İHD Antalya temsilciliği ’20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’ sebebiyle Attalos Meydanı’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasında nefret cinayetlerinin takipçisi olacağını açıkladı.
SiyasiHaber – Antalya
İHD Antalya temsilciliği dün akşam saatlerinde Attalos Meydanı'nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü sebebiyle yapılan basın açıklamasına HDP İl ve ilçe başkanlarının yanısıra çeşitli siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları katıldı.
İHD adına Av. Deniz Yıldırım'ın okuduğu basın açıklamasında 1998 yılında ABD'nin San Francisco eyaletinde nefret cinayetine kurban giden Rita Hester ve onun ardından arkadaşları ve hak savunucularının başlattığı mumla nöbet tutma eylemleri anlatıldı. Yıldırım açıklamasında, "Yakılan bu mumlar sadece Rita’nın yasını tutmak için değildi. Aynı zamanda transfobiye, homofobiye , heteroseksist düzenin içinde hapsolmuş ve boğulan birçok Lgbti+ ya umut ışığı olmak içindi. Bu mumlu nöbetlerden sonra trans görünürlüğünü arttırmak, trans cinayetlerine ve trans haklarının ihlal edilmesine tepki çekmek amacıyla tüm dünyaya 20 Kasım haftasının anma haftası olması için çağrılar yapılmaya başlandı." ifadelerini kullandı.
'Translar toplum ve devlet tarafından uçuruma sürükleniyorlar'
20 Kasım'ın toplumun dışlanmış, ötekileştirilmiş, dövülmüş, tecavüze uğramış, yakılmış, katledilmiş parçalarını anma günü olduğunu söyleyen Deniz Yıldırım transların toplum içerisinde karşılaştığı sorunlar hakkında şunları söyledi:
"Translar bir iş bulabilirlerse iş yerlerinde işveren ve mesai arkadaşları tarafından, okulda öğretim görevlisi ve sınıf arkadaşları tarafından, yaşadıkları mahallede ev sahibi ve mahalle sakinleri tarafından, hastanede doktor ve sağlık personelleri tarafından sözel, psikolojik, ekonomik ve hatta fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. Basın ve medyada yer alan transfobik, homofobik, nefret dolu söylemlerin, ifadelerin ardı arkası kesilmiyor. Anayasal haklarından yararlanamayan ve seks işçiliği yapmak zorunda kalan binlerce trans kadın var. Bu trans kadınlar sesini duyuramamakta ve toplum baskısı altında ezilmektedir. Translara iş vermeyerek onları seks işçiliği yapmaya iten devlet ve toplum ve yine transları seks işçiliği yaptığı için katleden, ayıplayan, mapushanelerde hukuksuz bir şekilde tecrit altında tutan aynı devlet ve toplumdur. Trans erkekler de toplum tarafından bir işte çalışmalarına engel olunduğu için intihara sürüklenmekte ve nefret suçu cinayetlerine kurban gitmektedirler. Her gün heteronormatif topluma inanmış bireyler tarafından şiddete, tacize, tecavüze uğramaktadırlar. Görünür olmak mücadelenin önemli bir parçasını oluştururken bir taraftan da problem olmaya devam ediyor çünkü ikili cinsiyet sistemi kendi gibi olmayanlara tahammül edemiyor. Bu yüzden translar toplumdan soyutlanmış, evlerine hapsedilmiş bir şekilde yaşamak zorunda kalıyorlar ve bu toplumun bir parçası değillermiş gibi uçuruma sürükleniyorlar."
'Devlet nefret cinayetlerini tolere etmektedir'
Türkiye'nin trans cinayetlerinin en çok yaşandığı ülkelerin başında geldiğini söyleyen Deniz Yıldırım, "Devlet ve toplum işbirliği ile kimi LGBTİ+ bireyler nefret cinayetine kurban giderken kimi de devlet şiddeti ve toplum baskısına dayanamayarak intihara sürükleniyor. Bu kadar nefrete rağmen nefret cinayeti kavramı ısrarla TCK’da düzenlenmiyor. TCK md. 122 de Nefret ve Ayrımcılık suçu son derece yetersiz olarak düzenlenmiş olmasına rağmen uygulanmamakta ısrar ediliyor. Bu tutumlarla nefret cinayetleri tolere edilmektedir. Verilen cezalar caydırıcılıktan uzak olmaktadır. Böylece nefret kar topu etkisiyle büyümekte ve telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olmaktadır." dedi.
'Her türlü ayrımcılığın takipçisi olacağız'
Antalya İHD adına yaptığı basın açıklamasının sonunda yaşanan bu şiddet ortamına sessiz kalmayacaklarını söyleyen Av. Deniz Yıldırım açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı:
"Öldürülen trans kadın Esra ATEŞ’in cinayetinin karakola 1 dakikalık bir mesafede gerçekleştiğini, Hande KADER’in yakılarak öldürülmesini, Çingene GÜL’ün kendi evinde vahşice katledilmesini, sokakta öldürülen Çağla’yı, 17 yaşında intihara sürüklenen trans erkek Okyanus Efe’yi, Antalya’da boğazı kesilerek öldürülen trans kadın Seçil Anneyi yine Antalya’da evinde bıçaklanarak öldürülen Derya’yı ve daha nice trans insanı unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu ayıbı her fırsatta devletin ve toplumun yüzüne vurmaktan çekinmeyeceğiz. İHD herkesin varoluşuna uygun özgürce yaşama ve ekonomik ve sosyal güvence hakkının savunucusu olarak, trans cinayetlerinin de, LGBTİ+ kişilere yönelik her türlü ayrımcılığın da takipçisi olacaktır."