Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    TÇE: “Türkiye’de bir ayda 90 bin hektar ormanlık alan yandı. 12 bin 752 futbol sahasına eşdeğer”

    2 Ağustos 2025

    DEM Parti Van İl Örgütü’nden 223 emekçinin işten atılmasına tepki: “Kayyımın hukuksuz kıyımı derhal durdurulmalı”

    2 Ağustos 2025

    Demirtaş’tan mesaj: “Israrla barış diyeceğiz”

    2 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

      2 Ağustos 2025

      Gerçek barış mı, ideolojik restorasyon mu?

      31 Temmuz 2025

      Aşkın ve özgürlüğün önüne engel konamaz

      31 Temmuz 2025

      Silahlanma Yarışı ve Savaş Tehdidi

      30 Temmuz 2025

      Benim için bir onur: Gercüşlü gazeteci Yahya Orhan

      30 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Gazze’de açlık yoluyla yok etme: Uluslararası hukukun sınırında sistematik bir suçun analizi

      2 Ağustos 2025

      İnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı, tek cümleyle konu kapatıldı

      31 Temmuz 2025

      Yeni(den) Osmanlıcılık

      30 Temmuz 2025

      Toplu sözleşme değil, toplu dayatma: Kamu emekçileri ne yapmalı?

      30 Temmuz 2025

      İsrail için cezasızlık devri sona eriyor

      30 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » “Demokratik değişim, barışçı Türkiye”

    “Demokratik değişim, barışçı Türkiye”

    Siyasi Haber15 Eylül 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Halkların ve değişimin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, tutum belgesini İstanbul’da açıkladı. Şişli Kent Kültür Merkezi’nde başlayan toplantıda Demirtaş’ın seçim sloganı “Bir Cumhurbaşkanı Düşünün” başlığını taşıyor.

    -Bir Cumhurbaşkanı düşünün Demokratik Değişim, Barışçı Türkiye.

    -Bir Cumhurbaşkanı Düşünün ayrımcılık yapmıyor. Birleştiriyor, barıştırıyor.

    -Bir Cumhurbaşkanı Düşünün herkese demokrat”

    -“Bir Cumhurbaşkanı düşünün bağlamadan başka bir şey çalmıyor.”

    Demirtaş’ın kampanya fotoğrafları arasında Gezi Parkı’nda bir bank üzerinde otururken çekilmiş fotoğrafı da yer alıyor.

    Yaşar Kemal ve Adalet Ağaoğlu‘ndan gelen mesajların okunması ile başlayan toplantıdan Demirtaş’ın açıklamalrından satırbaşları şöyle:

    Türkiye’nin siyasi atmosferinin bu kadar kaotik olduğu bir ortamda ısrarla ve inatla söylememiz gereken barışa ve kardeşliğe dair ne varsa söylemek için buradayım. Cumhurbaşkanı ilk kez halk tarafından seçiliyor. Demokratik bir seçim demedik demeyeceğim. Halk tarafından seçiliyor olması tek başına yetmiyor. Halkın önüne yeteri kadar seçeneklerin çıkmış olması gerekirdi. Her şeyden önce cumhurbaşkanlığı aday belirleme süreçleri maalesef ki demokratik olmadı. Anayasa uzlaşma komisyonuna sunduğumuz teklifte halkın da kendi inisiyatifiyle istediği kişiyi aday gösterebilmeli demiştik. Sadece parlamentonun veya 20 milletvekilinin tekeliyle aday gösterilme süreci demokratik değildir. Bu bir kez daha seçimin parlamento tarafından onaylanması anlamına gelir. Adayları da asillerin seçmesi gerekirdi vekillerin değil. Kadın aday olmaması da büyük bir talihsizliktir. Kadın özgürlüğünü bu seçim kampanyasına yansıtmaya çalışacağız.

    “Bütün bu antidemokratik seçimler içerisinde… AKP’nin adayını bir kişi belirledi. Çatı aday ise daha demokratikti. İki kişi belirledi onu da. En azından bu antidemokratik ortamda, bizler kendi adaylık sürecimizi mümkün olduğunca ortaklaştırmaya nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz tartışması üzerinden isme doğru gittik. Biz önce ismi belirleyip o ismi bir şok şeklinde PR yaparak aday belirleme süreci yaşamadık.”

