15 Temmuz darbe girişimine yakından tanıklık eden Binbaşı Yusuf Akdemir, Hakan Fidan ve Hulusi Akar’ın da darbe girişiminin içinde olduğunu iddia etti. Akdemir, darbe gecesinde Hakan Fidan’ın darbecilerin arasından çıkıp gittiğini, birliklere sıkıyönetim metnini Yaşar Güler’in geçirdiğini ve Hulusi Akar’ın da dahil olduğunu söyledi.
15 Temmuz darbe girişimine yakından tanıklık eden Binbaşı Yusuf Akdemir, Hakan Fidan ve Hulusi Akar’ın da darbe girişiminin içinde olduğunu iddia etti. Akdemir, darbe gecesinde Hakan Fidan’ın darbecilerin arasından çıkıp gittiğini, birliklere sıkıyönetim metnini Yaşar Güler’in geçirdiğini ve Hulusi Akar’ın da dahil olduğunu söyledi.
Odatv yazarlarından Müyesser Yıldız’ın haberine göre, Mahkemede, hakkında tutuklama kararı veren hakimin, “Saat 02.00 oldu. Çok yorgunuz. İfadeleriniz sonucu değiştirmeyecek” diyerek ifadesini kısalttırdığını ve detayları kayıtlara geçiremediğini öne süren Yusuf Akdemir, o detayları ilk görüşmede ailesi ve sonrasında onlara yazdığı mektupta paylaştı.
Binbaşı Yusuf Akdemir’in mahkemede verdiği ifade şöyle:
“15 Temmuz’da her zaman olduğu gibi sabah 09.00’da başlayan mesaiye saat 8.30 sıralarında nizamiyeden girerek görev yerine gittim. 2016 YAŞ hazırlık çalışmaları olduğundan her yıl olduğu gibi Temmuz ayında yoğun bir mesai yaparız. Giriş-çıkış kayıtlarından da anlaşılacağı üzere en erken 21.00 sıralarında çıkarız. O akşam saat 20.00’de üç veya dört gün önce Cumhurbaşkanlığı tarafından yürürlüğe giren TSK personel başkanlığında yapılan değişikliği tartışmak ve beyin fırtınası yapmak için Karargâhta Şura’nın yapıldığı Çakmak toplantı salonundaydık. Daire Başkanlığı çapında bir toplantıydı. Diğer şubelerin subayları da katıldı. Toplantı başında Şube Müdürü Cemil Turan geldi ve siz toplantıya başlayın dedi. Binbaşı Mustafa Duygulu konuyu açıklamaya başladı. Ben o sırada kanun maddelerini bilgisayardan yansıtarak, tartışmaya başladık. Bu toplantı 45 dakika kadar sürdü. 1 saat sonra Şube Müdürü 20.45-21.00 sıralarında gelerek, ‘herkes dışarı çıksın’ dedi. Bana, Mustafa Binbaşıya, Kenan Başçavuşa, Yalçın Yüzbaşıya, ‘siz kalın ve malzemeleri toplayın’ dedi ve kenisi ayrıldı. Cihangir Üsteğmen de sistem odasından çıktı ve 5 kişi emir gereği Şura salonunda kaldık. 15 dakika sonra bir gürültü ve yere yat şeklinde bağrışlar duyduk. Ben dışarı çıkmadım. Muhtemelen savcının paralel operasyonu yapıp, birilerini tutukladığını düşündüm. 10-15 dakika sonra gürültü kesildi ve ateş edilmiş gibi bir ses iç bahçeden duyduk. İç bahçeye baktığımızda kimse yoktu. Dış pencerelere yöneldik. Anormal bir durun göremedik. Saat 22.00’de Şura salonunun kapısı vuruldu. Açtığımızda Şube Müdürü Cemil Turan, ‘geçin, şubede bekleyin’ dedi. Biz şubeye doğru giderken koridorda maskeli, elinde uzun namlulu silahlar olan özel kuvvetlerden askerler vardı. Şubede kendi masamızda oturup beklemeye başladık. İşlerimizi yapmaya devam ettik. Uçak sesleri gelmeye başladı. Sonra tank ve zırlı araç sesleri geldi. Tanklardan biri bizim camın altına konuşandı. Saat 01.30 civarıydı televizyonu açtık. Darbe olduğunu saat 02.00’de anladık. Daha sonra odamızdan gelişmeleri takip ettik. Sabah da televizyondan MSB kapısından birilerinin kaçtığını görünce, biz de sivillerimizi giyip, bir grup arkadaşla MSB kapısına doğru hareket ettik. Daha sonra arkamızdan da sivil giyimli iki grup daha geldi. Uzman Çavuş bizi çıkarmak istemedi, ancak biz itiş kakışla polise teslim olduk.”
