Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Trump Doktrini: Küreselleşmenin krizi ve yeni Amerikan stratejisi

    14 Aralık 2025

    Bern’de ‘Kemer Sıkma’ politikalarına karşı eylem: “Yaşam maliyeti artarken sosyal haklar budanıyor”

    14 Aralık 2025

    Zürih’te Göç İdaresi önünde protesto: Geri göndermelere tepki

    13 Aralık 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Emperyalizm işbirlikçiliğinden, ‘garantör’lüğe Kıbrıs’ta Türkiye 

      13 Aralık 2025

      CHP: Dost mu, düşman mı?

      11 Aralık 2025

      AP Milletvekili Langensiepen: “Engellilik siyaseti için değil sosyal politika yapmak için başladım”

      11 Aralık 2025

      Bir fotoğraf: Yurttaşın iradesi ayaklar altında

      9 Aralık 2025

      Filozofların yönetiminde devlet hayali

      9 Aralık 2025
    • Seçtiklerimiz

      Trump Doktrini: Küreselleşmenin krizi ve yeni Amerikan stratejisi

      14 Aralık 2025

      Stratejik illüzyon!

      8 Aralık 2025

      Bağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı

      7 Aralık 2025

      Asgari ücret, gıda fiyatları ve açlık sorunu

      6 Aralık 2025

      “Darbe mekaniği”

      4 Aralık 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Onur Hamzaoğlu: “Sağlık Bakanlığı’nın bütçedeki payı yüzde 15’in altında olmamalı”

      13 Aralık 2025

      AP Milletvekili Langensiepen: “Engellilik siyaseti için değil sosyal politika yapmak için başladım”

      11 Aralık 2025

      Feray Mertoğlu: Müzakere sürdürülürken faşizme karşı mücadele yükseltilmelidir

      2 Aralık 2025

      Amed Dicle: Suriye’de de Türkiye’de de Kürtler statüsüzlüğü kabul etmeyecek

      2 Aralık 2025

      Heval Sen Daha Özgürleşmedin mi?

      27 Kasım 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Müfredat değişikliği mi, toplum mühendisliği mi ?

    Müfredat değişikliği mi, toplum mühendisliği mi ?

    KENAN TEMİR yazdı: Toplumun bütün demokratik güçleri ve çocuklarının geleceğini düşünen öğrenci velileri Eğitim-Sen'in "Laik ve bilimsel eğitim" çağrısına kulak vermeli, yeni müfredata ve onun yansıttığı yobaz, dayatmacı zihniyete karşı öğretmen sendikaları ve diğer kitle örgütleriyle birlikte mücadeleyi yükseltmelidir.
    Kenan Temir21 Ağustos 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Ülkemizde reddedilmez bir gerçek olan halklar, inançlar, kültürler, bu farklılıklardan kaynaklı toplumsal özellikler, her dönemde göz ardı edildi.

    Bu özellikleri “karşı”, “düşman” ve “öteki” olarak yaftalayan, bilimin evrensel bilgilerini bile kabul edilemez bulan inkarcı anlayış bugün de kendi kabullerine göre toplumun düşünce biçimini şekillendirmek için en önemli adımlarından birini daha atıyor.

    Eğitimin toplumsal değişim gücünü bilen sermaye, AKP iktidarı eliyle kadınların da eğitim haklarına saldırıp 4+4+4 sistemi ile kız çocuklarının ilkokuldan sonra okumasının önünü kesti. Kız çocuklarını eve hapsetti, çocuk yaşta evliliklerin (tecavüzlerin) önü açıldı. Sermayeye ucuz emek için çocuk işçiliğinin de önü sonuna kadar açıldı ama eğitimde işleri bitmedi .

    12 Eylül’ün getirdiği zorunlu din dersinin yanına, ek olarak, sözde seçmeli ama uygulamada zorunlu üç ders (Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamberimizin Hayatı, Temel Dinî Bilgiler) daha kondu. Bütün okulların içine mescit yapılmasını zorunlu hale getirdiler ve yapıldı. Evrim teorisinin okutulmadığı tek ülke Suudi Arabistan’dı, ikincisi Türkiye oldu.

    Bu adımlar bir tepki testiydi. Toplumun hiçbir kesiminden yeterli bir karşı duruş ya da tepki gelmedi. Eğitim sendikalarının çabaları da tabii ki yeterli olamazdı, olmadı.

