yeni Eşik

      11 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Geriye döneceğimiz bir yol yok

      18 Temmuz 2025

      Bask Ülkesi’nde barış ve stratejik sabır

      17 Temmuz 2025

      Kobani Davası kararında sokak polemikleri

      17 Temmuz 2025

      Dört nal, bir at, biraz da kılıç şakırtısı

      16 Temmuz 2025

      ‘Ekonomik mucizeler’ için barış önemli, ancak planlı bir ekonomi olmazsa olmaz

      14 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025

      Josu Urrutikoetxea: Silahlı mücadeleden müzakereye, ETA’dan Kürt mücadelesine

      9 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Tülay Hatimoğulları: Ekmek yoksa adalet, adalet yoksa ekmek yok

    Tülay Hatimoğulları: Ekmek yoksa adalet, adalet yoksa ekmek yok

    Hatimoğulları, uluslararası savaş karşıtı bir hareketin zorunlu olduğunu belirtirken, Türkiye’de emekten demokrasiden yana güçlerin tek adam rejimi karşısında ittifakının ihtiyaç olduğunu vurguladı.
    Siyasi Haber22 Ağustos 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Evrensel Gazetesi’nden Birkan Bulut’un sorularını yanıtladı. İktidarın “normalleşme” söylemlerini seçimden sonra kendisini toparlamak için kullandığını belirten Hatimoğulları, rejim değişikliğinin aktörü bir iktidardan aksinin beklenemeyeceğini söyledi. Hatimoğulları, Hakkâri dışındaki belediyelere kayyum atanmamasına ilişkin ise AKP tabanından da gelen tepkilere işaret etti.

    Partinizin bir süredir düzenlediği ekmek ve adalet buluşmalarındaki gözlemleriniz nelerdir?

    Öncelikle neden “Ekmek ve Adalet” kampanyası başlattık? İçinden geçtiğimiz çoklu krizlerin,  Türkiye’de yurttaşların hayatındaki en önemli yansıması ekmek kavgası ve adalet kavgasıdır. AKP-MHP iktidarı Türkiye’de halkları, işçileri, emekçileri, toplumu her anlamda ateş cenderesine atmış durumda. Türkiye’de ciddi bir geçim sıkıntısı var. Barınma krizi, işsizlik, geleceksizlik, güvencesizlik, umutsuzluk var. Soframızdaki ekmeğe göz dikenler, demokrasiyi de yok sayanlar aynı zamanda. Adil bir yaşamı da, adalet arayışını da görmezden gelenler. AKP-MHP iktidarı emeği ile geçinen emekçilerin sofrasındaki ekmeği daha da küçültürken, sermayeye daha büyük rantlar kazandırma derdinde; eli emekçinin cebinde. Sistemin bu sömürü düzenine karşı ise ortak mücadele etme, dayanışma biz ezilenler ve sömürülenler için elzem. Hem ekmeğin hakkını arama hem de adalet arama mücadelesini yükseltmek için adaletsizliklere karşı Ekmek ve Adalet Kampanyasını başlattık/yürütüyoruz. Ekmek yoksa adalet yok, adalet yoksa ekmek yok.

    Ekmek ve adalet buluşmalarında işçiler, çiftçiler emekliler, ev emekçisi kadınlar ve adalet talebi olan tüm kesimlerle buluşuyoruz. Birçok alanda yapılan eylemler bunlar ses getirse de çok parçalı olduğu için sonuç alıcı bir etki yaratamıyor. Bizler de Türkiye’de bu sorunları gören, adil bir ekonomiyi savunan bir parti olarak 4 bir yanda gerçekleştiriyoruz. Mardin’de çiftçi mitingiyle başladık, Hatay’da  rezerv alan mağdurlarıyla buluştuk. Antalya’da turizm ve inşaat işçileriyle buluştuk. Amacımız bir yandan sorunları tartışmak ama çözüm önerilerini de konuşmak. Bu buluşmalarda direnişleri buluşturmak, direnişleri de örgütlemek istiyoruz.

