Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Reel sosyalizmin maddi temelleri: Kolektif kazanımlar ve çelişkili miras

    24 Ağustos 2025

    Kürt Kültür Festivali renkli görüntülere sahne oldu

    23 Ağustos 2025

    Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir

    23 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Bolu’da siyasi ikbal, sosyal medya ve fenomen belediye başkanı

      22 Ağustos 2025

      Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

      17 Ağustos 2025

      Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

      16 Ağustos 2025

      Yangını büyütelim!

      15 Ağustos 2025

      Kadınlara “lütuf” gibi sunulan hak: Yarım zamanlı çalışma tuzağı

      15 Ağustos 2025
    • Seçtiklerimiz

      Reel sosyalizmin maddi temelleri: Kolektif kazanımlar ve çelişkili miras

      24 Ağustos 2025

      Oyunbozan SDG!

      23 Ağustos 2025

      Bu yasayla buraya kadar mı?

      22 Ağustos 2025

      Dikkat: Yok olmak üzere!

      22 Ağustos 2025

      Osmanlı Millet Sistemi

      22 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir

      23 Ağustos 2025

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir

    Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir

    Latin Amerika ülkesi Bolivya, uzun yıllardır sol bir hükümet ile yönetiliyordu. Ancak geçtiğimiz hafta yapılan seçimlerle birlikte 20 yıllık sol iktidarın sonuna gelindi. Seçimlerin ikinci turunda yarış, iki sağ aday arasında yaşanacak. KAVEL ALPASLAN, Bianet adına, Latin Amerika üzerine çalışan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden ERTAN EROL ile bunun nedenlerini ve ülkenin geleceğine ilişkin olasılıkları konuştu...
    Siyasi Haber23 Ağustos 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Latin Amerika ülkesi Bolivya, uzun süredir sol bir hükümet ile yönetiliyordu. Ancak geçtiğimiz hafta yapılan seçimlerle birlikte 20 yıllık sol iktidarın sonuna gelindi. Seçimlerin ikinci turunda yarış, iki sağ aday arasında olacak.

    Sosyalizme Doğru Hareket Partisi (MAS) bu seçimlerde yüzde 3 gibi bir oy alarak sadece hükümeti kaybetmedi, aynı zamanda siyaset sahnesinden silinmekle karşı karşıya kaldı. Partinin yaşadığı bu düşüş bir iç çatışmayı işaret ediyor. Ülkenin eski Devlet Başkanı Evo Morales, yeniden aday olamadığı seçimlerde taraftarlarına ‘geçersiz oy çağrısı’ yaptı. Seçmenlerin yüzde 25’lik kesmi geçersiz oy ile Morales’e desteğini gösterdi ama ülkenin geleceğini neoliberal politikalarda ortaklaşan adayların belirleyeceği de bir gerçek.

    Peki bu ‘düşüşün’ arkasında ne var? İç çatışmaların kaynağı ne? Siyasi kırılma ile Bolivya’nın yaşadığı ekonomik [sıkıntılar] arasındaki ilişki ne? Yeraltı zenginlikleri ile gündeme gelen Bolivya’nın neoliberal geleceği ne anlam ifade ediyor? Morales döneminin hangi ‘kazanımları’ kaybedilebilir?

    Kavel Alpaslan bu konuları, Bianet adına, Latin Amerika üzerine çalışan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Ertan Erol ile konuştu…

    ***

    İki başlılık ve ekonomik kriz

    Bolivya’da MAS, güçlü ve militan bir tabana sahipti – en azından dışarıdan görünen buydu. Evo Morales’e karşı yapılan 2019 darbesinde ve ardından yaşanan süreçte bu desteği görmüştük. 2020 seçimlerinde parti Morales’in aday olamamasına rağmen seçimi ilk turda kazanmıştı. Bugüne geldiğimizde değişimin altında yatan nedenler ne olabilir?

