Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    HDK: ‘Sosyalizm yalnızca mümkün değil aynı zamanda var oluşumuz için vazgeçilmezdir’

    12 Kasım 2025

    Kerem Yıldırım: “Kemalizm, Türkiye sosyalist hareketinde hâlâ bir engel”

    12 Kasım 2025

    Pancar üreticileri tepkili: “Gittikçe batıyoruz”

    12 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Demirtaş’ın tahliyesini beklerken: Siyasetin başka araçlarla devamı olarak yargı!

      12 Kasım 2025

      “Efendisizlik” hasretinin dünya-tarihsel bağlamı: Enternasyonalizm

      11 Kasım 2025

      Mavi Vatan hayal mi oldu?

      11 Kasım 2025

      Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. yaşında bir geçmiş muhasebesi ve demokratik cumhuriyet

      11 Kasım 2025

      İyi ki varsın Sırrı Ağabey

      11 Kasım 2025
    • Seçtiklerimiz

      Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

      7 Kasım 2025

      “New York, New York”

      6 Kasım 2025

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      3 Kasım 2025

      Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

      2 Kasım 2025

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Kerem Yıldırım: “Kemalizm, Türkiye sosyalist hareketinde hâlâ bir engel”

      12 Kasım 2025

      Barış Karabıyık: ‘Temizlik’ diyenler önce kendi ellerine baksın

      11 Kasım 2025

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Sarı Yelekliler nereye koşuyor?

    Sarı Yelekliler nereye koşuyor?

    Siyasi Haber19 Aralık 2018
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    SEÇTİKLERİMİZ – FEHİM TAŞTEKİN’İN Duvar’daki yazısı: “Bugünün verisi; ‘Sarı Yelekliler’ ya da ‘cepleri delikler’ trafoyu sabote ederek neo-liberalizmin büyülü sirkine gölge düşürdü ve sistemdeki arızaları gösterdi. Yarının verisini kestirmek güç. Bir umut belki bu durum yeni bir tarih yazmak için fırsata dönüşür.”

    FEHİM TAŞTEKİN


    Fransa’da Gilets Jaunes (Sarı Yelekliler) hareketi günlük döner kavşak nöbetlerine ve blokajlara ilaveten haftalık cumartesi gösterileriyle beşinci haftasını geride bıraktı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘teskin paketi’ ve soğuk havanın etkisiyle katılım yarıdan yarıya düştü. Yine de Strasbourg’taki terör saldırısı nedeniyle birkaç gün soğusa da Sarı Yelekliler medya, siyaset ve halkın gündemindeki yerini koruyor.


    15 Aralık’ta Paris’te toplanma yerlerinden biri olan Opera binasının önünde bir grup ısınma hareketleri yapıyordu. Sarı yelekleri üzerinde Macron’un fotoğrafı ve ‘Dêgage’ (Defol!) yazılı çıkartmalar vardı. Ellerinde de ‘Vatandaşların Referandum İnisiyatifi’nin (RIC-Référendum d’Initative Citoyenne) belli konularda halk oylamasına imkân verecek yasal düzenleme isteyen bildiriler.


    Tekrar tekrar sorduğumuz soru: Akaryakıta zammın geri çekilmesi, asgari ücrete 100 euro zam ve emekli maaşlarından vergi artışından vazgeçilmesi gibi vaatler neden gösterileri bitirmeye yetmedi?


    Banliyöde yaşadığını ve kreşte çalıştığını söyleyen bir kadın eylemci şu yanıtı verdi:


    “1700 euro maaş alıyorum. 900 euro kira ödüyorum. Vergiler, sigortalar, faturalar, yol masrafıyla bana bir şey kalmıyor. 100 euro hiçbir şey değil. Macron bizimle dalga geçiyor. Şimdi ben sorayım: Eylemler neden bitsin? Macron gitmeli ve halk oylaması düzenlenmeli. Siyaset halkı temsil etmiyor. Karar mekanizmalarında söz sahibi olmak istiyoruz.”


    Bir başkası, “Macron’un vaadi 3 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Üstelik yetersiz. Bu ülkede 15 milyon çalışan var, onlarla ilgili hiçbir şey söylemiyor” dedi.


