Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Günümüz faşizmi ve savaş–barış diyalektiği: Mücadeleyi nasıl kurmalı?

    23 Eylül 2025

    Alevi toplumunu hedef alan video tepki çekti: Suç duyurusu çağrısı

    23 Eylül 2025

    Filistin’i tanımak mı “soykırım ortağı” damgasından kaçış mı?

    23 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Filistin’i tanımak mı “soykırım ortağı” damgasından kaçış mı?

      23 Eylül 2025

      Apê Musa’nın kalemi: Zaman aşımına sığmayan bir cinayet

      20 Eylül 2025

      Şiddetin ödüllendirildiği bir düzen: Çocuk hakları nerede?

      20 Eylül 2025

      Demokrasi koridorda kaldı

      18 Eylül 2025

      Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

      15 Eylül 2025
    • Seçtiklerimiz

      Günümüz faşizmi ve savaş–barış diyalektiği: Mücadeleyi nasıl kurmalı?

      23 Eylül 2025

      Endonezya’nın oligarşiye karşı isyanı

      23 Eylül 2025

      Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

      21 Eylül 2025

      Çin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı?

      21 Eylül 2025

      Dijitalleşmenin asıl karanlık yüzü: Nadir metaller savaşı

      18 Eylül 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

      21 Eylül 2025

      Deniz Can Aydın: Kürt halkının talepleri demokrasi ve devrim mücadelesiyle buluşturulmalıdır 

      21 Eylül 2025

      Zırhlı Tren: Gençlik, emekçi halkın demokratik haklar mücadelesinde sağlam bir müttefik olmalı

      20 Eylül 2025

      Hüseyin Mat: En kötü barış, en iyi savaştan iyidir

      19 Eylül 2025

      Nuray Sancar: Tek adam rejiminin yıkılması faşizmin geriletilmesinin ilk şartıdır

      18 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Kürkçü: Dış politika ufku kızıl elmadan kızıl hurmaya çevrildi

    Kürkçü: Dış politika ufku kızıl elmadan kızıl hurmaya çevrildi

    Siyasi Haber18 Aralık 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Meclis’te devam eden bütçe görüşmelerinde Avrupa Birliği Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, “Dış politika ufku kızıl elmadan kızıl hurmaya çevrildi.” ifadelerini kullandı.


    HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis’te devam eden bütçe görüşmelerinde Avrupa Birliği Bakanlığı bütçesi üzerine söz aldı ve şu ifadeleri kullandı.


    Türkiye'nin dış politikası denilen şey AKP Genel Başkanı'nın hayallerinden ibaret



    Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 15 yıldır iktidarda geçirdiği Hükümet döneminden sonra biliyoruz ki Türkiye'nin dış politikası denilen şey, esasen Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı'nın Türkiye dışı dünyaya dair hayalleri, fantezileri, kurmacalarından oluşan bir tahayyülattan ibaret. Bu zihniyet prizması içerisinden okuduğu dış dünyaya ilişkin, içerideki iktidar mücadelesine bunun sunduğu imkân ya da imkânsızlıklara bağlı olarak değişen bir anlatıyı Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı her gün, bulduğu her kürsüden kuvvetle ifade ediyor. Burada şedit ve ısrarlı bir biçimde dile getirilen "Hain Batı" kavrayışıyla bu Avrupa Birliği Bakanlığı'nın ve Dışişleri Bakanlığı'nın perspektifi nasıl bağdaştırılabilir, bu bir çelişki değil mi? Bence bu sorunun bir cevabını bulmamız lazım.


    Dış politika ufku kızıl elmadan kızıl hurmaya çevrildi


    Kanımca bu hem bir çelişki hem bir çelişki değil. Bir çelişki değil çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Hükümetin ve iktidarın genel doğrultusunu temsil ediyor. Bu dış politika ufkunda bildiğiniz "Kızıl elma" ülküsü var fakat bu şimdi bir İslami aşıyla "kızıl hurma"ya çevrilmiş durumda. Bu "kızıl hurma" ülküsünün diplomatik aparatı da selefi cihatçılığı ile Moğol istilacılığının tuhaf bir kırması olan bir müdahalecilik, bunun içerisinde bu her gün dile getiriliyor. Fakat tabii, politika dediğiniz dalgalanan bir süreç, kaldı ki Adalet ve Kalkınma Partisi tamamında bu yaklaşımı benimsemiş olmadığı gibi dış politikadan başka şeyler uman güçlü yapılar var Türkiye'de, büyük sermaye, Silahlı Kuvvetler, genel olarak Batı'ya yüzü dönük olan kamuoyu da henüz buna ikna olmuş değil. Ancak AB üyeliği perspektifi bu açıdan zayıflamış olsa da bir aparat, bir avadanlık olarak Dışişleri Bakanlığı portföyünde tutuluyor. O yüzden Genel Başkanı'nın, Avrupa Birliği Bakanı'nın ve Dışişleri Bakanı'nın öyle konuşması bir çelişki değil.