    Son iki senedir Bolivya çok büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya. Bu krizin temel sebeplerinden birisi de Morales ile [2020’de Morales’in desteğiyle seçimi kazanan mevcut Bolivya Devlet Başkanı Luis] Arce arasındaki ayrım. O ayrıma biraz bakmak gerekirse şöyle bir mesele var: 2019’da Morales üçüncü kez anayasaya biraz da aykırı biçimde aday olduğu zaman MAS içerisinden de Morales’e karşı bazı tepkiler vardı. Arce bunlardan biri değildi. Arce, Morales’in güvendiği insanlardan biriydi. En azından ekonomik olarak bir teknokrat aslında bakarsanız.

    Darbe olduktan sonra çok kritik bir süreç yaşandı. Morales’in Meksika sayesinde kaçabilmesi o darbeyi biraz akamete uğrattı denebilir. Onun en temel ayaklarından birisi de aslında Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) idi. OAS, seçimlerde hile karıştırıldığını iddia etti. Ama daha sonra bunun böyle olmadığı anlaşıldı. Yani Morales’e tepki olsa dahi Morales aslında o seçimleri kazandı.

    Morales’in dönüşü

    Darbe meselesi bittikten sonra, seçimlere gidildikten sonra, Morales’in kendi aday gösterdiği Arce seçildikten sonra Morales tabii ki ülkeye döndü. Şimdi burada şöyle bir problem var: Birisi yeni seçilmiş başkan, ötekisi de eski seçilmiş başkan; ne kadar eleştirilse dahi darbeyle görevinden edilmiş, 2006’dan beri ülkeyi yöneten, biraz da efsanevi ve kendi kitlesi çok kuvvetli olan bir başkan. Özellikle koka yaprağı üreten çiftçiler arasında ve o sendikalar arasında, madenciler arasında çok desteklenen bir başkan. Şimdi hal böyle olunca bir iki başlılık ortaya çıktı ve yavaş yavaş bu iki başlılık Kongre’ye de kendisini yansıttı. Bunun hiçbir ideolojik arka planı yok…

    Yani Arce aslında seçilmiş başkan olarak, bir önceki seçilmiş başkanın siyasi meselelere müdahale etmemesini talep ediyordu ama Morales de sürekli olarak üstten bir biçimde kendisinin aslında ‘asıl seçilmiş başkan’ ve ‘darbeyle görevden uzaklaştırılmış başkan’ olduğunu iddia ediyordu -ki doğru olan bu zaten. Bu, Kongre’de bir ayrım yarattı. Kongre’de MAS çoğunluğa sahipti ama bir kısmı Arceci oldu, bir kısım Moralesçi oldu.

    Son Devlet Başkanı Luis Arce (solda) ve onceki Devlet Başkanı Evo Morales eski hükûmet doneminde bir arada

    Ekonomik kriz

    Peki bunun gittiği nokta ne oldu? Ekonomik kriz. Çünkü doğal gaz ya da petrol alında bir kriz yaşandı. Tabii doğal gaz üretilen dönemde önemli ölçüde rezerv biriktirilebilmişti, doğal gaz ve emtia fiyatları çok yüksekken. Şimdi o kadar yüksek değil o fiyatlar ve bu da bir problem tabii ki.

    Birçok üründe sübvansiyon var. Petrol bunlardan birisi. Bu sübvansiyonlar Bolivya’daki Merkez Bankası’nın dolar rezervlerini eritti ve Bolivya son iki senedir petrol almakta zorlanıyor. Bu son bir sene içerisinde ikiye bölünen Kongre’de, dış borca gidilmesi onayı da alınamıyor. Moralesçiler MAS’tan olmalarına rağmen bunu veto ediyorlar. Böyle bir kilitlenme durumu ortaya çıktı ve ülkede ekonomi durma noktasına geldi. Petrol sıkıntısı baş gösterdi. Bu yaklaşık bir-bir buçuk senedir var. Bolivya dağlık bir ülke olduğu için tren sistemi yok. Her şey kamyonla taşınıyor. Hal böyle olunca tabii ki birçok maddede sorun yaşandı. Hatta sübvansiyon olduğu için kimileri çevre ülkelerden, Bolivya’nın parası da çok değer kaybettiği için, bu sübvanse edilen malları alıp kaçakçılık yapmaya başladı. Yani ekonomik olarak çok büyük bir sıkıntı ortaya çıktı.

