Ankara Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği, KESK Ankara Şubeler Platformu ve TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Çankaya Belediyesi önünde bir araya gelerek, ülkede yaşanan son gözaltılar ve beraberinde gelişen protesto eylemlerine dair açıklama yaptı.
Çankaya Belediyesi önünde yapılan açıklamaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Şengel Taşçıer, SOL Parti, Alınteri de destek verdi. “Emeğimiz, haklarımız, geleceğimiz ve demokrasi için ayaktayız” yazılı pankartın açıldığı açıklamayı Haber-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Polat okudu.
Polat açıklamada, “Bugüne kadar binlerce kez söyledik. Bir kez daha söyleyelim.Emeğin haklarını korumanın, kazanımlarını kalıcı hale getirmenin yolu demokrasinin, adaletin, hukukun üstünlüğünün, barış ve kardeşliğin tesis edilmesinden geçmektedir” diyerek iktidarın yıllardır adalet, hukuk gibi temel değerleri yok saydığını söyledi.
“Baskıyı, hukuksuzluğu ve şiddeti olağanlaştırıyorlar”
19 Mart’la başlayan sürece değinen Polat, “Son aylarda, özellikle son iki hafta içinde yaşanan gelişmeler ise mevcut iktidarın ülkeyi hızla zifiri bir karanlığa sürüklediğini göstermektedir.Seçme ve seçilme hakkımızdan sendikal hak ve özgürlüklerimize, düşünceyi ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımıza, haber alma hakkımıza kadar en temel hak ve özgürlüklerimiz ayaklar altına alınıyor. Bugün geldiğimiz yer; en temel hak ve özgürlüklerimizin yok sayıldığı, baskıların, şiddetin, hukuktan yoksun soruşturmaların, gözaltıların ve tutuklamaların olağanlaştığı yerdir” dedi.
“Özerk, demokratik üniversite isteyen öğrencilere tomalarla barikat kuruyorlar”
İktidarın artık yönetememe krizi yaşadığını ifade eden Polat, “Bu krizi demokratik yollardan aşamayacağını gördükçe baskıcı politikalara, hukuksuzluğa, şiddete daha fazla sarılıyor.Bunun için; Bir yıl önce halkın oylarıyla seçilen yüzlerce belediye başkanı ve meclis üyesi hakkında yeni yeni soruşturmalar açılıyor, yerlerine kayyımlar atanıyor.” diye konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ardından yaşanan protesto eylemlerine de değinen Polat, “özerk, bilimsel, demokratik bir üniversite isteyen öğrencilerinin kampüslerinin önüne TOMA’lardan barikatlar kuruluyor. Yüzlerce üniversite öğrencisi şafak vakti yurtlarına, evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Sadece eğitim emekçilerinin değil çocuklarımızın eğitim hakkını savunan, çocuklarımızın geleceğini tarikatlar, cemaatler, MESEM ve CEDES gibi projelerle karartmak isteyenlere karşı mücadele eden Türkiye’nin Aydınlık yüzü EĞİTİM SEN hedef gösteriliyor.” dedi.
Muhalif basına yönelik artan baskıları eleştirerek devame den Polat, “Tüm bunlar yetmezmiş gibi bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen bu hukuksuzlukların, baskıların faturası da yine daha fazla yoksulluk, daha fazla geleceksizlik ile emeği ile geçinen kesimlere, bizlere yıkılıyor.Nitekim son iki haftada ülke ekonomisi alt üst olmuştur.Borsa taban, döviz kurları ise tavan yapmıştır. Kurdaki yükselişi engellemek için son iki haftada 25 milyar dolara ulaşan bir döviz rezervi satılmıştır. Böylece son iki yıldır işçilerin, emekçilerin, emekliklerin, asgari ücretlilerin yani hepimizin maaşlarının, ücretlerinin TÜİK’in sahte enflasyonu ile baskılanması üzerinden biriktirilen rezerveler sadece son iki hafta da buharlaşmıştır.” dedi.
“İnsanca yaşam mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz”
Emeğin haklarını yok sayan, milyonlarca emekçiye 19. yüzyıllık kölelik koşullarını reva gören, baskıdan-şiddetten beslenen bir rejime biat etmeyeceklerini ifade eden Polat, “En temel haklarımızı yok sayan, emeğe kölelik dayatan bu düzeni kabul etmiyoruz!Ülkeyi yönetenlere de buradan çağrıda bulunuyoruz. Yeter artık! Barışçıl protesto hakkını engellemekten vazgeçin. Bu hakkı kullanmaktan başka bir şey yapmadığı için gözaltına alınanları, tutuklananları serbest bırakın. Üniversite öğrencilerinin, çocuklarımızın üzerinden ellerinizi çekin. Hukuktan yoksun şafak baskınlarına, gözaltı ve tutuklamalara derhal son verin. Bizler demokratik bir ülke ve insanca yaşam için haklarımız ve geleceğimizden vazgeçmeyeceğiz!” diye konuştu.
“Demokrasi ve adalet yoksa sağlık yok”
Açıklamanın ardından konuşan TTB Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, söz konusu durumun yaşandığı ülkede hekimlik yapmanın mümkün olmadığını söyledi. Azap, konuşmasında bugün sokağa çıkan kitlelerin taleplerinde haklı olduklarını hukuk ve demokrasi olmadan sağlık olmayacağını; hekimlerin de her şeye inat burada olduklarını ve hiç bir yere gitmeyeceklerini söyledi. Azap, “Sağlıktan tasarruf olmaz demiştik, sağlıktan tasarruf olmayacağı gibi demokrasi ve özgürlüklerden de tasarruf olmaz. Buradan bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Protesto eylemlerinde kameralara yansıyan görüntüler izlemeye vicdanımız el vermiyor. Biz o eylemlerde yara alanların görünen yaralarını tedavi edebiliriz ama ruhlarının aldığı yaraya çare olamayız.”, diyerek orantısız güç kullanımını eleştirdi.
“Tutuklanırım korkusu yaşattıkları milyonlar bugün sokakta”
Açıklama ardından konuşan bir diğer isim KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz oldu. Yılmaz konuşmasında açıklamanın da yapıldığı yere yakın olan ve kentin birçok yerinde kurulan Başkent Marketleri işaret ederek, “İşte Türkiye’nin fotoğrafı bu; yoksulluk var, sefalet var. Milyonlar açlıkla sınanıyor. İnsanlar ucuz yoğurt ve ekmek için buralara gidiyor.” dedi. Eğitim-Sen MYK üyelerine verilen ev hapsini eleştiren Yılmaz, “Yetmiyor BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen’e de ev hapsi, Akademisyen Levent Dölek’i ise tutukluyorlar. Milyonlar tutuklanırım kaygısı yaşadığı için bugün sokakta” dedi. (Evrensel)