    AKP’nin bulduğunu düşündüğü formül bu toplumun beklentileriyle tamamen alakasız


    Ama öte yandan, bir çelişki de var. Bu çelişki Türkiye'nin 20'nci yüzyıl kalıpları içerisinde 21'inci yüzyıldaki geleceği haber veren bütün dalgalanmaları izlerken zaman zaman yön değiştirme ihtiyacına kapılması, bunu bir türlü icra edememesi, geri dönmesi, yeniden aynı dile müracaat etmesinden oluşan bir tuhaf sarmal. Ama bu, bizim için de cevaplanması gereken bir soru. Bu, sadece Hükümetin saçmalamasıyla açıklanamaz. Uluslararası durumda ortaya çıkan büyük eksen kaymalarıyla, sanki bir tektonik değişim gibi kıtalar çapındaki büyük plakların kayarak yeni kırılma noktaları oluşturmaya başlamış olmasıyla ilgili. İki büyük unsur var burada: Amerika Birleşik Devletleri'nin gerilemesi, Avrupa Birliğinin duraksaması, Çin ve Rusya'nın ilerlemesi, bunların yanında, Türkiye'nin hemen güneyinde Arap dünyasında meydana gelen, özellikle Arap isyanlarıyla karakterize edilen büyük değişiklikler. Bunları 20'nci yüzyıl statükosu içerisinde okuyamayacağımız bir gerçek ancak Adalet ve Kalkınma Partisinin bulduğu formül, bulduğunu düşündüğü formül bu halkın, bu toplumun beklentileriyle tamamen alakasız. 


    Türkiye halkları için değişmez 2 talep var: Refah ve Özgürlük


    Kıtalar nereye kayarsa kaysın, dünya nasıl değişirse değişsin, dünyanın değişmesinden Türkiye nasıl etkilenirse etkilensin, Türkiye halkları için değişmez 2 tane talep var: Bunlardan birincisi refah, ikincisi özgürlük. Türkiye bütün topluma, çoğunluğa, halklarımızın geniş toplamına refah ve özgürlük getirmeyen bütün uluslararası ilişkilerden zarar görür ve görmeye başlamıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi için ise bu, iktidarın pekiştirilmesi için bir imkân olduğu nispette ve ikincisi, hacı kapitalistlere yeni sermaye yatırım alanları ve yeni güç alanları yaratıp yaratmadığıyla ilgilidir. Bu bağlamda, Avrupa Birliği şimdi artık bir fırsat olarak görülmüyor ama gün almaya uğraşıldığı günlerde, özellikle Silahlı Kuvvetlerin toplum ve siyaset üzerindeki vesayetini kırmak bakımından bir imkân olarak görüldüğü için allanıp pullanıyordu.



    Avrupa Birliği allanıp pullandığı zaman da şimdi tu kaka edildiği zaman da bizim için durum değişmez. Bizim için iki Avrupa var: Birisi bankaların, tröstlerin, finans kapitalin Avrupası; ötekisi ise halkın, halkların Avrupası, bir sosyal Avrupa ümidi ve ihtimali. Bizim bütün gelecek beklentimiz, dünyada ve Avrupa'da halkların gücünün yükseldiği ve onlarla ortaklık alanlarının geliştiği bir ilişki biçimidir. Daha basit olarak söylersek, bugün Avrupa Birliğinin ya da Avrupa Kıtası'nın dünya için önemi insan haklarının doğduğu, serpildiği, geliştiği ve şimdi yeni hak kategorileriyle bezendiği bir kıtanın kültürü, medeniyeti ve gelecek ufku olması. Bankerlerin, tröstlerin, finans kapitalin Avrupası'yla bu Avrupa arasında derin bir çelişme var. Bu Avrupa aslında Adalet ve Kalkınma Partisinin Avrupa üzerinden yükselirken desteklediği bütün güçlerle çatışıyor. Muhafazakâr Avrupa ile insan hakları Avrupası aynı yer değil ama muhafazakâr Avrupa'ya duyulan öfkeyi Adalet ve Kalkınma Partisinin dış politikası insan hakları Avrupa'sına karşı bir kalkan olarak kullanmak beklentisinde bir dış siyaset yürütüyor.