    Kentliler özellikle Arce ve Morales’i eleştiriyorlar. Aslında bakarsanız MAS’ı eleştiriyorlar. 2019’daki seçimlerde evet bir eleştiri vardı; ama ekonomik olarak bunun bir karşılığı yoktu. Bu, sadece “Demokratik süreçler niye işletilmiyor” gibi bir eleştiriydi. Ama artık kentliler açısından çok büyük bir eleştiri var: “Niye bu ülkede ekonomik sıkıntı bu kadar derin biçimde yaşanıyor?”, “Birçok tüketim maddesinde ve petrolde sıkıntı yaşanıyor?”… MAS’çıların kendi arasındaki iktidar kavgasından dolayı. Bu açıdan aslında çok büyük bir ceza verildi ki, bu üç sene önce tahayyül edilebilecek bir şey değildi. Çünkü baktığınızda Bolivya en istikrarlı sol hükümetlerden biriydi.

    “Morales’i kendi kitlesi teslim etmeyecektir”

    Hem ‘kaybedeni’ hem ‘kazananı’ konuşmak gerekirse Bolivya’nın geleceğinde sağ ve aşırı sağ partilerin ciddi bir etki alanı kazandığını görüyoruz. Morales ise geçersiz oy çağrısı ile ağırlığını koyma çabası içinde. Bize biraz bu siyasi aktörleri açıklayabilir misiniz? Hangi çıkar grupları, hangi toplumsal kesimler, bugün Bolivya siyasetinde dün olduğundan daha güçlü? 

    Adaylardan birisi ultra-neoliberal. Öteki de yine öyle, ama diktatörlük döneminde başkan yardımcılığı yapmış bir kişi. Bu nedenle de Bolivya, 90’lar siyasetine geri dönecek düşüncesi var. Bu, şu an tabii ki demokratik bir mekanizma ile yapılıyor. Yani kim seçilirse seçilsin bunun bir meşruiyeti de olacak.

    Morales kendi taraftarlarını boş oy atmaya çağırmıştı. Burada belki Morales’in şöyle bir düşüncesi olabilir: Morales zaten kendi çiftliğinde yaşıyor şu an. Etrafında onu destekleyen çok büyük yerli bir kitle var. Onlar Morales’i teslim etmeyecektir. Arce ve MAS belki temizlenecek; ama Morales ne yapacak? Bundan sonraki seçimlere çalışacak. Morales’e göre yeni iktidar büyük ihtimalle başarısız olacak. Morales belki tekrar başkan adayı olacak ya da Morales’in destekleyeceği bir kişi olacak ve geri dönülecek…

    Morales böyle düşünüyor ama süreç bu kadar yumuşak işlemeyebilir. Çünkü darbeden sonra belirli oranda ‘intikam’ alınmıştı. [Darbe ile iktidara gelen] Jeanine Áñez vb. isimler hapse atıldı. Şimdi onlar tekrar hesap sorabilirler. Seçmenlerin yüzde 40’ına yakını 18 ile 35-40 yaş arasındaki genç nüfustan oluşturuyor. Bunların siyasetten pek bir beklentisi yok. Anketler onu gösteriyordu. Toplumun büyük bir kısmı seçimlere katılıyor; ama aslında seçtiği adaylardan çok da büyük bir beklentiye sahip değil. Luis Arce’nin Sputnik’e verdiği röportajı biraz okuyabildim. O da orada “Sağ başarısız olmuştur” vs. diyor ama en nihayetinde önümüzdeki dönem ülkeyi yönetecek olan bu ultra-neoliberal ve diklatoryal geçmiş olan adaylardan birisi olacak.