    “Yarışın kendisi de antidemokratik. Hazineden yardım alanlar var almayanlar var. Bizi destekleyen partiler hazineden yardım almıyor. Diğer partiler yani diğer adayları destekleyen partiler hazineden yardım alarak bu kampanyayı yürütüyor. Bizler Türkiye’nin emekçilerin yoksulları ezilenleri ALevileri emekçileri yok sayılmış emekçileri olarak hazineden destek almadık ama hazine gibi gönüllerinizle bu kampanyayı yürüteceğinizi bildiğimiz için bir halk kampanyası olarak kampanyamızı yürüteceğiz.”

    Allah’ın yarattığı diğer kesimler. Başbakan bunu çok idrak edemiyor. Zannediyor ki Allah sadece AKP’ye oy verenleri yaratmış, geri kalanları o yaratmamış gibi davranıyor. Kurduğu dil eşitlik dili değil. Biz bütün bu kampanya süresince birazdan size sunacağımız yeni yaşam belgemizle il il Türkiye’yi dolaşıp bu ilkeleri hatırlatacağız. Bunlar zaten sokakta yüreğimizde var olan ilkelerdir. Kardeşliğimiz vardı onu yeniden canlandırabiliriz hissiyatını yaşatmaya çalışacağız.

    Bizler meydanlarda ve alanlarda acılı anneleri onların taziyesinin yarattığı öfkeyi yuhalatacak bir dilden kaçınacağız. 7’den 70’e küçükten büyüğe herkesin cumhurbaşkanı olacağız. Bu salonda bugün acısı meydanlarda yuhalatılmış bir anayı müsadenizle alkışlatmak istiyorum. Berkin Elvan’ın annesini müsaadenizle alkışlatmak istiyorum.

    Ne mutlu onlara ki çocukları katledildiğinde, Gezi’de dağda cezaevinde çocukları katledildiğinde intikam naraları atmadı bu anneler. Her zaman kardeşlik barış mesajı verdiler. Bizler acıları yarıştırmayan. Ortaklaştıran bu dili siyasete hakim kılabilirsek rehberimiz de bu olacaktır. “

    Adaylığımla; Türkiye’ye sadece yeni bir cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda yeni bir yaşam öneriyoruz. Bu öneri, yıpranan kardeşliğin eşit temeller üzerinde yeniden tesisi için bir tekliftir.

    Çağrımız; Türkiye’deki bütün halkların ve inançların birlikte birbirine benzemeden, birbirini benzetmeden, özgürce, yepyeni bir yaşam inşa etmelerinedir.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI RADİKAL DEMOKRASİDİR

    Toplumun üzerinde yükselen otoriter, antidemokratik, bürokratik ve cinsiyetçi devlet anlayışının başında oturan bir cumhurbaşkanı olmaık için aday olmadım. Hayalini kurduğumuz Cumhurbaşkanı, sokakta halkın yanında, halkla beraber olandır.

    Bunun anlamı; beraber yönetmek, yönetimi ortaklaştırmaktır. Yönetilmeyi değil, beraber eylemeyi geçek kılacak bu irade, kişilere değil, halklara kazandıracaktır.

    Yeni yaşam; etnik, dinsel, cinsel ve sınıfsal ayrımcılığın karşısında sesi duyulmmayanın, iktidar sahibi olmayanın, güçsüz kılınanın yanında yeşerecektir.

    “Yeni yaşam; tek tipçi dayatmalara karşı çoğul, farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal varoluşu anlatıyor. Özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye’nin mümkün olduğuna yürekten inanıyoruz.

    Türkiye artık bir yol ayrımında. Ya devlet otoritesini daha da pekiştirecek ya da bütün ezilenlerin onurlu yaşam özlemlerini gerçekleştirecek radikal demokratik adımlarla, köklü değişim yoluna girecek.

    Demokratik değişim için bu sisteme itirazı olanların gücüyle her şeyin Ankara’dan belirlendiği bürokratik ve hantal merkeziyetçi yapıyı köklü biçimde değiştirmek elimizde. O nedenle, bu seçimlerde üç aday ama iki çizgi yarışıyor.

    Bizim çizgimiz;

    Halkın doğrudan kendini yönettiği, farklılıklarını özgürce ve gururla ifade ettiği, geleceği hakkında söz üretip karar sahibi olduğu bir dünyayı ifade ediyor.

     

    Bizim çizgimiz;

    Neoliberal, antidemokratik düzen içinde, tekçi-mezhepçi veya ulusalcı anlayışlar arasında bir tercihe zorlanmayı reddediyoruz.

    Bizim çizgimiz;

    “En iyi hükümet en az hükmedendir” şiarına inanıyor, devletin küçüldüğü, yurttaşın ve demokrasinin büyüdüğü bir sistemi hedefliyoruz. Devleti korumak ve devlete hizmet üzerine kurgulanmış, kutsallaştırılmış hantal yapıyı araçsal, işlevsel ve hizmetkar bir devlet sistemine dönüştürmeyi öneriyoruz.

