Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İklim mücadelesi, çevresel ırkçılıkla mücadeleyi de kapsamalıdır 

    26 Ekim 2025

    İrlanda: Solun desteklediği Catherine Connolly, cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı.

    26 Ekim 2025

    Batman Belediyesi’nde sendikal baskı iddiası: “Kayyım emekçileri sendikalarından istifa etmeye zorluyor”

    26 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

      24 Ekim 2025

      Avrupa için göçmenler yük mü?

      23 Ekim 2025

      Roman halkına yönelik stigmatizasyon ve kolonyal gacoluk

      23 Ekim 2025

      Arjantin Ve Uruguay’daki Maraşlılar, Antepliler, Adanalılar

      23 Ekim 2025

      Bir davanın karanlığında ışık aramak: Ercüment Akdeniz’e özgürlük!

      22 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      ESMA’nın hatırlattıkları

      26 Ekim 2025

      İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

      24 Ekim 2025

      TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

      20 Ekim 2025

      Türkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu?

      20 Ekim 2025

      Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

      18 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025

      Herkes için Onurlu Bir Barış

      5 Ekim 2025

      Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

      1 Ekim 2025

      David Adler: İsrail ablukasının normalleştirilmesine direnmeliyiz

      28 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » “Haksız Tahrik” indirimi neden bir “erkeklik hakkı”na dönüşüyor?

    “Haksız Tahrik” indirimi neden bir “erkeklik hakkı”na dönüşüyor?

    EVRİM KEPENEK Bianet için yazdı: Haksız tahrik indirimi, gerçek bir adaletin önünde engel olmaya devam ettikçe, kadınların hayatları bu sistemin değersizliğine terk edilecek, erkeklik hakkı adı altında şiddet, daha fazla meşrulaştırılacak.
    Evrim Kepenek3 Şubat 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türkiye’nin en sistematik sorunları arasında sayılan erkek şiddeti ve beraberinde cezasızlık meselesi, maalesef ki adalet sisteminde tartışmalara neden olmaya devam ediyor.

    Bu tartışmaların başında ise, kadın cinayetlerinde uygulanan “haksız tahrik indirimi” yer alıyor.

    Cemal Metin Avcı’nın 2020 yılında Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i öldürmesi, ve yakın zamanda verilen Yargıtay kararı ile faile “haksız tahrik” indirimi uygulanması, erkek şiddetine dair yargı mekanizmasını bir kez daha gündeme taşıdı.

    Yargıtay, sanığa, yalnızca kendi ifadelerini baz alarak haksız tahrik indirimi uygulayarak cezasını hafifletti. Bunun yanı sıra, Pınar Gültekin’in varile koyulup yakılmasını “tahrik” gerekçesiyle meşrulaştırmaya çalışmak, bizlere çok daha derin bir soruyu sorduruyor: Haksız tahrik indirimi, gerçekten adaleti mi sağlıyor yoksa bir “erkeklik indirimi”ne mi dönüşüyor?

    İşte bu sorunun yanıtını Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan’ın çalışmalarında bulmak mümkün.

    Atılgan, “Haksız Tahrik İndirimi Bir Erkeklik Hakkı” başlıklı kitabında, bu indirimin kadın cinayetlerinden etnik, dini ve kültürel önyargılara kadar geniş bir yelpazede nasıl bir erkeklik savunusuna dönüştüğünü derinlemesine inceliyor.

    Eril hukuk kültürünün kökleri

    Atılgan’a göre, haksız tahrik indirimi uygulaması yalnızca kadın cinayetleriyle sınırlı bir sorun değil. Erkek şiddetinin meşrulaştırılması, toplumsal önyargılarla iç içe geçmiş bir şekilde hukuka taşınıyor.

    Örneğin, bir erkeğin bir kadına uyguladığı şiddetin kadın tarafından herhangi bir şekilde “tahrik edilmesi” durumunda, bu şiddet hafifletilebiliyor.

    Kadın, “itaatsiz” olarak kabul edilip şiddeti hak etmiş gibi gösteriliyor. Pınar Gültekin davasında da olduğu gibi, failin, kadının “şaibeli” bir hayat sürdüğüne dair hiçbir somut delil olmaksızın oluşturduğu erkeklik savunması, cezayı hafifletiyor.

