Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Bahçeli: “27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir sözün hükmü yoktur”

    14 Ekim 2025

    Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne “rüşvet” soruşturması: 6 gözaltı

    14 Ekim 2025

    Ameliyatlı bacağı nedeniyle uçağa alınmadığını söyledi: “Engelliyim, biletimi de iptal etmiyorlar”

    13 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

      13 Ekim 2025

      Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

      12 Ekim 2025

      AİHM kararı: Hukuk mu, egemenlik mi?

      7 Ekim 2025

      Avrupa’da iki hayalet dolaşıyor: Faşizmin ruhu ve komünizmin hayaleti

      2 Ekim 2025

      Uçakta engelli yolcuların bitmeyen çilesi

      2 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      Ateşkes ne için?

      13 Ekim 2025

      SDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı?

      13 Ekim 2025

      İsrail’in spor turnuvalarından menedilmesi gerekliliği

      10 Ekim 2025

      Ben Gvir’i sevebilir miyiz?

      10 Ekim 2025

      7 Ekim’den iki yıl sonra: İsrail neyi hedefledi, neyi başardı?  

      8 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025

      Herkes için Onurlu Bir Barış

      5 Ekim 2025

      Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

      1 Ekim 2025

      David Adler: İsrail ablukasının normalleştirilmesine direnmeliyiz

      28 Eylül 2025

      Yıldız Tar: İktidarın bekası çözümsüzlükte, toplumun bekası barışta

      25 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » ‘Ekonomi reformu’ olarak tarımda sulama – Murat Öztürk

    ‘Ekonomi reformu’ olarak tarımda sulama – Murat Öztürk

    Siyasi Haber15 Eylül 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan 9 maddelik “ekonomi reformu” içinde yer alan maddelerden biri de doğrudan tarım ile ilgili olan “Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirmesi Programı”. Söz konusu program kapsamında su kullanımının etkinleştirileceği, su kaynaklarının daha verimli kullanılmasına destek sağlanacağı ve tohumculuk yetiştirme kapasitesinin artırılacağı belirtilmektedir.

    Türkiye su fakiri bir ülke olup sulamanın etkin yapılması ve su kaynaklarının verimli kullanılması son derece önemlidir. Burada iki önemli husustan bahsedilebilir. Birincisi mevcut sulanabilen alanlarda etkinlik sağlanması ve henüz sulanamayan ama sulanabilir alanları sulamak. Bu iki husustaki manzara DSİ tarafından şu şekilde özetlenmektedir.  “Ülkemizdeki 28 milyon hektar tarım arazisinden 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanabilir alan belirlenmiştir”. “5,26 milyon hektar alan sulamaya açılmış ise de bunların büyük kısmı ıslaha muhtaçtır.  …  Sulamaya açılacak 3,24 milyon hektarlık alan ve ıslaha muhtaç takriben 2,5 milyon hektarlık alanda sulama şebekesinin ıslahı yani yenilenmesi lüzumu dikkate alınırsa takriben 5,74 milyon hektarlık alanda sulama tesisi yatırımı yapılması gerekmektedir” (DSİ, Stratejik plan 2010-2014 s.54-55). Türkiye’de bireysel girişimlerin sulama yatırımları bir yana bırakılırsa bu işleri DSİ yapmaktadır ve DSİ’nin 2013 yılı faaliyet raporunda “Sulamaya açılan 5,9 hektarlık sulama alanını 8,5 milyon hektara çıkarmak” DSİ’nin hedefleri arasında (DSİ, 2013 Yılı Faaliyet Raporu, s.9.) belirtilmiştir. Bu hedef doğrultusunda yapılacak işlerin bir kısmı da büyük sulama projeleri, bunlarla ilgili olarak da aynı faaliyet raporunda şu bilgiler yer almaktadır: “2013 yılında; DSİ Genel Müdürlüğü Yatırım Programı’nda bulunan toplam 170 adet büyük sulama projesinin ortalama bitiş süresi verilen ödenekler düşünüldüğünde 14 seneyi bulmaktadır. DSİ Genel Müdürlüğü aldığı tedbirlerle bu süreyi 6 yıl mertebesine çekmeyi hedeflemektedir” (DSİ, 2013 Yılı Faaliyet Raporu, s.81).  Sulamada etkinliğin artırılması kabaca mevcut sulama altyapısı ve sulama yöntemlerinin iyileştirilmesini kapsamaktadır. Buradaki durum da yine DSİ Raporunda tespit edilmiş: “Mevcut durumda, sulama şebekelerimizin % 39’u klasik, % 47’si kanalet ve % 14’ü ise borulu şebekedir”.  Sulama altyapısının ıslahı su kaybını en aza indiren borulu sistemlere geçmek ve sulama esnasında da salma gibi yöntemlerden damlama sulama gibi yöntemlere geçmekle oluyor. DSİ’nin kendi payına düşen kısmında bu iyileştirmeler şu şekilde belirtilmiş: “İnşa halindeki sulama şebekelerimizin  % 21’i klasik, % 8’i kanalet ve % 71’i borulu şebekedir”. (DSİ, 2013 Yılı Faaliyet Raporu, s.228).

    DSİ Stratejik Planında bir husus daha belirtilmiş “Sulama Projelerinde yap-işlet modeline işlerlik kazandırılacaktır”. s.55. Bu ifadeden hareketle Meralardan ve HES’lerden sonra tarım kaynaklarının piyasa ilişkilerine devrinin sulama suyu kaynaklarını da hedeflediği görülmektedir.

