Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İmamoğlu ve Kürt meselesi: Liberal milliyetçilik?

    25 Haziran 2025

    İsrail’in nükleer politikası ve stratejik silah sistemleri 

    24 Haziran 2025

    ABD’nin 21 Haziran saldırısından sonra neler değişti?

    24 Haziran 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      İsrail’in nükleer politikası ve stratejik silah sistemleri 

      24 Haziran 2025

      Kuyu tipi hapishaneler: Faşizmin tecrit politikaları ve devrimci tutsakların direnişi

      19 Haziran 2025

      Özdağ serbest, ‘Barış’ tutsak!

      18 Haziran 2025

      Bir Banka, Bir Saat, Bir Yalnızlık: isviçre

      16 Haziran 2025

      NATO’nun çürüyen tahtı; Emperyalizmin hırsızlık imparatorluğu çöküyor mu?

      2 Haziran 2025
    • Seçtiklerimiz

      İmamoğlu ve Kürt meselesi: Liberal milliyetçilik?

      25 Haziran 2025

      ABD’nin 21 Haziran saldırısından sonra neler değişti?

      24 Haziran 2025

      İran’ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm

      23 Haziran 2025

      Washington’un İran takıntısının şifreleri

      23 Haziran 2025

      Nasıl planlamalı?

      23 Haziran 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025

      Josu Urrutikoetxea: Silahlı mücadeleden müzakereye, ETA’dan Kürt mücadelesine

      9 Haziran 2025

      Bırakılan silahların yankıları: PKK ve ETA’nın karşılaştırmalı analizi

      9 Haziran 2025

      Grup Yorum’un notası emperyalizme teslim olmadı

      8 Haziran 2025

      Gölgede kalan mesele: Lozan ve Süryaniler

      31 Mayıs 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Gültan Kışanak, 8 Mart için Femina dergisine yazdı: Sınır Tanımayan Hayaller

    Gültan Kışanak, 8 Mart için Femina dergisine yazdı: Sınır Tanımayan Hayaller

    Siyasi Haber7 Mart 2021
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    HDP’li tutuklu siyasetçi Gültan Kışanak, İsviçre’de yayınlanan Femina dergisi için kaleme aldığı yazıda “Kadınlar olarak sadece geçtiğimiz yollar değil, aynı zamanda özgür ve eşit bir gelecek hayali de bizleri buluşturuyor.” dedi.

    Tutuklu Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, İsviçre’nin en yüksek tirajlı dergilerinden Femina’da 8 Mart için bir yazı kaleme aldı. 

     

    Kışanak “Sınır Tanımayan Hayaller” isimli yazısında, kadın siyasetçilerin dava dosyalarında kadın özgürlük mücadelesinin önemli bir yer tuttuğunu belirterek “Partimizin kadın meclisi toplantıları, cinsiyet kotası ve eş başkanlık uygulamaları, eşit temsil politikamız suç gibi gösteriliyor. Kadınların örgütlenmesi, siyasete katılması, eşit temsil iddiasında bulunması, şiddete karşı mücadele etmesi, kadınların IŞİD saldırılarından korunması için çağrı yapması suç. Erkek egemen zihniyet, kadınlara bir sınır çizmiş; bu sınırın dışına çıkan kadınları cezalandırıyor, cezaevlerine hapsediyor” ifadelerini kullandı. 

    Yazısında, Covid-19 nedeniyle “sohbet hakkı dahil”, tüm sosyal iletişim haklarının yasaklandığını anlatan Kışanak “Bir yıldan beri birbirimizi göremiyoruz. Herkes kaldığı hücrede, yalnızlıkla baş etmeye çalışıyor. Mecbur bırakıldığımız fiziki yalnızlığı, dışarıda mücadele eden kadınları düşünerek aşıyoruz. Hayallerimizle, kendimizi çoğaltıyoruz. Erkek egemenliğine karşı elde edilen her başarı, beton duvarları, demir parmaklıkları aşarak yüreğimizi ısıtıyor” dedi. 

    Gültan Kışanak’ın yazısının tamamı şöyle: 

    “Dünyada bu kadar yoğun toplumsal ve siyasal gelişme varken Türkiye’deki Kürt kadın siyasetçilerin yaşadıkları sizler için uzak bir gündem olabilir belki de. Oysa özgürlük hayallerimize ulaşmamızın yolu birbirimizin ayak izlerini takip etmekten geçiyor. İçinde bulunduğum koşullar nedeniyle imkanlarım kısıtlı olsa da dünyada yükselen kadın özgürlük mücadelesini takip etmeye çalışıyor, kadınların başarılarından güç ve enerji alıyorum. Bu yazıyla biraz kendi mücadelemizden bahsederek enerjinize ortak olmak istedim.

     

    “Hakkımızdaki suçlamalar hep aynı”

     

    Size bir cezaevi hücresinden yazıyorum. İki dönem milletvekilliği, bir dönem belediye başkanlığı yapan bir Kürt kadınım. Siyasi görüşlerim nedeniyle 2016 yılında tutuklanarak cezaevine konuldum. 2016 yılı, Kürt siyasetçilere yönelik tutuklamaların başladığı yıldı. Tutuklamalar sonraki yıllarda da devam etti. Şu anda cezaevlerinde kadın-erkek binlerce Kürt siyasetçi var. Hakkımızdaki suçlamalar ise hep aynı: Basın açıklaması yapmak, mitingde konuşmak, iktidarı eleştirmek, yerel özerklikten bahsetmek, barışı savunmak vs.

    Biz kadın siyasetçilerin dava dosyalarında ise kadın özgürlük mücadelesi önemli bir yer tutuyor. Partimizin kadın meclisi toplantıları, cinsiyet kotası ve eş başkanlık uygulamaları, eşit temsil politikamız suç gibi gösteriliyor.