    Biraz ötede Champs-Êlysêes’ye girmeye çalışan üç kafadar 100 euro banknot basılmış ‘Ulusal Banka’ yazılı pankartla yürüyordu. Bir taraftan da dar gelirlerinin vergi yükünü artıran hükümete, devletin kasasında olması gereken ama büyük şirketlere ve zenginlere bırakılan 80-120 milyar euronun hesabını soran bildiri dağıtıyorlardı. Bildiride bütçe nereye gidiyor kalem kalem sıralanmış. Devletin zenginden feragat ettiği vergi geliri bütçenin birinci kalemi olan eğitime ayrılan payın kabaca 2 katı.


    “Neden devam ediyorsunuz?” sorusuna yanıt verenlerin genelde ilk cümlesi: “Eşitlik istiyoruz.”


    Akaryakıtla tetiklenen gösterilerde baskın talep ekonomik olsa da beklentiler siyasal boyutlar kazanarak genişliyor. Sarı Yelekliler artık ‘sistem hatası’ veren bir sinyal. Haliyle artık geçerli soru: “Bu iş nereye gidecek?”


    Sarı Yelekliler’in açtığı yol


    Altınca haftayı Noel karşılıyor. Macron’un beklediği en büyük Noel Baba hediyesi döner kavşaklardaki ateşin sönmesi olacaktır.


    Fakat bu sarsıntı dipten vuruyor. Sokaklar ne kadar tenhalaşırsa tenhalaşsın bir kere Gilets Jaunes’la cin şişeden çıktı.


    En azından bu hareket iki şey için ‘kral çıplak’ dedi: “Çalışan kesimler ve orta sınıfın aleyhine işleyen neo-liberalizm iflas etmiştir” ve “Temsili demokraside kriz var.”


    Fransız medyası, “Hadi oradan” demeden RIC’ün sanal ortamda 700 bin kişinin imzasını taşıyan ‘doğrudan demokrasi’ önermesinin Fransa ölçeğindeki bir ülkede olabilirliğini tartışmaya başladı. İsviçre pratiği ile RIC’in önerileri arasında kıyaslamalar yapılıyor.


    Yükselen isyanla yelkenlerini şişirmeye can atan Ulusal Birlik’in (RN) lideri Marine Le Pen, “Demokrasimizin kilidini açar” diyerek destek verdi. Le Pen’e göre plebisit için 500 bin imza yeterli. Radikal solda Boyun Eğmeyen Fransa’nın lideri Jean-Luc Mélenchon da halk oylamasından yana. Mevcut yasal düzenleme halk oylamasına gitmek için milletvekili ile senatörlerin beşte biri (185) ve seçmenlerin yüzde 10’unun (4.5 milyon) imzasını gerektiriyor. Bu düzenleme zaten plebisiti imkânsız kılmak için yapılmış. Bu konu epey zamandır gündemde. Ifop ve Contribuables Associés’in 2011’deki anketine göre halkın yüzde 72’si halk oylaması sistemine destek verirken yüzde 12’si karşı çıkıyordu. Sarı Yelekliler’de bu oranın çok daha yüksek olduğu anlaşılıyor.


    ‘Doğrudan demokrasi’, yerelleşme eğilimini güçlendirirken doğal bir sonuç olarak AB projesini zayıflatabilir. Sonuçta AB’ye içerden gelen eleştiriler, ulusal haklar ve egemenliğin Brüksel’deki kurumlara devredilmesi üzerinde dönüp duruyor. O yüzden Brexit’ten sonra AB projesini kurtarmaya kafa yoranlar, Avrupa Parlamentosu’nun bütçe ve yürütme üzerinde etkili gerçek bir parlamentoya nasıl dönüştürülebileceğini tartışıyor.


    Doğrudan demokrasi talebini besleyen temel unsur temsil organlarına inancın aşınması. Sadece parlamenter sistem değil siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütlerine karşı yaygın güvensizlik Sarı Yelekliler’i karakterize ediyor. General Charles de Gaulle istikrarsızlık ve parlamenter sistemdeki verimsizliği bitirmek için yetkileri cumhurbaşkanına bırakan Beşinci Cumhuriyet’i ilan etmişti. Bugün sokaktan yükselen itiraz bu sistemi hedef alıyor.