    20 yıl sonunda ustalaşan AKP iktidarı daha cüretkar bir aşama olarak, imam hatip açmak yerine, bütün okulları imam hatipleştirme hedefini önüne koydu. Okullarda verilecek bilgilerin sınırlarını çizdi. Bu akıllla felsefe, mantık derslerini din derslerine tâbi ve onların uzantısı haline getirdi. Matematik, fizik v.b. pozitif bilim derslerini değersizleştirip bu derslerin yerine hiçbir bilimsel yönü olmayan, herkesin farklı yorumladığı dinsel inanışlar öğretilmek üzere yeni bir müfredat hazırlandı; daha yasal statü bile kazanmadan ders içerikleri yeni müfredata göre jet hızıyla değiştirildi. Hiçbir tepki dikkate alınmadan, hiçbir itiraz değerlendirilmeden, üstelik de itiraz edenler hedef gösterilerek.

    Yeni müfredatta “Din, Ahlak ve Değer” grubundaki derslerden en az birini daha her yıl haftada 2 saat alma zorunluluğu var. Yani 8 saat zorunlu din dersine 8 saat daha eklendi, ortaokulda din dersi 16 saate çıkarıldı. İlgili kararın beşinci maddesine göre aynı zamanda tüm ortaokullarda birinci sınıfta 18 saat Arapça dersi verilebilecek (Yeri gelmişken belirtelim; bu ülkede konuşulan bütün dillerin okullarda da okutulması gerekir, fakat bu dersin amacı besbelli ki dil öğretmek değil dua, hadis v.b. ezberletmektir). Altıncı maddesinde ise “velilerin talep ettikleri okullarda 10 ders saatine kadar her türlü eğitici faaliyet uygulanabilir. Camilerde mezarlıklarda ve sınıfta…” ifadeleriyle, hiçbir eğitim formasyonu olmayan ve denetlemeyen kisilerce düzenlenecek her türlü siyasal İslamcı, tarikatçi etkinliğe okulların kapıları sonuna kadar açılıyor. Kreşlerden, liselere kadar bütün temel, ilk ve ortaöğretim kurumlarında. Liselerde de 8 saat zorunluya 4 saat daha seçmeli-zorunlu, 4 saat de zorlamalı ekleniyor ve din dersleri toplam 12-16 saate çıkarılıyor.

    Milli Eğitim Bakanı ise bu gerçek yerine bilimsellik sosunda matematik, fizik v.b. derslerin nasıl verileceğini anlatıyor, göz boyamaya çalışıyor.

    Nedir bu zorlama, niyedir?

    Bu soruyu bağlamından dolayı epey gerilere bakıp yanıtlamak gerekiyor Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Rum, Laz, Çerkez, Gürcü, Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Ezidi, Sünni, Alevi, birlikte yaşamışlar. Bu coğrafya hiçbir zaman boylu boyunca tek dilli, tek kültürlü ve tek etnili olmamıştır Siyasal erk işine gelmediği zaman kimi topluluklara acımazsızca saldırmış, onları yok etmek için baskı ve zor başta her yolu kullanmış, ancak ne yaparsa yapsın bu topraklarda hayat tekleşmemiştir. Hattâ devlet Müslüman (sünni) olmayanlardan ekstra vergiler alarak bazı farklılıkları bir gelir kaynağına dönüştürmüştür.

    Şiddet ve baskı politikalarından Alevilere de büyük pay düştü, onlar da ’’öldürmek vaciptir‘’ fetvalarıyla kuyulara atıldılar, yerleşim yerleri Babailerden bu yana defalarca yakıldı. Bugün de ötekileştirme anlayışı devam ediyor. Devletin organlarında Alevilik hep tehlike ögesi ve mücadele öznesi olarak kaydedildi. Yüksek yönetim kademelerinde (vali, milli eğitim müdürü , komutan v.b.) alevi bir insan görmek zordur. Kamu hizmetlerine (bazen özel şirketlere bile) memur veya işçi olarak giriş talebinde Alevilik önemli bir engeldir, aşılması gereken zorluktur. Her türden tarikatların, selefi örgütlenmelerin fütursuzca desteklendiği günümüzde Aleviliği ve farklı inançları toptan yok etme planının daha etkili olması için bütün kamu alan ve araçları kullanılmaktan çekinilmiyor.

    Eğitim sisteminde uygulanmaya çalışılan asimilasyon amacı açıkca görülmektedir. Bu müfredat bütün farklılıkları yok sayan bir anlayışla hazırlanmıştır. Ülkede yaşayan herkesi egemen inanç altında eğitmek için çaba harcanmaktadır. Yapılmaya çalışılan tam anlamıyla toplum mühendisliğidir. Bilim dışı eğitim yoluyla toplumun öteden beri her türlü baskıya, zulme rağmen direnen ve her dönemde demokrasi gücü olan aydınlanma dinamikleri körelsin istenmektedir.

