6 Kasım 2016’da tutuklanan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi. Tuncel, “Yerel siyasetimiz yargılanıyor” diye konuştu.
Yapılan eş zamanlı operasyonlarda aralarında HDP Eş Genel Başkanları’nın da bulunduğu 13 HDP’li milletvekilinin gözaltına alınmasını protesto etmek için 4 Kasım 2016’da geldiği Diyarbakır Adliyesi önünde polislerce yaka paça gözaltına alınan Sebahat Tuncel daha sonra ise 6 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tuncel hakkında hazırlanan iddianamede, 2012 ve 2016 yılları arasında katıldığı 16 eylem ve etkinlik, DBP’nin PM toplantılarında yaptığı açıklamalar ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantıları suçlama konusu yapıldı. İddianamenin bütününde Sebahat Tuncel’in DBP Eş Genel Başkanı olduğuna değinilmemiş olması ve bunun yerine “DTK üyesi” olarak bahsedilmesi dikkat çekti. “Örgüte üye olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” ile suçlanan Tuncel’in 135 yıla kadar hapis ile cezalandırılması isteniyor.
‘Yerel siyasetimiz yargılanıyor’
Mahkeme başkanı iddianameyi okuduktan sonra savunmasına başlayan Tuncel, bu davanın bir dayanağının olmadığını söyleyerek, “Bu siyasi bir dava ve bu davanın geneline baktığımızda dayanak yoktur. Tamamen siyasi düşüncelerimize dayanılarak hazırlanmış bir soruşturma söz konusudur. KCK operasyonlarıyla başlayan ve siyasi soykırım operasyonları ile devam eden bir süreç söz konusudur. Bu operasyonlar kapsamında binlerce siyasetçimiz tutuklandı. Mesele Kürtlere gelince devletin demokrasisi tıkanıyor. Diyarbakır’da yapılan KCK davasında yüzlerce arkadaşımıza ceza verildi. Bu dosya ile birlikte Kürt ile Türk halkların birlikteliği yargılanıyor. Partimiz yerel demokrasiyi güçlendiren, kadın özgürlükçü bir partidir. Halk yerel seçimlerde bölgede bizi destekleyerek 106 belediyeyi yönetmek için bize emanet etmiştir. Gültan Kışanak ve diğer belediye eş başkanları şahsında yerel siyasetimiz ve hizmetimiz yargılanmaktadır” ifadelerine yer verdi.
‘Kürt halkının yaptığı her şey demokratiktir’
Yaptıklarının gizli kapaklı bir çalışma olmadığını dile getiren Tuncel, gizli kapaklı işler yapanların dışarıda olduğunu belirtti. Kürt halkının kendi kaderini belirleme hakkına sahip olduğuna vurgu yapan Tuncel, “Kürt halkının geleceğini kurma hakkı vardır. Bu davalar ile hakikatler öldürülüyor. Bu davalar ile yargı kendisini yok etmiştir. Demokratik Toplum Kongresi 2007 yılında toplumun ileri gelenleri, insan ve hak özgürlükleri, kadın özgürlüğüne bağlı, emeğe saygı, yerel demokrasinin güçlendirilmesi, olanakların yaratılması için, bölgede yaşayan halkların ortak geleceği için demokratik eşitlikçi ve özgür bir toplum için kurulmuştur. Tüm bu faaliyetler kamuoyuna açık yapılmıştır. Ne oldu da 2016’da bu kurum terörize edilmek isteniyor? Biz bunun ne amaçla yapıldığını aslında çok iyi biliyoruz. Çözüm sürecinde bunların farkında değiller miydi? Sayın Öcalan ile kurulan çözüm masasını buz dolabına kaldırarak aslında Kürt halkına yapacaklarının mesajını vermişti. 10 yıl öncenin eylemini getirip hangi akılla önümüze koyuyorsunuz? Kürt halkının yaptığı her şey demokrasiye dahildir, suç değildir, haktır” diye belirtti.
‘Çözüm siyasi alanda olur’
Özerklik talebinin bölgede 6 milyon insanın desteğini aldığına dikkat çeken Tuncel, şu ifadelerle sözlerine devam etti; “Bu program doğrultusunda genel merkezimiz il ve ilçe eş başkanlarımız bu program çerçevesinde çalışmalarını sürdürdüler ve bu program çerçevesinde örgütleme yaptılar. Bir bireyin var olabilmesi için özgür olabilmesi gerekir. Demokraside özgürlükten çoğulculuktan bahsedebiliyorsak o zaman yargının da en temel görevi bunu engellemek değil, korumasıdır. Özyönetim sistemi 21. Yüzyılda farklıkları içerisinde barındıran ve toplumsal uzlaşmayı sağlayan yegane sistemlerden biridir ve bizim için esastır. Muhalefet yapma hakkımız elimizden alınmıştır. Eleştirilerimiz suç kapsamına alındığında siyaset yapma hakkından yoksun bırakılıyoruz. HDP ve DBP’ye yönelik operasyonlar iktidarı koruma amaçlıdır. Çözüm süreci çöktürme planına kurban edilmiştir. Mahkemeler ve güvenlik politikaları Kürt sorununu çözülemez kılmıştır. Sorunun çözülmesi ancak ve ancak siyasi alanda olabilir.”
Tuncel son olarak bu davanın siyasi bir dava olduğunu ve mahkemeden bir talebinin olmadığını ifade ederek savunmasını bitirdi.
Ardından söz hakkı alan Avukat Cihan Aydın dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek in DTK’ye gönderdiği mesajı mahkeme salonunda okudu.
Duruşma savunmaların ardından sona erdi.
Tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti bir dahaki duruşmayı 20 Haziran’a erteledi.
Şimşek: Bu politikalara boyun eğmeyeceğiz
Duruşmanın ardından kısa bir açıklama yapan DBP Eş Genel Başkanvekili Gülcihan Şimşek, söz konusu kararı demokratik bulmadıklarını, bunun siyasi bir darbe olduğunu belirtti. Şimşek, “2009’da da aynı yollarla siyasetçilerimizi tutuklayarak Kürt halkını iradesiz bırakmaya çalıştılar, biz bu politikalara boyun eğmeyeceğiz. Bütün siyasetçilerimiz özgür kalıncaya dek mücadelemiz sürecek” dedi.