AKP Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu hakkında “taksirle adam öldürme” suçundan hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle Adalet Bakanlığı’na gönderilen fezleke 2 yıldır işleme konulmuyor
AKP Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, Hatay’ın Dörtyol ilçesinde 13 Mart 2017’de kullandığı araçla motosikletle seyir halinde Suriyeli sığınmacı dört çocuk babası Cihat Kadro’nun hayatına kaybetmesine neden olmuştu. Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkoğlu hakkında “taksirle adam öldürme” suçundan fezleke hazılamıştı. Savının hazırlamış olduğu iddianame Türkoğlu’nun milletvekili olması nedeniyle davaya dönüştürülmemişti.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Cumhuriyet Başsavcısı’nın 30 Mayıs 2017’de dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle Adalet Bakanlığı’na gönderdiği fezleke yaklaşık 2 yıldır işleme konulmamış durumda.
ATK: Türkoğlu yüzde 100 kusurlu
Olay anında polisler tarafından tutanağa göre Türkoğlu, Kadro’yu güvenli ve yeterli bir mesafeden ve yakın takip kuralını ihlal ederken Kadro’nun kazada hiçbir kusuru bulunmuyor. Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı raporda ise “Yolda doğru nizami seyir eden Kadro’nun aydınlatılması olan yolda arkasından gelen Türkoğlu idaresindeki otomobil tarafından arkadan çarpılmaya maruz kaldığı; kazada oluş şartlarına göre Kadro’nun kusursuz olduğu, Türkoğlu’nun gece vaktinde seyrini yola gereken dikkatini vermeden sürdürdüğü; sevk ve idare hatası göstererek önünde motosikletiyle seyir eden Kadro’ya önlemsizce arkadan çarptığı olayda yüzde 100 kusurlu olduğu” kaydedildi.
Tutanağa ve keşif raporuna itiraz
Olaydan 10 gün sonra ifade veren Türkoğlu, araçla yavaş ilerlediğini, Kadro’nun motosiklet farlarının yanmadığını, bu nedenle de göremediğini, aniden karşısına çıkınca çarptığını ileri sürmüştü. Türkoğlu, olay yerinde tutanak tutan polislerin kendisini haksız gösterdiğini söylemiş ve yapılan keşfe de itiraz ederek yeniden keşif yapılmasını istemişti.
Vekil yakınları hazır ifade imzalattı
Kadro’nun eşi Hude Kadro ise, eşinin sabah erken saatlerde işe gittiğini, gece 23.00’da kendisine haber geldiğini söyledi. Polislerin tercüman eşliğinde evlerine geldiğini belirten Huşe Kadro, şunları söyledi:
Beni eşimin çağırdığını söylediler. İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüm. Eşimin öldüğünü orada öğrendim. Orada vekilin yakınları olan birkaç kişi geldi. Eşime arabayla çarptıklarını söyleyip olayı anlattılar. Ama eşimin bin tane kusurunu çıkardılar. Eşimin hatalı olmasından dolayı kendisine çarptıklarını söylediler. Ancak hepsi bahaneydi. O sıra ablam ve oğlu yanımdaydı. O acıyla ben ve çocuklarım sürekli ağlıyorduk. Ben cenazemi alıp Suriye’ye götürmek istedim. Ama ona da izin vermediler. Beni Emniyet’te ayrı bir odaya aldılar. Ablam ve oğlumun girmesine izin vermediler. Bana ne yapacağımı sordular. Bende çocuklarıma bakmak için İstanbul’a çalışmaya gideceğimi söyledim. Çünkü Dörtyol’da bir şey yapamazdım. Bana o sıra bir kâğıt imzalattılar. İmzalattıkları kâğıt ifadeymiş. Kendileri hazırladıkları ifadeyi bana imzalattılar.
Huşe Kadro, milletvekilinin kendisine maddi yönden yardım edeceği sözü verdiğini sözlerine ekleyip, o an ki acıyla ve Türkçe bilmediği için ne yaptığını bilmediğini dile getirdi. Hâlâ çok büyük acı duyduğunu ifade eden Kadro, “Olayın ilk anında da olaydan sonra da milletvekili arayıp başsağlığı dahi dilemedi. Biz geçimimizi eşimin çalışmasıyla sağlıyorduk. O ölünce çalışacak kimsemiz kalmadı. Hep ablam bana yardımcı oldu. Şimdi de ablam ve komşuların yardımıyla ayakta durmaya çalışıyorum. Eşim varken çok bir hayatımız vardı. O öldükten sonra hayatımız mahvoldu” dedi.
“Gidin sigortaya dava açın para alın”
Hude Kadro’nun ablasının Antep’te yaşayan eşi Behçet Hasan da, Kadro’yu Dörtyol’da defin ettikten sonra birkaç hafta beklediklerini fakat Türkoğlu’ndan ses çıkmadığını kaydetti. Hasan, Türkoğlu’nun kardeşini aradığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
Milletvekilinin kardeşine dedim ki “Siz adama çarpıp öldürdünüz. Aileye yardım sözü verdiniz. Ev alıp aileye destek olacağınızı söylediniz. Hazır ifade imzalattınız. Ama sonrasında da arayıp sormuyorsunuz”. O da bana “Biz hakkınızı verdik. Bizim bir işimiz yok. Gidin sigortaya dava açın para alın” dedi. Ben de kendisine “Ya bu aile savaştan kaçıp gelmiş. Maddi durumları hiç yok. Kim bu aileye bakacak. Bunlar evde sadece kuru ekmekte yeseler yine ayda bin lira lazımdır” diye cevap verdim. Ama beni hiç dinlemedi bile, başından savdı. Sonra ben onları yanıma aldım. Kendilerine ev tuttum. Ben bakmaya çalışıyorum ama açıkçası ben de zorlanıyorum. Orada Hude Türkçe bilmediği için şikâyetçi değilim ifadesini imzalatmışlar. Benim oğlum ve eşimde Emniyet’te Hude’nin yanındaydı. Ama onları yanlarına almamışlar. Kendilerince bir tercüman getirip her şeyi istedikleri gibi ayarlamışlar.