    Sistem alarmının diğer tarafında ekonomik model var. Avrupa genelinde merkez sol partiler yıllardır neo-liberal politikaların ikamesinde sağdaki fütursuzluğu aratmadılar. Fransa’da hem merkez sağ (Cumhuriyetçi Parti) hem merkez sol (Sosyalist Parti) birlikte battı. Bunlar Euro’nun iki yüzü. Macron’un şahsında tecessüm eden yeteneğine, rekabetçiliğine, azmine ve şeytanlığına güvenenin yürüyebildiği neo-liberal kulvar sonunda ‘Aşağı Fransa’dan kırmızı kart gördü. Macron geçen yıl küresel CEO’ları Versailles Sarayı’nda ağırlayıp ‘cezbeden Fransa’ vaat etmişti. Bu vaadin alt ve orta sınıflara düşen payı acımasızdı: Çalışanların haklarına budama, işten çıkarmaları kolaylaştırma, tazminat haklarını geri alma, büyüklere kıyak vergi paketleri, servet vergisine son verme, temel hizmetleri kısma, stratejik tesisleri özelleştirme vs. Bunlarla neo-liberalleri sarhoş ederken ‘Aşağı Fransa’yı da uyandırmış oldu.


    Aşırı sağın pupa yelken olması


    Şimdi neo-liberalizmin S.O.S verdiği yerde yerelliğe tutunan aşırı sağın yükselmesi çok temel bir kaygı. Alternatif hissi yaratamayan solun en büyük açmazı da burada.


    ‘Aşağı Fransa’ özü itibariyle daha gelenekçi, daha Fransız, daha ‘beyaz’ ve evrensel değerlerle ilgisi ise işine geldiği kadar. AB ile soğukluk da bu frekansta başlıyor. Solun diğer büyük açmazı da burada. Göçmenler, yabancılar, entegrasyon, çevresel dönüşüm gibi popülist kaygıları kızıştıran sorunlarda halk oylamasının doğru bir yol olup olmadığı hep tartışma konusu olageldi.


    Sol, aşırı sağla aynı dalga boyuna düşerken AB değerleriyle ilgili temel bir sınava giriyor. Elit solun Sarı Yelekliler ile ilgili başından koyduğu rezervin işaret ettiği nokta burasıydı. Benim Paris’te konuştuğum Sarı Yelekliler aşırı sağın bu dalgada yelkenlerini şişireceği öngörüsünü paylaşmıyor. Elbette taşranın havası biraz farklı.


    Eylemlerde öne çıkan simgelerden hareketle Sarı Yelekliler fazla Fransız bulunuyor. Gösterilerde Fransa bayrağı ve ulusal marş La Marseillaise’in öne çıkması, RIC’ün Macron’a reddiyesini Versailles Sarayı’nın yakınında Fransız Devrimi’nin sembolik noktalarından biri olan Jeu de Paume Salonu’nun önünde okuması ve cumartesi 5 kadın eylemcinin cumhuriyetin sembolü Marianne pozuyla Champs-Elysées’de polisin karşısına dikilmesiyle tamamlanan simgesellik bu tür halk hareketinde doğal bir karşılık. Bunlar meşruiyete gönderme yapan referanslar. Bundan otomatik olarak Sarı Yelekliler’in faşizan damarları şişirdiği sonucu çıkmaz. Fakat ‘ulusal’ partiküllerle yüklü havayı en iyi emen de aşırı sağ.


    Ifop’un mayısta düzenlenecek Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde yaptığı anket biraz fikir veriyor. Buna göre Le Pen’in Ulusal Birlik’ine (RN) destek yüzde 24’e çıkıyor. Macron’un partisi Cumhuriyet Yürüyüşü yüzde 18’le ikinci, Cumhuriyetçi Parti yüzde 11 oyla üçüncü, Mélenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa’sı (FI) yüzde 9 ile dördüncü, Yeşiller (EELV) yüzde 8.5 ile beşinci ve geçen dönem iktidarda olan Sosyalist Parti (PS) yüzde 4.5 ile altıncı sırada.