    Yerliler ve beyazlar

    Ülke sermayesinin büyük bir bölümünün beyaz oligarkların elinde olduğu biliniyor. Yerliler ise kültürel ve ekonomik olarak Bolivya tarihinde siyasi ve ekonomik iktidardan uzaklardı. Ülkenin ilk yerli başkanı Morales ile birlikte kültürel ve ekonomik anlamda nasıl bir dönüşüme tanıklık ettik? Yıllardır süren MAS iktidarı boyunca ne gibi reformlar yapıldı? 

    MAS’ın belki de en büyük kazanımı temel madenlerin millileştirilmesi. Bolivya’nın çok kritik madenleri ve doğal kaynakları var. Bunlardan bir tanesi lityum. Hatta o sebeple darbe yaşandığı zaman Elon Musk darbeyi kutlamıştı. Bunların millileştirilmesi önemli bir şey. Ama belki de çok önemli ekonomik ve politik bir şeyden daha bahsetmek gerek. Toplumun yüzde 60’ını oluşturan yerli topluluklar var (Aymaralar, Quechualar…) ve bunlar ekonomik hayattan dışlanmışlardı, marjinalize edilmişlerdi. Etnik olarak bölünmüş bir ülke aslında Bolivya. Bir hilalden bahsedilir hep: Orta kısımda Cochabamba, El Alto gibi yerlilerin yoğun yaşadığı yerler vardır. Bir de onu çevreleyen bir hilal vardır; daha beyazların, kentli nüfusun, kırdan olmayan nüfusun yaşadığı ve sanayinin olduğu bir bölge.

    Aslında burada etnik bir dengesizlik var. Düşününce ülkenin yüzde 60’ı yerli. Latin Amerika’nın muhtemelen Guatemala’dan sonra en fazla yerli nüfusunu barındıran ülkesi. Yüzde 15-20 de herhalde mestiz, yani karışık topluluklardır. Gerisi de beyaz. Beyazların sürekli olarak politik ve ekonomik olarak ülkeyi domine ettiğini görüyoruz ki zaten ilk yerli başkanı Aymara kökenli Evo Morales de 2006’da seçilmişti.

    Dünya haritasında Bolivya, Görsel: Canva

    Pembe dalga

    Ama bu sadece yerli olduğu için değildi tabii ki. 2006’ya kadar ‘kayıp 10 yıl’ denilen, Latin Amerika’da da çok yaygın olan bir ultra-neoliberal dönem var. O dönemde tabii ki toplum çok büyük bir sıkıntısını çekiyor bunun. Ve işte o pink tide (pembe dalga) dedikleri sol dalga ile birlikte Bolivya’da böyle bir sonuç veriyor.

    Buradaki kazanımlardan birisi evet millileştirme, devletleştirme. Ya da koka yaprağı üreticilerinde olduğu gibi bunun serbestleştirilmesi, legalize edilmesi meselesi var. Çünkü ABD baskısıyla koka yaprağının ekimi ve yaygınlaşması yasaklanmıştı. Sadece kokain üretmek için değil, oradaki birçok yerlinin hem çiğnedikleri hem de tıbbi açıdan ekip biçtikleri bir bitki aslında koka.

    Bunların yanı sıra şöyle bir ekonomik kazanım da var: Morales döneminde marjinalize edilen bu kişiler El Alto’da, Cochabamba’da çok büyük oranda ekonominin içine girebildiler. Hem El Alto’da hem Cochabamba’da yerli bir orta sınıf ortaya çıktı. Haliyle bu insanlar yoğun bir şekilde ticarete yöneldiler ve yerliler arasında önemli ölçüde yoksulluk oranları azaltıldı.