    DSİ’nin planlarında zaten yer alan bir konunun “ekonomi reformu” olarak sunulmasındaki “zarafet” bir yana bırakılırsa bu plan başka ne anlama gelmektedir.

    Öncelikle zaten sınırlı su kaynaklarının hepsinin kullanılması ve etkin kullanımı anlamlıdır, önemlidir, hem çiftçinin hem toplumun yararınadır. Ancak özel ellere teslim edilecek bir sulama sisteminin çiftçinin, dolayısıyla toplumun ne kadar yararına olacağı tartışmalıdır. Su kaynakları toplumun ortak malıdır bilinci ile yaklaşılmadığı sürece sağlanacak yararın mı özel kârların mı daha fazla olacağı öngörülemez. Her ne kadar birçok yatırım yapılmış ve yapılmaya devam edilse de bunların plan, proje, uygulama süreçlerinin çok yavaş işlediği ve çoğunlukla ödenek sorunları ve oy hesaplarına göre önceliklerin belirlendiği de bilinen bir gerçektir.

    Diğer yandan mevcut durumda bile çiftçilerin sulamadan doğan elektrik borçlarını ödeyememeleri nedeni ile elektriklerinin kesilmesi gibi haberler gazetelerde yer alırken, tek başına su kaynaklarının etkin kullanımı ifadesi ayrıntıları ile ele alınmaya muhtaçtır. Bu sorunun odağında daha genel ifadesi ile girdi maliyetleri yer almaktadır. Tarımın temel girdileri olan petrol, gübre, ilaç ve tohum maliyetleri sürekli artarken, ürün fiyatlarındaki artışlar çoğunlukla maliyetlerin gerisinde kalmaktadır.  Bu durumda gelirleri azalan çiftçiler hem tarımı hem de hayatlarını sürdürmek için çeşitli çözümler geliştirmektedirler. Bunlardan biri de tarımda ve tarım dışı işlerde ücretli çalışmadır. 2004 yılından 2013 yılı sonuna kadar kırdaki istihdam içinde ücretli çalışanların oranı % 23’den % 35’e ve tarım dışı işlerde çalışanların oranı da % 30’dan % 43’e çıkmış durumdadır (TÜİK, Hane Halkı İşgücü anketleri sonuçları, tüik.gov.tr). Hem tarım yapıp hem de tarımda ve tarım dışı işte ücretli çalışmak ilk bakışta bu insanların gelirlerini artırmaları anlamına gelse de bunun altında daha derin bir toplumsal gerçeklik yatmaktadır. Ermenek’teki madende çocuğu ölen bir anne durumu şöyle izah ediyor “Köyde karnımızı doyuracak kadar ihtiyacımızı karşılıyoruz ama hastalandığımızda ne yapacağımızı bilemiyoruz, sırf SSK için madene girdi” http://www.sendika.org/2014/11/soma-ermenek-ermenek-isparta-ve-digerleri-tufan-sertlek/.

    Sosyal güvenlik kapsamında olmak, daha geniş bir ifade ile yarını biraz daha belirli yaşamak söz konusu olunca çiftçi en büyük risklerle karşı karşıya olan kesimdir.  Bir yandan doğa şartlarındaki belirsizlikler, bir yandan girdi maliyetlerindeki artışlar ve bir yandan da pek bir derde çare olamayan kısıtlı ürün destekleri, çiftçinin çiftçi olarak varlığını sürdürmesini sürekli tehdit etmektedir. Tarımın, çiftçinin ve kır toplumsal hayatının sorunlarının çözümüne sulama çalışmalarının etkinleştirilmesi ve verimli hale getirilmesi, doğru dürüst yapılırsa kuşkusuz bir katkı sunacaktır. Ancak zaten tüm kaynaklar kullanılsa bile sulanabilir alanların sınırlı olduğu gerçeği ve yukarıda sulamaya ilişkin verilen rakamlar da dikkate alınırsa, tarımın ve çiftçinin durumu bir bütün olarak ele alınmadan ancak kısmı bir etki doğurabileceği kolayca görülebilir.

    Doç. Dr. Murat Öztürk

    Kırklareli Üniversitesi

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Herkes için Onurlu Bir Barış

    5 Ekim 2025

    Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

    1 Ekim 2025

    Levent Dölek: Barış süreci değil sömürgeci burjuvazinin yeni bir yayılmacı atağı

    27 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Cumur Ülker

    Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

    Ömer Bölüm

    AİHM kararı: Hukuk mu, egemenlik mi?

    Tuncay Yılmaz

    Avrupa’da iki hayalet dolaşıyor: Faşizmin ruhu ve komünizmin hayaleti

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Akdoğan Özkan

    Ateşkes ne için?

    Fehim Taştekin

    SDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı?

    Ahmet Talimciler

    İsrail’in spor turnuvalarından menedilmesi gerekliliği

    M. Ender Öndeş

    Ben Gvir’i sevebilir miyiz?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    MESEM, çocuk işçiliğine uydurulan yasal kılıftır

    10 Ekim 2025

    Van’da kayyımın işten çıkardığı 223 işçi 70 gündür direniyor

    8 Ekim 2025

    Demirören Medya’da toplu işten çıkarmalar: 50 çalışan daha istifaya zorlandı

    8 Ekim 2025
    KADIN

    Rojin Kabaiş soruşturmasında yeni gelişme: Cinsel saldırı ihtimali ortaya çıktı

    11 Ekim 2025

    Ev içi şiddet, çalışma yaşamının da konusudur!

    10 Ekim 2025

    Eskişehir’de kadınlardan Rojin Kabaiş için “adalet zinciri”

    28 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.