    Devlet, tek bir kişinin ve onun etrafındaki hiyerarşik zümrenin belirlediği esaslarla artık yönetilmeyecek. Cumhur Meclisleri ile halkın devlet yönetimine doğrudan katılımı gerçeğkleştirilecek.

    Kadın, gençlik, engelliler, inanç grupları, farklı kimlik ve kültür grupları, çifti, işçi ve emekçi meclisleri olacak. Böylece yetkileri artırılmış bir makam yerine, halkın yetkisinin artırıldığı bir devlet yönetiminin güvencesi olan cumhurbaşkanlığı dönemi başlayacak.

    Sistemin bütün kanalları halkların demokratik iradesine açık hale getirilerek, demokratik bir işleyişe kavuşturulacak.

    Türkiye, Milli Güvenlik Kurulu gibi vesayetçi, darbe ürünü yapılarla değil, demokratik kurullarla, güçlendirilmiş yerel yönetimlerle yönetilecek.

    Devleti, devletin değil, halkın denetimine açacağız. Devlet Denetleme değil, Halk Denetleme Kurulu olacak. Açık ve şeffaf devlet, demokratik devlet olmanın temel koşuludur.

    Devletin ali çıkarları ve hassasiyetleri değil, halkın çıkarları, hassasiyetleri ve talepleri odak noktası olacaktır.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI BARIŞA İNANMAKTIR

    Türkiye halklarının barış iradesi müzakere sürecinin güvencesidir.

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokrasi güçlerinin kararlılığı barış sürecini hızlandırarak müzakerenin temellerini sağlamlaştıracaktır.

    Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesiyle eş zamanlı yürüyecek bir süreçtir. Sorun çözüldükçe Türkiye demokratikleşecek, Türkiye demokratikleştikçe çözüm hız kazanacaktır. Bunu sağlayacak irade, yıllardır barış mücadelesini yürüten bizlerde, Türkiye’nin demokrasi güçlerinde vardır.

    Çankaya hedefimiz kalıcı bakış açısından stratejik bir önem taşımaktadır. Türkiye’nin baştan aşağıı topyekün demokratikleşeceği, radikal demokrasinin kökleşeceği bir sürece talibiz. Değişim hedefimizin amacı budur.

    Farklılıklarımız bizi zayıflatmaz, aksine güçlendirir.

    Türkler, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Ezidiler, Süryaniler, Keldaniler, Araplar, Çerkezler, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, hep birlikte demokratik ulusu oluşturmaktadır. Her türlü tekçilik son bulacak, yerine çoğulculuk esasına dayalı bir anlayış egemen kılınacaktır.

    Devletin anayasası döneminden halkların anayasası sürecine geçişi gerçekleştireceğiz.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI ADALETTİR

    Mevcut anayasanın başyazarları kısa bir süre önce müebbet hapse mahkum oldu. 35 yıldır meşruiyeti olmayan bir cunta anayasasının zulmü altında yaşıyoruz. Bu anayasanın sağladığı yetkileri savunmak, darbeyi savunmaktır.

    Devletin kutsandığı, halkların, dillerin, inançların ve kültürlerin yok sayıldığı bu anayasanın topyekün değiştirilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur.

    Türkiye toplumunun çok etnisiteli, çok kültürlü ve çok inançlı yapılardan oluşan ‘çok kimlikli’ realitesi temel alınarak cinsiyetçi olmayan, ekolojik, eşitlikçi, sosyal ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı vardır.

    Yeni Anayasa Demokratik Türkiye’nin ve yeni yaşamın toplumsal sözleşmesi olacaktır.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

    Gönüllü birlikte yaşam ancak eşitlik ve özgürlük temelinde gerçekleşebilir.

    Aleviler, Hıristiyanlar, Museviler, Ezidiler gibi ezilen ve dışlanan tüm inanç ve kültürel grupların üzerindeki baskılar kaldırılmalı, herkesin dini inançlarını ve dünya görüşü çerçevesinde sosyal hayatını özgürce yaşamasının önü çoğulcu demokrasiye uygun bir şekilde açılmalıdır.

    Anadilinde ibadet hakkı sağlanmalı, bugüne kadar devletin resmi din anlayışına hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır. Devletin herhangi bir kurumla din ve inanç özgürlüğü üzerinde oluşturduğu tekçi tahakküme son verilmeli, başta ders kitapları olmak üzere tüm dokümanlardan farklı kimlik ve inançlara dönük nefret suçları içeren ayrımcı söylemler temizlenmeli ve bunlara cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.