    Atılgan, bu durumu “erkeklik indirimi” olarak tanımlıyor çünkü bu indirimi uygulayan hukuk, aslında erkeklerin toplumsal kodlarını ve değerlerini esas alıyor. Haksız tahrik indirimi, sadece kadınlara değil, toplumsal önyargılara dayalı olarak diğer “farklı” gruplara da uygulanabiliyor. Örneğin, bir etnik ya da dini gruba ait bireylerin toplumsal hassasiyetleri tahrik edici bir biçimde davranması, şiddet uygulamanın mazur görülmesine neden olabiliyor.

    Kadınlara uygulanan adaletsizlik

    2024’te erkeklerin öldürdüğü kadınların isimleri

    Atılgan, kadınların daha az şiddetle tepki verdiklerini, öfkeyle harekete geçmediklerini belirtirken, aynı zamanda erkeklerin öfkeyle hareket ettiklerinde cinayet işleme eylemine dönüşebilecek bir potansiyele sahip olduklarını da vurguluyor.

    Yani, toplumda öfkeyi kontrol edemeyen bir erkeklik anlayışı şiddetin meşrulaştırılmasına yol açabiliyor. Peki, bu durumda hukuk neyi savunuyor? Toplumun erkek egemen kodlarına göre şekillenen bir sistem, her geçen gün daha fazla kadının hayatını hiçe sayarak, “erkekliği” savunuyor.

    Atılgan’ın da işaret ettiği gibi, Özgecan Aslan ve Pınar Gültekin davalarındaki kararlar, haksız tahrik indiriminin nasıl bir ikiyüzlülüğe dönüşebileceğini gösteriyor. Özgecan’ın katiline hiçbir indirim uygulanmazken, Pınar’ın katiline indirimin yapılması, mahkemelerin erkekliği ne kadar savunduğunun bir göstergesi. Bu davalarda, kadının “makbul” ya da “makbul olmayan” olarak damgalanması, aslında adaletin içindeki cinsiyetçi bir anlayışın yansıması.

    Bu noktada, hukukun “cinsiyet nötr” gibi görünmesine rağmen, gerçekte erkek egemen bir yapıyı savunduğunu söylemek mümkün. Atılgan, haksız tahrik indiriminin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren bir mekanizma olduğunun altını çiziyor.

    Kadınların hayatını hiçe sayan, şiddeti bir “erkeklik” hakkı olarak gören bu sistem, adaletin arkasında toplumsal normların, cinsiyetçi bir yaklaşımın yattığını ortaya koyuyor.

    Sonuç olarak ne yapılmalı?

    Feminist hareketin ve feminist avukatların çabaları, bu adaletsizliği değiştirmek için önemli bir adım. Atılgan’ın da belirttiği gibi, haksız tahrik indirimi sadece kadın cinayetlerinde değil tüm şiddet olaylarında eşit bir şekilde uygulanmalıdır. Toplumun hassasiyetleri hukukun en temel değerlerine zarar vermemelidir. Hukuk, toplumsal önyargılara göre değil, eşitlik ve adalet ilkelerine göre karar vermelidir.

    Ancak, hukukun değişmesi yetmez. Toplumda cinsiyetçi anlayışların, önyargıların ve “erkeklik kodlarının” sorgulanması gerekiyor. Çünkü, sadece hukuki düzenlemeler değil, toplumsal yapılar da bu sorunun temel kaynağı.

    Adaletin gerçekleşmesi için, her şeyden önce erkek egemen hukuk anlayışı terk edilirken, şiddetin mazur görülemez olduğu bir anlayışın benimsenmesi gerekiyor.

    Haksız tahrik indirimi gerçek bir adaletin önünde engel olmaya devam ettikçe, kadınların hayatları bu sistemin değersizliğine terk edilecek, erkeklik hakkı adı altında şiddet daha fazla meşrulaştırılacak.

    Duygusal anlamda tahrik olmuş!

    Yargının haksız tahrik indirimine dair “adaletsiz” bulunan bazı kararları şöyle:

    Ayşe Tuba Arslan Cinayeti: Ayşe Tuba Arslan, eski eşi Yalçın Özalpay tarafından öldürülmüştü. Sanık, Arslan’ın evliliği boyunca sadakatsiz olduğunu ve onu küçümsediğini iddia etmişti. Mahkeme bu durumu “haksız tahrik” olarak değerlendirmiş ve cinayet için uygulanan cezanın indirilmesine karar vermiştir.

