SDG Kuzey Tugayı Komutanı Ebu Ömer İdlibi, Rudaw’a yaptığı değerlendirmede, bölgede “tehlike arz eden herhangi bir gelişme yaşanmadığını” söyledi. İdlibi, TSK güçlerinin Menbiç’e giriş yapmadığını, Deyrizor ya da Serekaniye’ye de “olağan dışı bir takviye gönderilmediğini” belirtti.
Sahadaki birliklerin güvenliği sağlama görevini “rutin şekilde sürdürdüğünü” vurgulayan SDG’li komutan şu ifadeleri kullandı:
“Şu ana kadar sahada tehlike arz eden bir gelişme yok. Türk güçleri Minbic’e doğrudan girmemiştir; Deyrizor veya Serêkaniyê’de de olağan dışı askeri birlikler bulunmamaktadır. Durum kontrol altındadır ve sahadaki güçler, güvenliği ve istikrarı koruma yönündeki olağan görevlerini yerine getirmektedir. Yayılan pek çok şey, medya savaşının ve endişe yayma çabasının bir parçasıdır. Sahadaki gerçekliğin bu abartıları yansıtmadığını teyit ediyoruz.”
İdlibi, ifadelerine şu şekilde devam etti:
“Halkımıza, söylentilere kulak asmamaları ve bilgileri yalnızca güvenilir kaynaklardan almaları çağrısında bulunuyoruz. Halkın güvenliği ve bölgenin istikrarı temel görevdir; kontrolden çıkan herhangi bir gerginlik veya askeri karar söz konusu değildir.”
TSK’nin üç farklı noktadan sınır hattını geçtiğine dair bilgiler Rojava’dan bildiren Doğan Cihan tarafından gündeme getirilmiş, konvoyların Menbiç yönüne ilerlediği öne sürülmüştü. Aynı saatlerde HTŞ güçlerinin de Deyrizor’a yeni askeri takviyeler gönderdiği belirtilmişti.
Zamanlama dikkat çekiyor
Hareketlilik, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun 5–6 Aralık’ta Şam’da gerçekleştirdiği temasların hemen sonrasına denk geliyor. Bayraktaroğlu’nun Şam’da HTŞ yönetiminin askeri yetkilileriyle verdiği ortak fotoğraflar, Ankara-Şam hattında son dönemde hızlanan diplomatik trafiğin bir göstergesi olarak yorumlanmıştı.
Gelişmelerin aynı zamanda SDG ile Şam’daki HTŞ yönetimi arasında 10 Mart’ta ilan edilen ve yılsonuna kadar uygulanması beklenen mutabakatın takvimine de paralel ilerlemesi dikkat çekiyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 6 Aralıkta Reuters’e verdiği demeçte SDG’nin Suriye ordusuna “entegrasyonuna” ilişkin, “bence onlar (SDG) komuta ve kontrolün tek bir yerden gelmesi gerektiğini anlamalı” sözleriyle Ankara’nın koşulsuz entegrasyon beklentisini bir kez daha ifade etmişti.
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi Jerusalem gazetesine verdiği röportajda ise 10 Mart mutabakatına bağlılıklarını ifade ederken, âdemi merkeziyetçilik ve demokratikleşme konularındaki kaygıların sürdüğünü vurgulamıştı.
Bu tabloya ABD’nin Suriye temsilcisi Tom Barrack’ın son açıklamaları da ekleniyor. Barrack, bölgede yıllardır tartışma konusu olan âdemi merkeziyetçi yönetim modelinin “istenen sonuçları vermediğini” söylemiş; yönetim biçimi tartışmalarını “bölge ülkelerine bırakıyoruz” diyerek Şam ve Ankara’nın inisiyatifini destekleyen bir mesaj vermişti.
Diğer yandan bu hareketliliğin SDG’nin Deyrizor’dan çekilmesini hızlandırmaya dönük bir baskı hamlesi olabileceğine ilişkin yorumlar da yapılıyor.