    Bu ülkede özgürlük, barış ve kardeşlik isteyenler müfredata itiraz ediyor; çünkü devlet zorla din öğretemez, devlet bütün vatandaşlarından aldığı vergileri tek bir inancın örgütlenmesine ayıramaz, harcayamaz. Bu açıdan bakıldığında Diyanet Başkanlığı da laik bir ülkede bulunmaması gereken bir kurum olarak tartışmanın içindedir.

    Laik ve bilimsel eğitim, devletin bütün inançlar karşısında eşit mesafede durduğu, farklı din, mezhep, kimlik ve kültürlerin baskı altına alınmadığı, farklı inanç gruplarının birbiri üzerinde baskı kurmadığı, eşit yurttaşlık temelinde, barış içinde bir toplumsal varoluşa zemin sağlar.

    O nedenle derslerin içerik ve materyallerinde de farklı inanç ve kültürleri aşağılayıcı, cinsiyetçi, militarist, ırkçı, etnik ayrımcı, kastlaştırıcı, militarist, savaş yanlısı, çevreye düşman, v.b. öğelerin yer almamasını, var olanların çıkarılmasını şart koşar. Eğitim programlarının ülkede konuşulan bütün dilleri, kültürleri tanımasını, öğretmesini ve ana dilinde eğitimin amasız fakatsız uygulanmasını da bir genel ilke olarak içerir.

    Okullarda eğitimin dinden ayrılması laikliğin gereğidir. Din adam ve kurumları otoriteye eleştiri ve itiraz değil, itaat ve biat ister. Kamusal eğitimin amacı ise gençlerin az çok düşünen, sorgulayan, üreten, kendine güvenen, doğal ve toplumsal sorunlarla ilgilenen, onları aşmak için sorumluluk üstlenmekten kaçınmayan kişiler olmasına yarayacak bilimsel yöntem ve bilgileri aktarmaktır.

    Eğitim-Sen’in 2 Mayıs’ta Milli Eğitim Bakanlığı önündeki protesto gösterisinde Genel Başkan Kemal Irmak tarafından okunan basın açıklamasında “Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulurken… ‘dini’ ve ‘milli bir müfredat oluşturulmak istendiği” vurgulanıyor ve “Çocukların eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliğini kabul etmiyoruz. Siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı müfredatı reddediyoruz” deniyordu.

    Toplumun bütün demokratik güçleri ve çocuklarının geleceğini düşünen öğrenci velileri Eğitim-Sen’in “Laik ve bilimsel eğitim” çağrısına kulak vermeli, yeni müfredata ve onun yansıttığı yobaz, dayatmacı zihniyete karşı öğretmen sendikaları ve diğer kitle örgütleriyle birlikte mücadeleyi yükseltmelidir.

    Bu müfredat okutulamaz.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Emperyalizm işbirlikçiliğinden, ‘garantör’lüğe Kıbrıs’ta Türkiye 

    13 Aralık 2025

    CHP: Dost mu, düşman mı?

    11 Aralık 2025

    AP Milletvekili Langensiepen: “Engellilik siyaseti için değil sosyal politika yapmak için başladım”

    11 Aralık 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Tolga Güney

    Emperyalizm işbirlikçiliğinden, ‘garantör’lüğe Kıbrıs’ta Türkiye 

    Halit Elçi

    CHP: Dost mu, düşman mı?

    Elif Gamze Bozo

    AP Milletvekili Langensiepen: “Engellilik siyaseti için değil sosyal politika yapmak için başladım”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Bir fotoğraf: Yurttaşın iradesi ayaklar altında

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ümit Akçay

    Trump Doktrini: Küreselleşmenin krizi ve yeni Amerikan stratejisi

    Fehim Taştekin

    Stratejik illüzyon!

    Ümit Akçay

    Bağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı

    Özgür Müftüoğlu

    Asgari ücret, gıda fiyatları ve açlık sorunu

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Yunanistan’da üretici köylü direnişi büyüyor: Havaalanları, limanlar, sınırlar ve otobanlar felç

    11 Aralık 2025

    İşçi kıyımına karşı Divriği’de “Büyük Madenci Yürüyüşü”

    10 Aralık 2025

    İzmir’de belediye işçileri sokakta: “Havuz sistemi kalksın, alacaklarımız ödensin”

    9 Aralık 2025
    KADIN

    İsviçre Parlamentosu’nun “kadın düşmanı” kararına karşı kadınlar parlamentoyu kuşattı

    10 Aralık 2025

    Serap Avcı meşru müdafaadan beraat etti

    10 Aralık 2025

    Brezilya’da On Binlerce Kadın Şiddete Karşı Sokakları Doldurdu

    9 Aralık 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.