    Cemevleri ve farklı din ve inançlara ait tüm mekanlar yasal statüye kavuşturulmalı.

    Din ve vicdan özgürlüğünü içselleştirmiş, dini devletin tekelinden kurtaracak ve siyasetin aracı olmaktan çıkaracak, dini inancı olan veya olmayan herkesin eşit yurttaşlık temelinde istediği gibi yaşayabilmesine imkan veren özgürlükçü laiklik geliştirilmelidir.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI YEŞİLDİR

    Bergama köylülerinin siyanürlü altın madenlerine karşı direnmesinden bugüne doğa katliamları ülke gündeminden düşmüyor.

    Bu coğrafyanın farklı köşelerinde farklı aktörlerle tekrarlanan tablo aslında aynıdır. Deresinin üzerine HES yapımına direndiği için jandarmadan dayak yiyen Karadenizli kadın, sanayi atıklarının zehirlediği Ergene suyuyla üretimini sürdürmeye çalışan Trakyalı çiftçi, yaşam alanları nükleer ya da termik santral inşaatlarıyla tehdit edilen köylüler.

    Karnımızı doyuran toprak, kanımızı temizleyen hava, yaşamın kaynağı su ve bu dünyayı paylaştığımız diğer türler: Bugün bunların hepsi için direnmeyi göze alamayanların demokrasiden, adaletten ve insanlık için bir gelecekten bahsetmesine imkan yoktur.

    Yaşam hakkı sadece insanlar için geçerli bir hak değildir. Bu gerçeklikten hareketle bütün hayvanların da yaşam hakkını savunmak temel ilkelerimizdendir.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI GENÇTİR

    Yerleşik kalıplara, ezbere ve kendini memleketin sahibi zannedenlere karşı bir isyan olan gençlik; sistem tarafından işsizlik ve eğitim gibi temel sorunlarla kuşatılmış durumda.

    Çağrısını dillendirdiğimiz yeni yaşamda işsizlik, baskı ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışılan gençler yönetimde söz sahibi olacak.

    Kuracağımız ‘Cumhur Meclisleri’ içerisindeki gençlik meclisleri ile siyasetin ve hayatın her alanında gençliğin aktif katılımı sağlanacak ve gençlerin örgütlenmesinin önündeki tüm yasal engeller kaldırılacaktır. Gençlerin siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını etkin bir şekilde yürütmesi devletin yükümlülüğünde olacaktır.

    Gençliğin sorunlarıyla uğraşmak yerine gençliği bir asayiş sorunu olarak tanımlayarak zapt etmeye çalışan zihniyete karşı yeni yaşam gençliğin sesi olacaktır.

    Yeni yaşamı bizlere gençler müjdeliyor.

    Gençlik başa çıkılacak değil, başa çıkarılacak kesimdir.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI EĞİTİM HAKKIDIR

    Eğitim her yurttaşın parasız yararlanabileceği kamusal bir hakkır. Herkesin eğitim olanaklarına dil, din, inanç, etnik kimlik, cinsiyet, cinsel kimlik ve ırk ayrımcılığına maruz kalmadan eşit bir şekilde erişebilmesinin önü açılmalıdır. Kamusal eğitime yapılan harcamalar artırılmalı, eğitim bütçesinin eşit ve adil bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

    Eğitim sistemi; milliyetçi ve cins ayrımcı öğelerden arındırılmalı, her yurttaşın özgür ve eşit faydalanacağı, ezbercilikten uzak, bireyin yaratıcılığını geliştiren, yeteneklerine göre yönlendiren, bilimsel, demokratik, laik ve nitelikli bir eğitim hizmeti sunulmalıdır. Laik bir sisteme yakışmayan zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Bireylerin dini eğilim ve taleplerine uygun olarak kendi dinlerinde ve seçmeli olarak verilmelidir.

    Anadilde eğitim herkes için bir hak olarak kabul edilmeli, eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçe’nin öğretilmesinin yanısıra anadilde eğitim görme imkanı sağlanmalıdır.

    Eğitim anadil temelli çok dilli bir yapıya kavuşturulmalıdır. Talep eden bir kişi dahi olsa herkesin bu hakka sorunsuz bir şekilde erişmesi mümkün kılınmalıdır.

