Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır, bölge insanının yaşadığı ruhsal travmaya dikkat çekerek, “Süremiz çok kısa. Bu insanlara ulaşıp bir ay içinde tedavi altına almazsak bedelini çok ağır öderiz” dedi.
Hürriyet’en Şehriban Oğan’ın konuştuğu Sır özetle şunları söyledi:
“İlk bir aya akut stres bozukluğu diyoruz. Ateş açıldığı zaman çocuklar ağlamaya, bağırmaya başlıyorlar. Kendilerine, ailelerine bir şey olacak mı diye devamlı korku içindeler. Erişkinler de böyle. Yeniden patlama olacak korkusuyla en ufak bir tıkırtı oldu mu eyvah diyor; terleme, çarpıntı, nefes darlığı gibi tablolar gelişmeye başlıyor. Geceleri kâbuslar görüyorlar, bağırarak uyanıyorlar. Yaralanma, ölüm, kayıp olduysa daha büyük tablolar ortaya çıkıyor.
Bugün bu işi çözmezsek ileride çok daha büyük yaralar açılacak. İleride oluşacak tablonun adı da post-travmatik stres bozukluğu veya travma sonrası stres bozukluğu. Bu, iki uçta yaşanıyor. Ya evden dışarı çıkamıyorlar ya da ilişkilerde kuvvet hâkimiyeti olmaya başlıyor; kimin elinde silahı varsa kendini kuvvetli hissetmeye başlıyor.
Aynı olay poliste de askerde de var şu anda. Onların da rehabilite edilmesi gerekiyor. Onlar da arkadaşlarını kaybediyorlar. Bir polis anlatıyor: ‘Çocuk diyor ki, siz köyümüzü yaktınız. Ben dünyada yoktum ama siz köyümüzü yakmışsınız.’ Nesilden nesile aktarılıyor bu düşmanlık. Bunu daha derinleştirmemek adına şu an harekete geçmenin tam zamanı. Geç kalacak olursak bunun bedelini çok ağır öderiz. Bu ateş yayılıyor ve bütün Türkiye’yi yakıyor.”