Yusuf Akdemir, hakkında tutuklama kararı veren hakimin, “Saat 02.00 oldu. Çok yorgunuz. İfadeleriniz sonucu değiştirmeyecek” diyerek ifadesini kısalttırdığını ve detayları kayıtlara geçiremediğini öne sürerek, geçiremediğini belirttiği ayrıntıları ailesine yazdığı mektupta paylaştı.
MİT Müsteşarı darbecilerin arasından çıkıp gitti
15 Temmuz gecesine dair; Şube Müdürü Cemil Turan tarafından Çakmak Salonu'ndan çıkarılıp, odalarına götürülürken sadece maskeli, eli silahlı kişileri değil, MİT Müsteşarı ve personelinin onların arasından çıkıp gittiğini gördüğünü iddia eden Yusuf Akdemir’in ifadesi doğru ise MİT müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay karargahından, karargah basıldıktan sonra ayrıldı.
Binbaşı Akdemir’in diğer bir iddiası ise, kendilerini Çakmak Salonu’ndan çıkaran Şube Müdürü Cemil Turan elinde Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’den gelen sıkıyönetim belgesi ile bir telefon görüşmesi yapıyordu.
“Sonradan anladığımız üzere sıkıyönetim listesiymiş. Anladığım kadarı ile Şube Başkanı ile görüşüyordu. Kendisine bir sıkıyönetim listesi geldiğini ve ne yapması gerektiğini soruyordu. Karşıdan kimden geldiği sorulmuş olacak ki, Genelkurmay İkinci Başkanından (Yaşar Güler ) geldiğini söyledi. Daha sonra 'birliklere gönderin' direktifi almış olacak ki, 'emredersiniz komutanım' diyerek kapadı telefonu ve bizi şubeye kapatırken, yanında ki 2 astsubaya bunu 'çok gizli' ibaresiyle birliklere göndermelerini emretti. Onlar da yan odaya geçtiler.”
MİT ve Hulusi Akar da işin içinde
Suriye’de Cerablus operasyonunun başladığı gün cezaevinde ağabeyi ile görüşen Akdemir, ağabeyine “MİT ve Hulusi Akar işin içinde. Oyun çok büyük” diyerek şunları söyledi:
“Bu süreçte yalan yanlış bir çok şey duyacaksınız. Sakın bunlara itibar etmeyin. Televizyonlarda anlatılanların büyük çoğunluğunun yaşananlarla alakası yok… O gece Karargâhtaki maskeli ve silahlı personel kim? Herkes hakkında yayın yapan medya, bunların kim olduğu hakkında en ufak birşey söylemiyor. Ben bunların özel kuvvetlerden olduğuna bile inanmıyorum.”
Ağabeyinin “Peki hedef kimdi? Amaç neydi?” sorusuna yanıt veren Akdemir, “Suriye harekâtı, NATO, FETÖ hepsini birbirine bağlı olarak değerlendir. Bugün 3. Dünya Savaşının başlangıcıdır abi. Bu bir NATO operasyonu bana göre. TSK içinde ki FETÖ üyeleri ve MİT eliyle uygulandı. Siyasi iktidarın ve Cumhurbaşkanının haberi olduğunu düşünmüyorum. Asıl darbe onlara yapılıyor farkında değiller. Bundan sonra onlara karşı yapılacak olaylarda onları koruyacak kimse kalmadı dışarıda.” dedi.