    Eğitim sınav merkezli olmaktan çıkartılmalı, YÖK kaldırılmalı, üniversitelerin akademik ve idari özerklikleri genişletilmelidir.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI KADINDIR

    Her gün en az beş kadın katlediliyor. Kadına söz ve iktidar alanı bırakmayan erkek egemen toplumun kadın katliamı hızını kesmeden sürüyor. Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ayrımcılığın karşısında ilkesel tutum sahibi olduk, bundan sonra da bu tutumuz devam edecektir. Yeni yaşam ancak kadınların öncülüğünde örgütlenebilir. Her toplum kadınların özgürlüğü kadar özgürdür.

    Yeni yaşam çağrısı cinsel özgürlükçü toplumdur

    Farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sebebiyle öldürülen, baskı gören, dışlanan LGBTİ bireyler sistem tarafından görmezden geliniyor. LGBTİ’lerin varoluşu suç görülüp, homofobi ve transfobi besleniyor. Yeni yaşamda bütün cinsel kimlikler eşit yurttaşlık haklarıyla, ayrımcılığa uğramadan, hayatın her alanında özgürce onurlu bir varoluş sürdürebilecekler.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI DÜNYA BARIŞIDIR

    Türkiye yapısal bir dış politika değişikliğine gitmek zorundadır. Askeri vesayet dönemi Türkiye’sinin sorunları görmezden gelen dış politika anlayışının yerine, Osmanlı güzellemeleriyle kurgulanmış, bir bölgesel güç olma hevesinin ağır sonuçları ile karşı karşıyayız.

    Ortadoğu’da kendisini mezhep çatışmasını körüklemek ve IŞİD gibi örgütlerden medet ummakla var etmeye çalışan Türk dış politikası, Batı’da neredeyse askıya alınmış AB’ye üyelik süreci ve duraksamış reformlarla akamete uğramıştır.

    Farklı kimliklerin ve inançların birbirinin içinde erimeden beraber, demokratik, özgür ve eşit bir biçimde yaşadığı radikal demokrasi anlayışımız, dış politika anlayışımızın da temelini oluşturmaktadır.

    YENİ YAŞAM ÇAĞRISI ÖRGÜTLENMEKTİR

    Neoliberal dönem, mülkiyet, üretim ve istihdamda köklü değişiklikleri de beraberinde getirdi. Üretim süreci çeşitli biçimlerde parçalandı, ölçeği değişti ve küçük birimlere ayrılarak yeniden yapılandırıldı.

    Esnek çalışma başlığında toplanan, güvencesiz, taşeronlaşmış, sigortasız olarak çeşitli şekillerde biçimlenen çalışma koşulları emeğin maddi haklarını gasp etmenin ötesinde, emekçilerin tüm yaşamına dair haklarını da ellerinden almaktadır.

    İş cinayetlerinin denetlenmesi, çocuk işçiliğinin önlenmesi, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesi için doğrudan müdahil olan, başta güvencesiz çalışanlar olmak üzere tüm emekçilerin sosyal haklarının takipçisi bir cumhurbaşkanlığı hedefliyoruz.

    BskukDqIgAAIFA4

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Sosyalist sol ve cumhurbaşkanlığı seçimleri – Başlangıç Dergi

    15 Eylül 2015

    Filistinli çocuklar için de Demirtaş! – Gökcan Aydoğan

    15 Eylül 2015

    Bir Galibiyet Öyküsü: “Selo Başgan” şahsında somutlaşan ilkeler siyaseti kampanyası – Ulaş Gündoğan

    15 Eylül 2015
    Destek Ol
    Yazılar
    Ömer Bölüm

    “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

    Zeynel A. Göçer

    Gerçek barış mı, ideolojik restorasyon mu?

    Elif Gamze Bozo

    Aşkın ve özgürlüğün önüne engel konamaz

    Furkan Ege

    Silahlanma Yarışı ve Savaş Tehdidi

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Rüştü Demirkaya

    Gazze’de açlık yoluyla yok etme: Uluslararası hukukun sınırında sistematik bir suçun analizi

    Siyasi Haber

    İnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı, tek cümleyle konu kapatıldı

    Necmiye Alpay

    Yeni(den) Osmanlıcılık

    Zülküf Güneş

    Toplu sözleşme değil, toplu dayatma: Kamu emekçileri ne yapmalı?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    DEM Parti Van İl Örgütü’nden 223 emekçinin işten atılmasına tepki: “Kayyımın hukuksuz kıyımı derhal durdurulmalı”

    2 Ağustos 2025

    Yangının ortasında emek alarmı: Orman işçileri grev eşiğinde

    30 Temmuz 2025

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.