Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    KHK’lilerden TBMM’deki çözüm komisyonuna katılım çağrısı: “Barış, mağduriyetler giderilmeden tamamlanmaz”

    12 Ağustos 2025

    Komisyonda barış ve demokrasi arayışı: “Ortak gelecek, ortaklaşarak kurulur”

    12 Ağustos 2025

    Erciyes’in zirvesinde Perseid büyüsü

    12 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Saz, cümbüş ve zurna: Barışın ezgisi Aram Tigran

      8 Ağustos 2025

      Komisyon : “Kürdün onurunun Türkün gururuyla”  imtihanı

      6 Ağustos 2025

      Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

      4 Ağustos 2025

      “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

      2 Ağustos 2025

      Gerçek barış mı, ideolojik restorasyon mu?

      31 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      6,5 milyonu bekleyen tehlike! Kamu emekçileri toplu pazarlığı

      12 Ağustos 2025

      İsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor

      11 Ağustos 2025

      Başka bir yol yok mu?

      11 Ağustos 2025

      Zengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet?

      11 Ağustos 2025

      Bir dönüm noktasında mıyız?

      10 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Savaşa girdik mi? – 1

    Savaşa girdik mi? – 1

    Siyasi Haber15 Eylül 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    A. Haluk Ünal – Diğer yazıları

    Bu sorunun, bir süreden beri bu ülkenin Batısında yaşayan bütün yurttaşların düşünce evreninde liste başı olduğunu tahmin ediyorum. Ülkeye hızla korku iklimi hakim oluyor. Lafı dolandırmadan, bu yaşamsal soruya kendi yanıtımı verip, gözlem ve düşüncelerimi derinleştirmeye çalışmak istiyorum. Çünkü iş, bu sorunun yanıtıyla bitmiyor.

    Savaşa girdik mi? Evet, savaşa girdik!

    Ancak bu, öyle filmlerde gördüğümüz, tarih kitaplarında okuduğumuz savaşlara benzemeyecek.

    Son aylarda “güçlü TSK” algısını güçlendirmek için çekilmiş nakliye ve transfer görüntülerinin Irak ve Suriye’de süren savaşın niteliği bakımından hiç bir değeri olmadığını Genel Kurmay subayları da çok iyi biliyorlar. Askeri mücadeleler tarihi gerilla kavramı ile ilk 20. yüzyılın başında tanıştı. Önce Bulgar ve Arnavutlar Osmanlı İmparatorluğuna karşı geliştirdikleri bağımsızlık savaşında bu kavramı kullandılar. Bu, “savaş sanatı” kitaplarının temel aldığı bütün askeri kavramları yerle bir eden bir gelişmenin de habercisiydi. Çok geçmeden İttihat Terakki askeri kanadı (Enver, Mustafa Kemal vb. Selanik ekibi) bu savaş tarzını benimsedi ve ustalaştılar. Asimetrik savaş olarak da adlandırılan bu tarz sayesinde bir çok ülkede yerel direniş güçleri düzenli ulusal orduları ağır malubiyetlere uğratmakla kalmadı; dev SSCB ve ABD ordularını da büyük başarısızlıklarla yüzyüze bıraktılar. Buna karşın başta ABD olmak üzre, bütün ulus devletler de düzenli orduları içinde asimetrik savaş için yetiştirilmiş özel birlikler kurmaya, bu tarzı geliştirmeye başlayalı yıllar oluyor.

    Resmi orduların bu kavramı geliştirme ekseni daha çok sosyalist literatürde “şehir gerillası” olarak adlandırılan yönde oldu. Elbette gerçek şehir gerillalarının hiç bir zaman sahip olamayacağı oranda yüksek teknoloji ile desteklenmiş birlikler ortaya çıktı. Özetle diyebiliriz ki, kır/dağ ve şehir gerillası gibi düzenli ordulardan çok farklı, öte yandan birbirinden de çok farklı iki tarzı savaş ekseninde gelişti 20. Yüzyıl “savaş sanatı.”

    Yeni sentez gerilla savaş tarzı

    21 yüzyıl ise, kır/dağ gerillası yöntemleriyle şehir gerillası yöntemlerinin sentezlenmesiyle elde edilmiş yeni bir tarzla karşı karşıya. Bu tarz karşısında ne kadar güçlü, büyük ve zengin olursa olsun, düzenli orduların tutunamadığı artık genel kabul gören bir gerçek. Bu tarzın Ortadoğu’daki (bence Dünya’daki) iki ustasından birisi Kürt Özgürlük Hareketi silahlı güçleri (kadın ve erkek orduları, YJA Star, YPJ, HPG, YPG). Diğeri ise İslam Devleti (İD) güçleri.

    T.C. Devleti – konu sapmasın diye tarihi geçmişi paranteze alıyorum- son 35 yıldır PKK ile “düşük yoğunluklu iç savaş” içinde. Yani aslında savaşa, 35 yıl önce girdik.