    25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle yaptığımız etkinlikler dava dosyalarında baş köşede yer alıyor. Günde 4 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Ama kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla mücadele ettiğimiz için yargılanıyoruz.

    Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle çeşitli etkinlikler yapılır. Biz kadın siyasetçiler de bu etkinliklere katılır konuşmalar yaparız. Bu konuşmalar da dava dosyalarına suç unsuru olarak konulmuş.

     

    “Kadınların IŞİD saldırılarından korunması için çağrı yapması suç”

     

    Daha bitmedi… 2014 yılında IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırılarını durdurmak için kamuoyuna yapılan duyarlılık çağrısı nedeniyle 108 siyasetçi hakkında yeni bir dava açıldı. Biz kadınlar açısından bu davanın anlamı çok farklı. Aynı yıl Şengal IŞİD saldırısına uğramış, Ezidi kadınlara tecavüz edilmiş, esir alınan kadınlar köle pazarlarında cariye olarak satılmıştı. Bu Kürt kadınlar açısından büyük bir travmaydı. Aynı trajedinin Kobanê’de tekrarlanmasından endişe duyuyorduk. Ve haklı olarak yurttaşı olduğumuz Türkiye’den IŞİD saldırılarının durdurulması için yardım etmesini istedik, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptık. Şimdi bunun için, ömür boyu hapis cezası istemiyle hakkımızda dava açıldı.

    Kısacası kadınların örgütlenmesi, siyasete katılması, eşit temsil iddiasında bulunması, şiddete karşı mücadele etmesi, kadınların IŞİD saldırılarından korunması için çağrı yapması suç. Erkek egemen zihniyet, kadınlara bir sınır çizmiş; bu sınırın dışına çıkan kadınları cezalandırıyor, cezaevlerine hapsediyor.

     

    “Herkes yalnızlıkla baş etmeye çalışıyor”

     

    Söz cezaevine gelmişken, biraz da içinde bulunduğumuz koşullardan bahsedeyim. Yüksek güvenlikli, hücrelerden oluşan bir cezaevinde kalıyorum. Her hücrenin önünde üstü açık, etrafı yüksek duvarlarla çevirili, birkaç metrekarelik bir havalandırma var. Adeta beton bir kuyu. Günün belli saatlerinde, hava almak, spor yapmak, çamaşırlarımızı kurutmak için havalandırmaya çıkartılıyoruz. Burası kamerayla izleniyor. Kadın olarak hareketlerimize, giyimimize dikkat etmek durumundayız. “Salınarak yaşamak” kadın kimliğinin bir parçası!

    Bu cezaevinde daha önce milletvekilliği, belediye başkanlığı yapmış sekiz kadın siyasetçi var. Daha önce haftanın belli günlerinde, bir araya gelerek sohbet etme hakkımız vardı. Covid-19 nedeniyle “sohbet hakkı dahil”, tüm sosyal iletişim hakları yasaklandı. Bir yıldan beri birbirimizi göremiyoruz. 

     

    Herkes kaldığı hücrede, yalnızlıkla baş etmeye çalışıyor. Mecbur bırakıldığımız fiziki yalnızlığı, dışarıda mücadele eden kadınları düşünerek aşıyoruz. Hayallerimizle, kendimizi çoğaltıyoruz. Erkek egemenliğine karşı elde edilen her başarı, beton duvarları, demir parmaklıkları aşarak yüreğimizi ısıtıyor.

     

    “Kız kardeşlerimizin yürüdüğü yolları biz de yürüdük”

     

    Bizler birçok engeli aşarak siyasete katıldık. Kadını kamusal alandan dışlayan erkek egemenliğinin çeşitli yüzleriyle karşılaştık. Farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda kız kardeşlerimizin yürüdüğü yolları biz de yürüdük, benzer deneyimler yaşadık. Erkeklerin, ailenin, toplumun ön yargılarını aşarak, kadınların sözünü siyaset kürsüsüne taşıdık. Zorlu bir mücadeleydi. Şimdi de devletin- iktidarın eril yüzüyle karşı karşıyayız.

    Sanırım bu satırları okuduktan sonra, kadınlar olarak farklı toplumsal ve siyasal ortamlarda yaşasak da hiç de birbirimize uzak olmadığımızı düşüneceksiniz. Kadınlar olarak sadece geçtiğimiz yollar değil, aynı zamanda özgür ve eşit bir gelecek hayali de bizleri buluşturuyor. Kadınlar olarak birbirimizden öğreniyor, kadın dayanışmasından güç ve moral alıyoruz. Sınırları aşarak, deneyimlerimizi paylaşıyor, kazanımlarımızı çoğaltıyoruz.

    Erkek egemen sistem önümüze engeller çıkartsa da başaracağımıza inanıyor, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Coşkun Özdemir

    İsrail’in nükleer politikası ve stratejik silah sistemleri 

    Coşkun Özdemir

    Kuyu tipi hapishaneler: Faşizmin tecrit politikaları ve devrimci tutsakların direnişi

    Mehmet Murat Yıldırım

    Özdağ serbest, ‘Barış’ tutsak!

    Zeynel A. Göçer

    Bir Banka, Bir Saat, Bir Yalnızlık: isviçre

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Cuma Çiçek

    İmamoğlu ve Kürt meselesi: Liberal milliyetçilik?

    Evren Balta

    ABD’nin 21 Haziran saldırısından sonra neler değişti?

    Fehim Taştekin

    İran’ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm

    Akdoğan Özkan

    Washington’un İran takıntısının şifreleri

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025

    İzBB grevinin hatırlattıkları…

    7 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.