Dinin Dünya için iyi mi yoksa kötü mü olduğu çok uzun süredir tartışılmakta olan bir konudur. Bu tartışmaya dahil olan bir grup bilim insanı, sanılanın aksine antik toplumlarda dinin bütünleştirici bir görevi olmadığını, tam tersine dinin insanları 2000 yılı aşkın bir süredir ayrıştırdığını ileri sürdü.
Bilim insanı, sanılanın aksine antik toplumlarda dinin bütünleştirici bir görevi olmadığını, tam tersine dinin insanları 2000 yılı aşkın bir süredir ayrıştırdığını ileri sürdü. Bu iddialarını desteklemek için bilim insanları, erken devlet toplumlarında dinin daha ziyade barış nedeni mi, yoksa çatışma nedeni mi olduğunu inceledi.
Merkezi Florida Üniversitesi ve Kolorado Üniversitesi'nden araştırmacılar, Milattan Önce 700'lü yıllara kadar giden bir dizi Meksika arkeolojik alanından elde ettikleri verileri bir bütün olarak inceleyerek yayınladılar. Current Anthropology akademik dergisinde yayınlanan makaleye göre, devlet halinde yaşayan erken toplumlarda dinin bütünleştirici bir harç görevi gördüğüne dair duyulan yaygın inanç hatalı.
Araştırmanın başında bulunan Prof. Dr. Arthur A. Joyce ile Doç. Dr. Sarah Barber, Meksika'nın Pasifik Okyanusu kıyısında kalan Rio Verde Vadisi ve Oaxaca Vadisi'nde son birkaç yıldır araştırma yürütüyorlar. Bulgularına göre dini ritüeller, küçük skalada toplumsal bağlar kurulmasını sağlasa da, daha büyük ölçekli enstitülerin gelişimi önünde dini inançlar bir engel teşkil ediyor. Araştırmacıların ele aldıkları zaman aralığı, Milattan Önce 700 ila Milattan Sonra 240 yıllarını kapsıyor.
Yaptıkları araştırmalar sonucunda, elitlerin dini yaşantıyı domine ederek toplumlar ve tanrıları arasındaki ilişkiyi kontrol aldıklarını ortaya çıkardılar. Bu da, geleneksel toplum liderleri ile çatışmalarına neden oldu. Bu çatışma, başkenti bir tepe üzerine kurulu Monte Alban kenti olan bölgesel bir devletin oluşumuyla sonuçlandı.
Ancak bu noktadan sonra din, daha da fazla çatışmaya neden oldu ve bölgesel devletler kalıcı olamadı. Bu durum, Milattan Sonra 100 civarında devasa tapınakların inşasına neden oldu. Lakin bu tapınaklar, sadece bir asır sonra terk edildi. Kolorado Üniversitesi'nden Prof. Joyce şöyle diyor:
"Hem Oaxaca Vadisi'nde, hem de Aşağı Rio Verde Vadisi'nde din, erken devletlerin ve şehirlerin kurulmasında ve tarihinde büyük bir öneme sahipti. Ancak bu önem, çok farklı şekillerde vuku buldu. Eğer dinin günümüz toplumlarındaki ve politikasındaki yerine bakacak olursak, bu çatışma ortamının geçmişte de yaşanmış olmasına çok da şaşırmamak gerekiyor." (Evrim Ağacı)