Batmaz Kozluk’ta başına çuval geçirilerek gözaltına alındıktan sonra 4 gün boyunca işkence gören ve bir gözü kan çanağına dönen Yahya Karabaş’a darp raporu verilmedi.
Batmaz Kozluk’ta başına çuval geçirilerek gözaltına alınan, 4 gün boyunca işkence gören ve ardından gözaltına alındığı yere getirilerek serbest bırakılan Yahya Karabaş bir gözü kan çanağına dönmesine rağmen darp raporu alamadı.
Karabaş, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sabah saat 05.00 civarlarında muhtar kapımı çaldı. Askerlerin çağırdığını söyledi. Bunun üzerine giyinip çıktım. Muhtarla birlikte yaklaşık 200 metre yürüdük ve askerlerin yanına gittik.
Bir askerle birlikte yaklaşık 400 metre yürüdükten sonra köyün arka tarafında duran askeri araçların yanına vardık. Araçlardan inen sivil giyimli askeri personeller, hiçbir şey sormadan bana saldırmaya başladı. Ne olduğunu anlamadan yüzünü görmediğim bir kişi başıma çuval geçirdi.
Beni araca bindirip götürdüler. Beni nereye götürdüklerini bilmiyorum. Yaklaşık 2 saat araçla gezdirdiler. Bulunduğum araçtaki şahıslar tarafından sürekli hakaretlere maruz kaldım. Beni araçtan indirdiler ama gözlerim kapalı olduğu için nerede olduğumu bilmiyordum.
Ama doğa sesinden ormanlık alanda olduğumu anlayabiliyordum. Araçtan indirdikten sonra kafamı suya batırıp çıkarıyorlardı.”
Şöyle devam etti Karabaş:
“Çamura batırıp, çıkarıyorlardı. Bana sürekli, civarda gerilla olup olmadığını, yerlerini soruyorlardı. Bilmiyorum deyince de işkencelerine devam ediyorlardı. Başıma silah dayayıp mermiyi namluya sürme sesini duydum. ‘Seni burada öldürürüz. Kimsenin de haberi olmaz’ deyip, o esnada işkence yapmaya devam ediyorlardı. Yaklaşık 2-3 saat beklettiler. Bu süre zarfında sürekli işkenceye ve hakaretlere maruz bırakıldım. Tekrardan araca bindirdiler. Bütün bunlar olurken başımdaki çuvalı hiç çıkarmadılar.”
Bırakıldığı gün yaşadıklarını ise şöyle anlattı Karabaş:
Yine yaklaşık 2 saat boyunca araçla yol aldıktan sonra başıma çuval geçirdikleri yere geri getirdiler. Yolda hakaret, sözlü ve fiziksel saldırılar devam etti. Sürekli ölümle tehdit ediyorlardı. Araca bindirdikleri yere geri getirdiklerinde başımdaki çuvalı çıkardılar.
Her yerim çamur ve kan içindeydi. Yaklaşık bir saat boyunca soğuk havada kıyafetlerim ıslak bir şekilde bekletildim. Bekletildiğim alanda karakol komutanı ve muhtar da bulunuyordu. Sonra ikamet ettiğim evin yanına getirdiler. İçeri girmeme izin verilmedi.
Yanımdaki sivil giyimli personel, kolumu çevirip ‘bize bilgi vermezsen kolunu kıracağım’ dedi. Evin önünde yaklaşık iki saat boyunca bekletildim. Bu esnada bana karşı işkence uygulaması devam etti.”
Kaynak: Özgür Gündem