    İslamofobik Avrupa’yı kim temsil ediyorsa AKP’nin Avrupa Birliğindeki müttefikleri onlardır


    Çok açıktır, bugün Türkiye'nin içerisine pompalanan "sağcı Avrupa, ırkçı Avrupa, İslamofobik Avrupa"yı kim temsil ediyorsa, Adalet ve Kalkınma Partisinin Avrupa Konseyinde ve Avrupa Birliğindeki müttefikleri onlardır. Daha yeni, Avrupa Birliğinde kurdurulan Hür Demokratlar grubunun hepsi sağcılıklarıyla, suistimalcilikleriyle, yolsuzluklarıyla bilinen ve benimsenen insanlardır ve Adalet ve Kalkınma Partisi 7 kişisini de o gruba vermiştir. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde iki grup var demokrasi ve insan hakları ekseni etrafında sımsıkı tutunan; Birleşik Sol ve Sosyalistler. Onun dışındaki, sağcılar neredeyse, ırkçılar neredeyse Adalet ve Kalkınma Partisinin temsilcileri oradadır. Bu çelişki nasıl açıklanmalıdır? Çok basit bunu açıklamak. Kapitalin hâkimiyetini sağlamak için ırkçılarla, içeride ise "kızıl hurma" idealini pekiştirmek için onlara karşıymış gibi davranma. Bütün oyun bundan ibarettir.


    Halkların Demokratik Partisi, Avrupa Birliğinin kendisini bir kurtuluş ümidi, bir gelecek ufku, bir gelecek beklentisi olarak görmüyor. Ama bu tartışmanın kendisi, Türkiye'nin üyelik sürecinin kendisi insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti prensiplerinin Türkiye'de içselleşmesi bakımından en önemli momentumu sağladığı için biz buna büyük bir dikkatle bakıyoruz. İster Türkiye Avrupa Birliğinin üyesi olsun ister olmasın, ister Hükümet buna karşı çalışsın ister çalışmasın, Halkların Demokratik Partisi daima ve daima insan haklarının, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin bir imkân ve ilke hâline geldiği bir uluslararası toplumun yaratılması için çalışmaya devam edecek. Bunun içerisinde kimi Avrupa ülkeleri, kimi Avrupalı kuruluşlar olabilir ya da olmayabilir ama Türkiye, özellikle Kürt halkının özgürlüğü ve geleceği Türkiye'yle birlikte kurabilmesi açısından insan haklarının egemen olduğu bir Türkiye'nin kurabilmesinin imkânı olan sosyal Avrupa, insan hakları Avrupası'yla beraber çalışmaya devam edecek.

     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Alevi toplumunu hedef alan video tepki çekti: Suç duyurusu çağrısı

    23 Eylül 2025

    DEM Parti’li Fırat’tan Meclis’e Alevilere yönelik nefret suçları için araştırma önergesi

    23 Eylül 2025

    İtalya Filistin için ayakta

    22 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Siyasi Haber

    Filistin’i tanımak mı “soykırım ortağı” damgasından kaçış mı?

    Mehmet Murat Yıldırım

    Apê Musa’nın kalemi: Zaman aşımına sığmayan bir cinayet

    Elif Gamze Bozo

    Şiddetin ödüllendirildiği bir düzen: Çocuk hakları nerede?

    Ömer Bölüm

    Demokrasi koridorda kaldı

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Şebnem Oğuz

    Günümüz faşizmi ve savaş–barış diyalektiği: Mücadeleyi nasıl kurmalı?

    Siyasi Haber

    Endonezya’nın oligarşiye karşı isyanı

    Siyasi Haber

    Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

    Ümit Akçay

    Çin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Bakan Tekin özel sektör öğretmenlerini hedef aldı: “Sınavı kazanamadıkları için…”

    22 Eylül 2025

    Metal işçisi yoksullaşıyor

    14 Eylül 2025

    AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan TSE’deki grev 60 gün yasaklandı

    13 Eylül 2025
    KADIN

    Kadın avukata komşu tacizi: “Evimde yalnız kalmaya korkuyorum”

    14 Eylül 2025

    Ağustos ayında 28 kadın katledildi, 25 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti

    6 Eylül 2025

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    3 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.