    Gizem Canbulut Cinayeti: Gizem Canbulut, eski erkek arkadaşı Eren Yıldız tarafından öldürülmüştü. Sanık Gizem’in kendisini aldattığını iddia etmiş ve ilişkisini sona erdirdiğini söylemişti. Mahkeme, Yıldız’ın duygusal anlamda tahrik olmuş olduğuna karar vererek, indirim uygulamıştır.

    Sibel Köksal Cinayeti: Sibel Köksal, eşi İbrahim Köksal tarafından öldürülmüştü. Sanık, Sibel’in ailesiyle olan ilişkilerinin kötüleştiğini ve bu durumun kendisini tahrik ettiğini savunmuştu. Mahkeme, bu durumun “haksız tahrik” olduğuna karar vererek ceza indirimi uygulanmasına yol açmıştır.

    Figen Çoban Cinayeti: Mehmet Çoban, eşi Figen Çoban’ı öldürmüştü. Sanık, öldürdüğü kadının kendisine hakaret ettiğini ve ailesine zarar verdiğini iddia etmişti. Mahkeme, tahrik edici bir durumun söz konusu olduğu gerekçesiyle “haksız tahrik” indirimi uygulamıştır.

    Aydın Şahin Cinayeti: Aydın Şahin, eşi tarafından sürekli aldatıldığını ve aşağılandığını öne sürerek cinayet işlemişti. Mahkeme, şiddetli tahrik olduğu gerekçesiyle indirim uygulamıştır.

    Haksız Tahrik İndirimi hakkında

    Türk Ceza Kanunu’na göre, bir kişi bir başkasını duygusal ya da psikolojik olarak zor bir duruma sokacak şekilde tahrik edildiyse ve bu tahrik sonucunda kişi cinayet gibi ağır bir suç işlerse, mahkeme sanığa verilen cezada indirim yapabilir. Yani, sanığın davranışları sonucu duyduğu öfke, kızgınlık veya başka bir duygusal durum, ona uygulanan cezanın hafifletilmesine yol açabilir. Bu durum, suçun daha az cezalandırılmasını sağlayan bir indirime sebeptir.

    Haksız tahrik indirimi bir kişinin içinde bulunduğu ruh hali ve duygusal tahrik durumunun suç işleme kararı üzerinde etkili olduğu durumlarda uygulanır. Ancak, burada önemli olan, tahrikin şiddetinin ve yapılış biçiminin hukuka uygun bir şekilde değerlendirilmesidir.

    Örnek Durumlar:
    • Bir kişinin eşi tarafından sürekli aldatılması ve bunun sonucunda öfke ile cinayet işlemesi.
    • Bir kişinin ailesine hakaret edilmesi ve buna dayanamayarak cinayet işlemesi.

    Mahkeme, bu tür durumlarda, duygusal ya da psikolojik baskı altında hareket eden kişiye cezada indirim uygulayabilir.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    ESMA’nın hatırlattıkları

    26 Ekim 2025

    Kadınlar 11. Yargı Paketi’ne karşı sokağa çıkıyor: “Meclise getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin”

    25 Ekim 2025

    İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

    24 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Ercan Jan Aktaş

    Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

    Tuncay Yılmaz

    Avrupa için göçmenler yük mü?

    Siyasi Haber

    Roman halkına yönelik stigmatizasyon ve kolonyal gacoluk

    Kadir Akın

    Arjantin Ve Uruguay’daki Maraşlılar, Antepliler, Adanalılar

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Kadir Akın

    ESMA’nın hatırlattıkları

    Siyasi Haber

    İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

    Mehmet Horuş

    TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

    Ümit Akçay

    Türkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşveren grev korkusuyla fabrikaya imam çağırdı

    25 Ekim 2025

    Çiğli Belediyesi’nde memurlar iş bıraktı: “Toplu sözleşme hakkımıza sahip çıkıyoruz”

    24 Ekim 2025

    Tapaten işçilerine araçlı saldırı: “İnsan canına kast var”

    23 Ekim 2025
    KADIN

    Kadınlar 11. Yargı Paketi’ne karşı sokağa çıkıyor: “Meclise getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin”

    25 Ekim 2025

    Maraş’ta erkek şiddeti: İki kadın öldürüldü, bir kadın ağır yaralı

    23 Ekim 2025

    Ercan Jan Aktaş: “Pınar Selek’siz barış olmaz”

    20 Ekim 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.