    Yerlilerin etkisi

    Tabii işin bir de politik tarafı var. Bolivya ‘plürinasyonal’, yani çok etnisiteli bir ülke haline geldi. İki bayraklı ve çok fazla etnisiteyi kabul eden, onların kültürünü, etnik aidiyetini kabul eden bir ülke haline geldi. Hem ekonomik hem de politik olarak majinalize edilmiş yerliler, bu inşaya dahil edildi. Bu çok önemli bir kazanım, yoksulluk oranları önemli oranda düştü. Az evvel de söylemiştim, Bolivya’da böyle bir ekonomik ve politik krizin yaşanabileceği, üç sene öncesine kadar belki tahayyül edilebilecek bir şey değildi. Çünkü en istikrarlı, yıllık yüzde 4-4,5 oranla büyüyen bir ülkeydi Bolivya.

    Bunlar temel kazanımlardı. Madenlerin millileştirilmesi sürecinin hem politik hem de yerli kültüründen beslenen bir ideolojisi vardı. ‘Buen Vivir’, ‘Sumak Kawsay’, yani ‘iyi yaşam’ dedikleri anlayış; toprağa saygı duymayı, toprağı bir meta olarak değil, insanlarla simbiyotik bir ilişki içinde yaşamın parçası olan bir varlık olarak görmeyi içeriyordu. Bu yaklaşım, politik yapının içine dâhil edildi ve önemli kazanımlar sağladı.

    O açıdan bakıldığında, bunu çok büyük bir reformizm olarak ya da Venezuela’daki petrol kaynaklarının yerli sanayinin gelişiminde kullanılamaması meselesine benzeterek eleştirmek ne kadar mümkün, emin değilim. Ama şöyle bir sorun var: Emtia fiyatları yüksek olduğunda birçok sosyal projeyi hayata geçirmek mümkün hale geliyor. Çünkü dışarıya sattığınız metaların fiyatı artıyor ve oradan elde edilen gelir içeride kamusal hizmetlerin yerlilere genişletilmesi ya da altyapı çalışmalarının yürütülmesi için kullanılabiliyor.

    Orta sınıflaşma

    Venezuela’daki kadar olmasa da Bolivya’da bu da geçerli aslına bakarsanız. Belki de en büyük sorun o denebilir. Tabii ki politik ve iktisadi olarak bir değişiklik var; ama bu devrimsel bir değişiklik değil. Hilal dediğimiz alandaki sanayi Cochabamba’ya, El Alto’ya taşınmıyor değil mi? Ya da işte madencilerin ve koka üreticilerin hayat şartları bir anda değişmiyor. Ama yoksulluk yerliler arasında azalıyor ya da yerlilerin bir kısmı en azından orta sınıflaşıyor diyebiliriz.

    Dolayısıyla Morales iktidarı en solda olanı değildi; ama solun farklı bir tandansıydı. Belki en temel farkı da bu plülinasyonel yapıyı getirmesi, politik yapıyı kökten değiştirmesi oldu. Darbe sürecinde bunu görmüştük. Askerler kollarındaki Nipala dedikleri yerli bayrağını yırtıp atıyorlardı. Yine darbeciler Başkanlık Sarayı’na büyük bir İncil’le girmişlerdi. Çünkü Moralesçi bu yeni kültür, yeni politik yapı ya da yeni politik iktidar, darbecilerin gözünde ‘Hıristiyan ve beyaz kökenlerini reddeden kafir ya da putperest bir şeydi. Ülkeyi de bu açıdan 20 senedir tahakkümleri altına aldılar ’. O sebeple İncil’le gelip artık bu ‘pisliği temizliyorlardı’.

    Böyle reaksiyoner bir durum ortaya çıkmıştı 2019’da. Bu açıdan baktığımızda da bunlar radikal değişimler aslında.

    Bolivya’da gündelik yaşamdan bir kare, Fotoğraf: Canva

    ‘Daha Amerikancı bir iktidar ile karşılaşacağız’

    Bolivya yeraltı kaynakları ile uluslararası sermayenin uzun süredir dikkatini çeken bir ülke. Bu açıdan seçim sonuçları önümüzdeki dönemde neler getirebilir? Toplumsal ve uluslararası ilişkiler bakımından nelerin değişmesi beklenebilir?