    Yalnızca Türkiye’nin Batısı bu savaşı hissetmedi, veya görmezden gelmeyi, üstüne alınmamayı tercih etti. PKK, savaşı Batı’ya kaydırmamaya, sivilleri hedef yapmamaya özel bir çaba gösterdi. Savaşı PKK devlet arası olmaktan çıkartıp, Türk Kürt savaşına dönüştürmek için – bu gün bir çoğu teşhir olmuş – derin devletin, jitemin provakasyonlarına gelmemekte de büyük ölçüde ferasetli davranmayı başardılar. Örneğin PKK, askeri hedeflere silahlı saldırıların yanısıra yalnızca 1994 – 99 arasında 10’a yakın canlı bomba eylemi de gerçekleştirmişti. Ve söz konusu eylemleri gerçekleştiren gerillaların tamamı kadındı. Bu sayede “bizler” camdan hapisanelerimizde kör ve sağır kalmayı sürdürebildik. Günümüzde kimsenin üstüne alınmama, görmezden gelme lüksü kalmadığı için, ne yazık ki biz “Türkler”de, Kürt kardeşlerimizin yüzlerce yıldır tanıdığı büyük kaygı ve korkularla yaşamak ne demek İD’den öğreneceğimiz bir sürecin başındayız…

    Son bir yıl da İD’in sivil hedefleri çok daha sevdiğinin kanıtlarıyla dolu. Ortadoğuya baktığımızda içine girdiğimiz savaşın, birbirinden bağımsız gibi ve bana dokunmayan bir yıl yaşasın denilebilecek halde onyıllardır sürdüğünü görebiliriz artık. Filistin halkı, İsrail Devleti ile çok daha uzun süredir benzer bir savaşı yürütüyor. Ha keza Irakta KDP , İran’da PJAK , Suriye’de PYD kendi coğrafyalarında farklı düzey ve biçimlerde “iktidar” sahibi olarak, savaşıyorlar.

    KÖH İD yüzleşmesi

    Suriye iç savaşı ve İD’in gelişimi Ortadoğu’da süren bu kısmi savaşların tümünü temize çeken ve yeni bileşimlere ulaştıran bir dinamiğe sahip. Ortadoğu’nun yükselen, asimetrik savaşta ustalaşmış iki çok önemli gücü KÖH ve İD bu savaşta yüzleştiler. Günler ve haftalar içinde Irak ve Suriye’de – Barzani güçleri dahil- bütün askeri güçleri çil yavurusu gibi dağıtıp, Büyük Britanya büyüklüğünde bir toprağı denetler hale gelen İD, Rojava’ya saldırdığı andan itibaren yarattığı bütün psikolojik üstünlüğü kaybettiği bir savaşla yüzyüze kaldı. Önce Kobane, ardından Tel Abyad, Serekaniye savaşlarıyla bütün askeri ve psikolojik üstünlüğünü kaybetti. Hem dağ hem şehir gerillasında ustalaşmaş ve bu iki farklı tarzı sentezleyebilmiş KÖH karşısında tutanamayacağını açıkça gördü.

    Kadınlar tarafından öldürülürse cennete gidemeyeceğine inanan İD canileri, tarihin ilk kadın ordusu (YPJ) tarafından Kobaneden kovulup, sürüldüler.

    Burada altını bir kaç kez çizmek gereken konu, bu zaferde koalisyon uçaklarının katkısı. Bu katkı – Kasım/Temmuz 2015, 6 ay süren Rojava Kadın Devrimi belgeseli çekim sürecinden şahidim ki- belirleyici değil. Hatta başlangıçta sortilerin – başka terim bulamadım- çok diplomatik biçimde yapıldığını gördük.

    Ne zaman ki, Kobane’de insan ötesi bir hamleyle – bu hamlenin yıldızları kadın savaşçılardır- YPG, İD güçlerini geriletmeye başladı; savaşın sonu görülür oldu; koalisyon uçakları hedefleri daha doğru seçmeye, daha isabetli atışlar yapmaya başladı.

    Bu nedenle geçtiğimiz 6 ayın siyasi ve diplomatik en önemli gelişmesi, Ortadoğu’da İD belasıyla askeri açıdan başa çıkabilecek tek yerel gücün KÖH silahlı güçleri olduğu gerçeğini, başta ABD olmak üzere tüm Dünya’nın görmüş, kısmen açık, kısmen örtük kabullenmiş olmasıdır.

    (Devam edecek)

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    KHK’lilerden TBMM’deki çözüm komisyonuna katılım çağrısı: “Barış, mağduriyetler giderilmeden tamamlanmaz”

    12 Ağustos 2025

    Van’da kayyımın işten çıkardığı 223 işçi için yürüyüş: “Kayyım gidecek, işçiler dönecek”

    4 Ağustos 2025

    DEM Parti’den şeffaflık vurgusu: “Komisyonun açık ya da kapalı olmasından çok sürecin anlatılması önemli”

    4 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Saz, cümbüş ve zurna: Barışın ezgisi Aram Tigran

    Muhsin Dalfidan

    Komisyon : “Kürdün onurunun Türkün gururuyla”  imtihanı

    Tuncay Yılmaz

    Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

    Ömer Bölüm

    “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Aziz Çelik

    6,5 milyonu bekleyen tehlike! Kamu emekçileri toplu pazarlığı

    Akdoğan Özkan

    İsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor

    M. Ender Öndeş

    Başka bir yol yok mu?

    Fehim Taştekin

    Zengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    KESK’ten hükümetin TİS teklifine tepki: “Bu uzlaşma değil, sefalet dayatmasıdır”

    12 Ağustos 2025

    Mülakat mağduru öğretmenlerden çağrı: “Mülakatlar derhal kaldırılsın”

    12 Ağustos 2025

    DİSK-AR: İşçilerin ücret kaybı 7 ayda 1 trilyona dayandı

    11 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.