    RN ile birlikte AB karşıtı cephenin oyu yüzde 33’ü buluyor. Solun toplam oyu bunun üç puan altında.


    Kestirilemeyen şey ‘Sarı’ dalga bu süreci ne yönde etkiler? Kendisi bir alternatife dönüşebilir mi? Yoksa günün sonunda büyük ödülü aşırı sağ mı kapmış olacak?


    Şu an Sarı Yelekliler’de hakim olan refleks genel bir değişim dinamiğini tetiklemeye dönük. Sistemle iç içe geçmiş partiler ve sendikalara prim vermedikleri gibi kendi aralarından bir lider seçmeyi reddediyorlar. Hükümetin satın alabileceği ya da manüple edebileceği bir temsil organı da istemiyorlar. Katılım ve ortaklığı öne çıkartıyorlar. Lidersizlik ya da klasik anlamda örgütsüzlük güçsüzlük emaresi sayılsa da burada hükümeti şaşırtan ve aciz bırakan karşılarında pazarlık edecekleri bir liderliğin olmaması. Sarı Yelekliler basitçe diyor ki “Bizim adımıza konuşacak temsilciler istemiyoruz. Hükümet karşısında temsilciler istiyor; bizi çerçevelemek ve gömmek için! Düşünüyoruz, tartışıyoruz, organize oluyoruz. Halk için halkın gücü. Temsilci ya da sözcü seçersek bu bizi pasif kılar.”


    Sarı Yelekliler’in Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde de karşılık bulması sorunun Avrupa çapında tartışılmasını gerektiriyor.


    Bugünün verisi; ‘Sarı Yelekliler’ ya da ‘cepleri delikler’ trafoyu sabote ederek neo-liberalizmin büyülü sirkine gölge düşürdü ve sistemdeki arızaları gösterdi. Yarının verisini kestirmek güç. Bir umut belki bu durum yeni bir tarih yazmak için fırsata dönüşür. Bunun aşırı sağa terk edilemeyecek kadar değerli bir ivme olduğunu düşünen endişeli kesimler az değil. Ne kadar iyimser olabiliriz, bu iş nereye gider, bilmiyoruz. ‘Amma’, ‘lakin’, ‘fakat’, ‘velakin’ diye şerhlerin çok düşüleceği ve gelgitlerin çok olacağı bir süreç.


    Araya Noel’in girmesiyle sönümlense bile tik tak yeniden tetiklenecek bir dinamizm ve potansiyel hâlâ duruyor. Buna uygun uzun soluklu bir tartışma kaçınılmaz. Bu sadece Avrupa’nın meselesi de değil. Benzer semptomlar dünyanın her yerinde görülüyor.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

    7 Kasım 2025

    “New York, New York”

    6 Kasım 2025

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    3 Kasım 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Ata Yazıcıoğlu

    Demirtaş’ın tahliyesini beklerken: Siyasetin başka araçlarla devamı olarak yargı!

    Ertuğrul Kürkçü

    “Efendisizlik” hasretinin dünya-tarihsel bağlamı: Enternasyonalizm

    Tolga Güney

    Mavi Vatan hayal mi oldu?

    Yekta Armanc Hatipoğlu

    Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. yaşında bir geçmiş muhasebesi ve demokratik cumhuriyet

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Kavel Alpaslan

    Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

    Ertuğrul Kürkçü

    “New York, New York”

    Fehim Taştekin

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    Ümit Akçay

    Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    “Çerçioğlu emekçilere AKP’ye üye ol baskısı yapıyor”

    11 Kasım 2025

    Direnişçi işçi Buse Kara’ya ev hapsi cezası

    11 Kasım 2025

    Dilovası katliamı: Kaza değil cinayet!

    10 Kasım 2025
    KADIN

    Kadınlardan 25 Kasım çağrısı: “Kaybedilen kadınlara ne oldu diye sormaya devam edeceğiz”

    9 Kasım 2025

    Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

    8 Kasım 2025

    Eşitlik İçin Kadın Platformu: 11. Yargı Paketi kadınların mücadelesini suç sayıyor!

    4 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.