Şebinkarahisar’daki çinko tesisinde hasar sonrası zararlı metal atıkların dereye ve baraja karışmasına ilişkin bir açıklama yapan Maden Mühendisleri Odası, “Felaketlerinin olumsuz sonuçları önümüzdeki süreçte ortaya çıkacaktır” dedi.
Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde çinko tesisindeki hasar sonrası zararlı metal atıkların önce Darabul Deresi’ne oradan da Kılıçkaya Barajı’na karışmasına ilişkin TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu bir açıklama gerçekleştirdi.
“Bilim ve Teknik Aykırı Faaliyetler ile Mevzuat Düzenlemeleri Halka ve Doğaya Zarar Vermeye Devam Ediyor” başlığıyla yapılan açıklamada “Gerçek sorumlulardan yasal zeminde derhal hesap sorulmalı” denildi.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, yapılan araştırma sonrası tespitlerini bir raporla paylaştı.
Araştırmaya göre şu sonuçlara ulaşıldı:
-Çinko-Kurşun işletmesi 2003 yılından önce kurulmuş olup 2003 yılında şimdiki işletmeci firmaya devredilmiştir.
-İşletmede çinko-kurşun (Pb-Zn) üretimi yapılmaktadır.
-İşletmede tüvenan olarak üretilen çinko-kurşun cevheri flotasyon yöntemi ile zenginleştirilerek Pb ve Zn konsantreleri elde edilmektedir.
-Yaşanan çevre felaketi, ömrünü tamamlamış eski atık depolama havuzunun rehabilitasyon çalışmaları sonucunda, yeni atık havuzunun tamamlanması aşamasına geldiği sırada, eski havuzun gövdesinin yıkılması ve yeni havuzun taşmasına neden olması sonucu meydana gelmiştir.
-Sözel olarak edinilen bilgilere göre yıkılan eski havuzun ÇED Gerekli Değildir Belgesi mevcuttur. Taşan yeni havuzun ÇED Uygunluk belgesi ve mevzuata göre düzenlenmiş lisansı bulunmaktadır.
-İşletmede cevher zenginleştirme faaliyetlerinde zenginleştirme tekniği gereği siyanür kullanılmadığı belirtilmektedir.
“Felaketin en önemli nedenlerinden biri “ÇED Gerekli Değildir” istisnasıdır”
Mühendislik bilgisi ve deneyimini gerektiği gibi kullanmamasının, bu tür felaketlere nedeni olduğunun vurgulandığı açıklamada, “ÇED mevzuatı yürürlüğe girmeden önce kurulmuş olan işletmeler ile belli üretim kapasitesinin altındaki işletmeler için “ÇED Gerekli Değildir” istisnası getirildi. Bu işletmede yıkılan eski atık havuzunun da bu kapsamda olması yaşanan felaketin en önemli nedenlerinden biridir” denildi.
Kamusal denetimin yetersizliğine dikkat çekilen açıklamada, “Gerek kurumsal kapasite eksikliği gerekse yapılan liyakatsiz atamalar ve girilen çıkar ilişkileri nedeniyle yapılan siyasi baskılar kamu kurumlarının görevlerini gerektiği gibi yapmalarının önündeki en büyük engellerdir.” ifadeleri kullanıldı.
“Felaketlerinin olumsuz sonuçları önümüzdeki süreçte ortaya çıkacaktır”
Ölümlerin ve benzeri sağlık ve doğa sorunlarının yaşanmamasının ifade edilmesinin doğru olmadığını belirtilen açıklamada, “Çünkü yaşanan çevre felaketlerinin olumsuz sonuçları önümüzdeki süreçte ortaya çıkacaktır. Çevresel felaketin olumsuz sonuçlarının olayın yaşanmasından sonra palyatif yöntemlerle giderilmeye çalışılması doğru ve yeterli değildir. Önemli olan bu ve benzeri olayların hiç yaşanmamasıdır.” denildi.
Daha fazla kar elde etmek için insan ve çevre sağlığı ilkelerine aykırı yürütülen faaliyet ve mevzuatların halka ve doğaya zarar verdiğinin ifade edildiği açıklamada, “Yaşanan felaketlerden sonra gerçek sorumlular yerine bedelin çalışanlara çıkarılması kabul edilemez. Bu ve benzeri çevresel felaketlerde gerçek sorumlular bilimi ve tekniği maliyet unsuru gören anlayışlar ile onlara bu yolu açan kanun yapıcılardır. Madencilik faaliyetlerini düzenleyici ve denetleyici kurumlar her türlü müdahaleden uzak, liyakat sahibi teknik personelle bilim ve tekniğin gerektirdiği şekillerde görevlerini yerine getirmeli” denildi.
(Siyasi Haber)