Akademisyen Cenk Yiğiter, gözaltındaki dördüncü gününde çıkarıldığı savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen ve 9 Kasım sabahı evinden gözaltına alınan Barış Akademisyeni Dr. Cenk Yiğiter, savcılık ifadesi alınmak üzere bu sabah Ankara Adliyesi'ne getirilmişti.
Yiğiter'in üyesi olduğu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası(Eğitim Sen) Ankara 5 Nolu Şubesi, bu sabah, Mülkiyeliler Birliği'nde akademisyenin serbest bırakılması talebiyle basın açıklaması yaptı.
Eğitim Sen şubesi, sosyal medya üzerinden Yiğiter'in savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldığını duyurdu.
Emniyet sorgusu gözaltındaki 3. günde yapıldı
Diken’den Kemal Göktaş’ın haberine göre Yiğiter’in emniyet sorgusu Pazar günü tamamlandı.
Yiğiter’e “PKK adına faaliyette bulunmak” suçlamasıyla yöneltilen sorguda kendisi ile birlikte gözaltına alınan altı öğrenciyi tanıyıp tanımadığı, 2015 yılındaki Suruç katliamından sonra sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar, 10 Şubat 2017’de Eğitim-Sen’in KHK ile öğretim üyelerinin ihracına karşı Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde düzenlediği “Büyük Cebeci Buluşması” isimli etkinliğe katılım için sosyal medyadan çağrı yapması ve bu eylemde herkesi KHK ile yapılan ihraçlara karşı direnişe çağırması ve öğretim üyesi görevi sürerken kampüste bir sivil polis tarafından yumruklanmasının ardından yaptığı paylaşımlar soruldu.
Yiğiter, PKK’ye herhangi bir sempatisinin olmadığını ve bazı eylemlerini sosyal medya hesaplarından açıkça kınadığını belirtti. Kendisi ile birlikte gözaltına alınan öğrencilerden sadece biri ile bir kez sohbet ettiğini, diğerlerini tanımadığını söyledi.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) üyesi olduğu dönem, aynı partinin üyesi bir öğrencisi ile yaptığı telefon görüşmesi de sorulan Yiğiter, sendikal bir eylemle ilgili konuştuklarını anlattı.
Yiğiter, Suruç katliamından sonra yaptığı paylaşımlarda IŞİD’i kınadığını ve bazı devlet görevlilerinin katliamı önlemediği için ihmalleri olduğunu belirttiğini ifade etti.
Yiğiter, 10 Şubat 2017’de Cebeci Kampüsü’ndeki eylemi üyesi olduğu Eğitim Sen düzenlediği için katılım çağrısı yaptığını ve bu eylemdeki konuşmasında ifade ettiği direniş çağrısının hukuksuzluğu her platformda dile getirmek anlamına geldiğini söyledi.
İhraç, öğrencilik ve avukatlık engeli
Cenk Yiğiter, 6 Ocak 2017 tarihli 679 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildi.
Ağustos 2017’de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nü öğrenci olarak kazandı. Ankara Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinde değişikliğe gitti. Yönetmeliğin kayıt ve kabul işlemleri bölümüne "kamu görevinden çıkartılmamış olmak" şartı getirdi. Yiğiter’in kaydı alınmadı.
Mart 2018’de avukatlık stajı, stajının bitimine sekiz gün kala iptal edildi.
Attığı bir tweet nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davada Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi, 30 Ekim’de 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakılmadı.
Yiğiteri 2 Kasım’da Twitter’dan şu paylaşımları yapmıştı:
“KHK'li bir hukuk doktoruyum. Bazı dergilerde yazımın yayınlanması, bazı bilimsel toplantılara katılmam yasak. Kamuda çalışmam yasak. Vakıf üniversitesinde çalışmam yasak. Avukat olmam yasak. Ankara Üniversitesi'nde öğrenci olmam yasak. Pasaport almam ve yurtdışına çıkmam yasak.
“Fetöcüysen beter ol diyen veya türlü şekilde fetöcü olduğumu ima eden yorumlara toplu cevap: Değilim. Ben Barış Bildirisi imzacısı olduğum için ihraç edildim. Bu ‘cemaat’e mensup olup, yakın olup ancak herhangi bir suça karışmamış ki��ilerin cezalandırılmasını ise doğru bulmuyorum.
“Ayrıca bu twit bir durumu tarif etmekten ibaret. İçinde bir aman dileme yok, empati, yardım, dayanışma çağrısı yok. Kimseden bir şey beklediğim yok yani. Ancak bu bir uyarıdır. Bu devlet toplumun bir kesimine bunu yapabiliyorsa, yarın başka başka kesimlere başka şeyler yapabilir.”