    Öte yandan iktidar en çok işçi direnişlerinden korkuyor ve tüm devlet imkanlarını sermaye için seferber ediyor. Bu vesileyle Tek Gıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez işçilerinin direnişlerini ve Hatay İskenderun’daki Befesa işçilerinin grevini selamlıyorum.

    Peki en acil çözümler konusunda neler öne çıkıyor?

    Çok acil insanların geçinebileceği bir ücretin kamu tarafından garanti altına alınması gerekiyor. Asgari ücret 32 bin lira olmalı ve 6 ayda bir güncellenmeli. 50 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Tüm işsizlerin İşsizlik Fonundan faydalanması gerekiyor. 16 milyon emekli alarm veriyor. Öte yandan tarım politikalarında da radikal çözümlere ihtiyaç var. Hiçbir tarım arazisi imara açılmamalı, çiftçiler her anlamda desteklenmeli, Türkiye’de üretebilecek bütün ürünlerin ithalatı yasaklanmalı.

    İktidar, son olarak SGK borçları üzerinden belediyeler üzerinde baskı kuruyor. DEM Parti’li belediyelerde durum nedir?

    Mali kuşatma ne yazık ki var. Muhalefet belediyeleri çalışmaz duruma getirilmek isteniyor. Borçsuz olarak bizden alınan belediyeler kayyımlar tarafından dev rakamlarla borçlandırılmış ve hiçbir çalışma yürütülmemiş. Bununla ilgili rakamları açıklamıştık. Bazı projeler hazırlanıyor, uluslararası hibe fonlarına başvuru yapılıyor ama iktidar bunları imzalamıyor. Mesela kültür merkezi için bir arsa olması gerekiyor ama iktidar, tasarruf tedbiri kapsamında acil ihtiyaç olarak değerlendirmediği için engel oluyor. İktidar, yerel yönetimlerdeki belediyeleri engellemeye çalışırken seçmenden intikam almaya çalışıyor. Belediyelerini çalıştırmayan bir iktidar ülkeyi yönetemiyor demektir.  Ancak seçmen hepsinin farkında ve AKP kendi sonunu bu politikalarda hazırlıyor.

    ‘Kayyum konusunda daha fazla düşünüyorlar’

    İktidar bu dönem neden sadece Hakkâri Belediyesine kayyum atadı? Diğerlerine neden atamadı?

    Kayyım politikası iflas etti. Biz sahada şunu çok net gördük; AKP’ye oy verenler arasında dahi kayyım politikasına tepki var. Çünkü belediye başkanıyla birlikte onu seçen irade de yok sayılıyor. Erdoğan seçimle alamadığını siyasi darbeyle almaya çalışıyor. Bu konuda ısrar etmemelerini öneriyoruz. Hakkâri’deki hatadan dönmelerini istiyoruz. AKP hem bölgede bir tabela partisine dönmüş durumda hem de Türkiye’nin batısında da kayyım politikasına tepkiler oldu. Seçimler meşruiyetini kaybediyor. Bu koşullar AKP’yi kayyım atama konusunda daha fazla düşünmeye itiyor.

    Hakkâri özel olarak mı seçildi?

    Hakkâri sınır kenti ve Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine üs seçtiği yerlerden biri. Narko-devlete dönüştürülmüş olan Türkiye’de, bu sınır kentinde yoğun bir uyuşturucu kaçakçılığı yaşanıyor. Ayrıca sınır kenti olması nedeniyle sahte güvenlikçi politikalarını yürütmek için bahaneler üretiyorlar.

    Kürtçeye yasaklar, halayın bile tutuklama konusu edilmesi, en temel siyasi hakların gasbedilmesi ve son olarak Atalay oturumundaki saldırı… Bu artan baskıların olduğu tabloda iktidarın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? DEM Parti önümüzdeki süreçte neler yapacak?

    İktidar baskıcı politikalarını derinleştirerek devam ettiriyor. Son seçimlerden sonra “normalleşme” süreci açsa da bunu kendisini toparlamak için kullandı. Biz baştan beri böyle bir normalleşmenin mümkün olmadığını söylüyorduk. Çünkü bu iktidar faşist otoriter rejim değişikliğinin aktörüdür.

