SEÇTİKLERİMİZ – Adil Okay’ın daha önce yazdığı, ama Özgür Gündem operasyonu kapsamında Eren Keskin’in evinin basılması üzerine dayanışma için yeniden yayımladığı yazısını paylaşıyoruz. (SiyasiHaber)
ADİL OKAY
Devlet Bahçeli bize “şerefsiz” deme cüretinde bulunduğu için “Siz siz olun MHP değişti demeyin…” başlıklı bir makale yazmıştım. Tabii bu konuda harekete geçen sadece ben değildim. Birçok insan yazdı, tepki gösterdi. Eren Keskin de bir grup avukatla beraber suç duyurusunda bulundu. Akabinde oldum olası devletin yedek gücü sayılan linç ordusu harekete geçti. Eren Keskin’i tehdit etmeye ve onlara yakışan küfürlerle saldırmaya başladılar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz
1994 ve 2001 yıllarında silahlı saldırıya uğrayan, hapis yatan, defalarca gözaltına alınan Eren Keskin bu tür kuru veya yaş gürültüye pabuç bırakmaz. Bu güne kadar da bırakmadı. Bu ne ona yönelik ilk tehdit ne de saldırıdır. O hep doğru bildiği yoldan yürüdü, konuştu, yazdı.
Nitekim bu gün “güzel yazıp – konuşan” bazı demokratların korkudan sustuğu, bazılarının da kalemini sattığı dönemlerde o konuşuyordu.
Ne için, kim için, kime karşıydı?
O, Kenan Evren’in “paşalarına”, yargısız infaz amirlerine, gözaltına aldıkları gençlere tecavüz eden, işkencede katleden, cesetleri bile kaybeden insanlık düşmanlarına, köyleri yakan, zorla boşaltan, köylülere dışkı yediren, kulak koleksiyonu yapan kontr-gerillaya, JİTEM’e, MİT’E, ite karşı konuşuyordu.
Tecavüz tehditleri, ölüm tehditleri alıyordu. Fatih Altaylı gibi tüccar gazeteciler, satılık kalemler de bu alçaklar kervanına katılmışlardı. Ama o sadece konuşmuyor, yazıyor ve yürüyordu.
Hak, hukuk, adalet dedikleri için, zalime başkaldırdıkları için zindana atılanlar, katledilenler için yürüyordu.
Ülkenin en ücra köşesindeki mahkeme salonlarında o vardı yanımızda. Hani derler ya “kelle koltukta ve diğer koltuğunun altında dosyalar” ile mahkemelerin baş eğmez avukatıydı.
“Eren Keskin yalnız değildir!”
Güzel bir slogan. Bu sloganın içini doldurmak gerekir. O yalnız kalsa bile doğru bildiği yoldan gidecektir. Ama yeniden yargısız infazlar, işkenceler, katliamlar dönemine doğru yol aldığımız bu günlerde, gerçekten onun yanında olduğumuzu göstermemiz gerekiyor. Eren Keskin’i, bu sevgi dolu kadını yalnız bırakmayalım.
Eren Keskin bu güne kadar birçok saygın ödüle layık görüldü. Ama basının bilmediği bir başka ödülü daha var Eren Keskin’in. Hasta tutsakların, Cumartesi Annelerinin, yargısız infazlarda katledilen 17 bin insanın yakınlarının hayır duası. “Dua”yı metafor olarak kullanıyorum. Siz buna şükran ifadesi deyin isterseniz. İşte Eren Keskin bu en önemli ödülü almış, mazlumların gönlünde taht kurmuştur.
Eren Keskin’le sürgün yıllarımda tanışmıştım. Bir panelde onu dinlemiştim. Ama o beni anımsamaz. Adımı da hiç duymamıştır.
Olsun. O adları duyulmayan, tersine yok sayılanların avukatıdır, ablasıdır, kardeşidir.
Benim de ödülüm Eren Keskin’e…
8.8.2015
(Fotoğraf Cumartesi Anneleri oturumunda Ömür Eğribeltarafından çekilmişti. soldan sağa: Adil Okay, Faik Bulut ve Eren Keskin…)