    Bu konuda da bazı yorumlar okudum Luis Arce’nin söyleşisinden. ‘Bu iki adayın aslında merkez sağ olduğu, ultra-neoliberal olmalarına rağmen ‘aşırı-sağ’ olmadıkları ’ gibi… Bundan da çok emin olmamak lazım. BRICS’ten çıkılmayacak görüşünden de öyle. Bolivya BRICS’e yakınlaşmıştı. BRICS’ten hızlı biçimde çıkış gerçekleştirilmeyeceği vs. söyleniyordu. Fakat Trump ‘BRICS ile herhangi bir ilişki kuran ülkeyi de BRICS üyesi gibi değerlendireceğini’ açıkladı ve ‘tarifeler uygulayacağını’ söyledi. Brezilya ile yakın zamanda böyle bir sıkıştırma durumu var. Bolivya’da yeni iktidarın fazla BRICS’çi olacağını sanmıyorum. Yeni iktidarın hızlı bir biçimde ekonomik yapıyı düzelterek kentliler arasında en azından bir meşruiyet kazanmaya çalışacağını düşünüyorum. Uluslararası ilişkiler açısından da kesinlikle daha Amerikancı bir iktidarla karşılaşacağımızı tahmin ediyorum.

    Toplumsal olarak da kaybedilen 10-20 yıl sonrasında 2006’dan sonra gerçekleşen kazanımların birer birer çözüleceğini düşünüyorum. Ama tabii ki siz de başta söylemiştiniz, 2019 darbesini de görmüştük. Önemli bir toplumsal seferberlik gerçekleşmişti. Evet, Bolivya’da sendikalar güçlü. Yerliler güçlü ve örgütlü. Koka yetiştiricileri güçlü ve örgütlü. O açıdan tabii ki onların çözülmesi ve o kazanımların hızlı biçimde ortadan kalkması çok kolay olmayacaktır. Ama daha çatışmalı bir toplumsal süreç beklenebilir.

    Belki de Bolivya’da şu an herkesin arzu ettiği şey ekonomik problemlerin çözülmesi. Ülkede yüksek bir enflasyon var, sanırım yılda yüzde 14-15 ile yüzde 19 arası bir oran. Bunun düşürülmesi bekleniyor. Latin Amerika ölçeğinde görece yüksek bir oran, bizimle mukayese etmiyorum tabii. Ama en temel mesele bazı maddelere ulaşılamaması. Petrol meselesinin çözülmesi. Rezervlerin dış borçla da olsa tekrar sağlanması gibi. Önemli bir mesele bu. Kentliler ve aslında herkes biraz buna odaklanacaktır. O açıdan bakıldığında, önümüzdeki yıllarda Bolivya’da çatışmalı bir toplumsal sürecin ortaya çıkması muhtemel görünüyor. Ama öncesinde, ekonomik meselelerin çözülmesi gerekiyor.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

    21 Temmuz 2025

    SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

    8 Temmuz 2025

    Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

    2 Temmuz 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Sinan Cantürk

    Bolu’da siyasi ikbal, sosyal medya ve fenomen belediye başkanı

    Furkan Ege

    Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

    Özlem Tolu

    Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

    Tuncay Yılmaz

    Yangını büyütelim!

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ümit Akçay

    Reel sosyalizmin maddi temelleri: Kolektif kazanımlar ve çelişkili miras

    Bahadır Altan

    Oyunbozan SDG!

    Bedri Tekin

    Bu yasayla buraya kadar mı?

    Feyza Bayraktar

    Dikkat: Yok olmak üzere!

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    DEM Parti’li Altın: Mevsimlik tarım işçisi kadınların güvencesizliği sona ermeli

    22 Ağustos 2025

    BM: Küresel ısınma 2,4 milyar işçiyi tehdit ediyor, hızlı önlem şart

    22 Ağustos 2025

    TÜMTİS: Platform Turizm 500 çalışanın maaşını ödemedi

    22 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.