    Atalay oturumunda yaşananlar AKP’nin nasıl bir yönetim biçimi sergilediğinin yansımasıdır. Eğitimde, sağlıkta, futbolda, siyasette, her yerde şiddet var. Atalay’ın AYM kararına rağmen cezaevinde tutulmasının değil, Meclisteki şiddetin konuşulmasını istediler. AKP’nin açlığın, yoksulluğunu dile getirilmesine karşı zoru kullanması konusunda bize düşen görev, emekten demokrasiden yana siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri başta olmak üzere bir cephede birleşmek.

    Birlikte mücadele her dönem tartışılıyor. Peki bu dönemde nasıl bir ortak mücadeleyi savunuyorsunuz?

    Birincisi, hem Türkiye’nin içinden geçtiği durum hem dünya ölçeğinde artan savaş tehditleri karşısında ortak mücadele gerekiyor. Türkiye’de ve uluslararası ölçekte savaş karşıtı bir hareket için bir araya gelmek zorundayız.

    İkincisi, Türkiye’de ekonomik, siyasal, toplumsal çoklu krizlerle yüz yüzeyiz. İktidar bu krizlerin derinleşmesini sağladı. Ekmek, adalet ve barış talepleriyle Türkiye’de bir dip dalga potansiyeli olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Bu yüzden sol sosyalist güçler başta olmak üzere işçiler, Aleviler, Kürtler, kadınlar doğa ve insan hakları savunucuları olarak bu otoriter rejime karşı mücadele ittifakına ihtiyacımız var. Bu zeminde birlik için çeşitli kesimlerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz ve umarım sağlıklı sonuçlar alırız.

    “Bölge artık barış ve huzur istiyor”

    Erdoğan Esad ile görüşme ısrarını sürdürüyor ama TSK’nin Suriye’den çekilmesini kabul etmiyor. Suriye’deki Kürtlerin kazanımları hedefte. Bölge halklarının bu süreçteki çıkarı nedir?

    Türkiye dış politikada kan kaybettiği için bu görüşmeyi istiyor. İktidar yıllardır yayılmacı dış politika yürütmeye çalıştı. Oysa bölge halkları neo-Osmanlıcı politikaları istemiyor. Erdoğan’ın Arap dünyasındaki itibarı yerlerde. Bugün Erdoğan’ın Esad ile görüşmek istemesi Mahmud Abbas’ı parlamentoya davet etmesine benziyor. İç siyasete oynuyor, güç kaybını onarmaya çalışıyor. Bu iktidarla birlikte dış politika iç politikayı biçimlendirmenin bir aracı oldu.

    Suriye’de elbette müzakereler olmalıdır. Suriye sınır ötesi harekatların ve askeri varlığın sebebi Kürt sorunudur. Ancak iktidarın Suriye’de Kürt halkının kazanımlarına  karşı saldırılarından vazgeçmesi gerekiyor. Türkiye’de Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmüş olsaydı, bu konuda tüm Ortadoğu’ya örnek olurdu. Bölgenin barışa ve huzura ihtiyacı var. Çünkü emperyalist güçlerin bu dönemdeki paylaşım savaşlarında kaybeden bölge halklarıdır.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Evvel Temmuz Alevi Sempozyumu sonuç metni yayınlandı: Birlik, barış, dayanışma!

    18 Temmuz 2025

    Dört nal, bir at, biraz da kılıç şakırtısı

    16 Temmuz 2025

    Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

    16 Temmuz 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mete Gönültaş

    Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

    Tuncay Yılmaz

    Öcalan ve Hozat’ın feraseti, Erdoğan’ın hamaseti

    Mehmet Murat Yıldırım

    Barış değil seçim konuşması

    Siyasi Haber

    Devrimci şiddetin sınırları ve dönüşümü: Tarihsel materyalist bir değerlendirme

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ertuğrul Kürkçü

    Geriye döneceğimiz bir yol yok

    Kıvanç Eliaçık

    Bask Ülkesi’nde barış ve stratejik sabır

    Alp Altınörs

    Kobani Davası kararında sokak polemikleri

    Ohannes Kılıçdağı

    Dört nal, bir at, biraz da kılıç şakırtısı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.