Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Depremzede ailelerin nöbeti 2. gününde: “Affetmek yok, unutmak yok”

    22 Aralık 2025

    Danimarka’dan Trump’a Grönland tepkisi: “Toprak bütünlüğümüze saygı duyun”

    22 Aralık 2025

    Fukuşima felaketinden sonra kapatılan dev nükleer santral yeniden açılıyor

    22 Aralık 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Bir kuşağın cebine kurulan tuzak: Uyuşturucu kullanımı ve sanal kumarın kesişiminde gençlik, yoksulluk ve sosyal politikalar

      20 Aralık 2025

      Suriye’de Aleviler için çember daralıyor: Çözüm halkın öz örgütlenmesinde

      19 Aralık 2025

      19 Aralık: Takvimin kapkara bir günü-1978-2000-2024

      19 Aralık 2025

      Müzakere-mücadele diyalektiği ve Süreç

      16 Aralık 2025

      Asgari ücret artışı en çok kime yarar?

      15 Aralık 2025
    • Seçtiklerimiz

      İklim krizi gökte mi, yerde mi?

      22 Aralık 2025

      Neoliberal güvencesizlikten geç faşizmin belirsizlik rejimine: Emekçilerin askıda kalan hayatları

      19 Aralık 2025

      Misafir işçi programları işgücü sömürüsünün aracıdır

      17 Aralık 2025

      İmamoğlu davasındaki 4 bin 600 günlük (12 yıl 6 ay) sürenin mucidi kim?

      15 Aralık 2025

      Trump Doktrini: Küreselleşmenin krizi ve yeni Amerikan stratejisi

      14 Aralık 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Özlem Tolu: 2026 bütçesi eğitimin daha fazla piyasalaşacağı bir dönemin habercisi.

      15 Aralık 2025

      Onur Hamzaoğlu: “Sağlık Bakanlığı’nın bütçedeki payı yüzde 15’in altında olmamalı”

      13 Aralık 2025

      AP Milletvekili Langensiepen: “Engellilik siyaseti için değil sosyal politika yapmak için başladım”

      11 Aralık 2025

      Feray Mertoğlu: Müzakere sürdürülürken faşizme karşı mücadele yükseltilmelidir

      2 Aralık 2025

      Amed Dicle: Suriye’de de Türkiye’de de Kürtler statüsüzlüğü kabul etmeyecek

      2 Aralık 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Rusya ve Çin arasındaki jeopolitik – Immanuel Wallerstein

    Rusya ve Çin arasındaki jeopolitik – Immanuel Wallerstein

    Siyasi Haber15 Eylül 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    “Batı” dünyasındaki hükümetler, siyasetçiler ve basın, öyle görünüyor ki, dünyanın geri kalanında oynanan jeopolitik oyunları anlamaktan aciz. Rusya ve Çin arasında kısa bir süre önce ilan edilen anlaşmaya dair analizleri, bunun çarpıcı bir örneği.

    16 Mayıs’ta, Rusya ve Çin, “sonsuza” kadar sürecek olan ama askeri bir ittifak olmayan bir “dostluk anlaşması” imzaladıklarını ilan etti. Aynı anda, iki ülkenin, Rusya’nın gazını Çin’e ihraç edecek olan boru hattı kurmasını öngören bir gaz anlaşması imzaladıkları da ilan edildi. Çin, Rusya’ya, boru hattının kendine düşen payını inşa etmek üzere para ödünç verecek. Öyle görünüyor ki, Gazprom (Rusya’nın en büyük gaz ve petrol üreticisi), Çin’e fiyat konusunda belli tavizlerde bulunmuş, ki bu mevzu, bir zamandır anlaşmaya bağlanmayı bekliyordu.

    15 Mayıs’ta basında, böylesi bir anlaşma ihtimalinin pek olmadığına dair bir sürü makale yer aldı. Yine de, anlaşma bir sonraki gün imzalandığında, batılı hükümetler, siyasetçiler ve basın, bunun Rusya Başkanı Vladimir Putin açısından jeopolitik bir zafer olduğunu düşünenlerle (ve bundan teessüf edenler) bunun pek de öyle jeopolitik bir farka neden olmayacağını düşünenler arasında bölünmüştü.

    Son birkaç yılda, BM Güvenlik Konseyi’nde yürütülen tartışmalardan ve verilen oylardan, Rusya ve Çin’in, ABD’nin (ki, genellikle Avrupa ülkelerinin de arka çıkmasıyla) Ukrayna’daki sivil ihtilafa ve Ortadoğu’daki pek çok çatışmaya doğrudan dahil olunmasını yetkilendirmek üzere sunduğu pek çok öneriden hoşlanmadığını görüyoruz.

    ABD’nin, Rusya’ya, Ukrayna’da benimsediği iddia edilen davranışlardan ötürü getirdiği tek taraflı yaptırımlar ve yaptırımları artırma hususunda yaptığı tehditler, şüphesiz, Rusya’nın gaz ve petrol için başka pazarlar bulma arzusunu artırdı. Bu da, Rusya ve ABD arasında yeni bir “soğuk savaş” ihtimali üzerine konuşulmasına neden oldu. Ancak, yeni Rusya-Çin anlaşmasının esas noktası bu mu gerçekten de?

    Bana kalırsa, her iki ülke de, devletler arası müttefiklerini yeniden yapılandırmak istiyor. Rusya’nın asıl istediği Almanya’yla bir anlaşma. Çin’in asıl istediğiyse, ABD’yle bir anlaşma. Bunun üzerine geliştirdikleri taktik ise, kendi aralarında “sonsuza” dek sürecek bir anlaşmaya imza atmak.

    Almanya, Rusya’nın Avrupa’ya dahil edilmesi hususunda bölünmüş durumda. Böylesi bir durumun Almanya’ya avantajı, Almanya’nın Rusya’daki müşteri tabanına üretim teminatı vermek, kendi enerji ihtiyaçlarını garanti altına almak ve Rusya’nın askeri gücünü, uzun vadeli küresel planlarında kullanmak. Bu elbette NATO-sonrası bir Avrupa yaratmak anlamına geleceğinden, sadece Almanya’da değil, elbette Polonya ve Baltık devletlerinde de bu fikre karşı çıkanlar var. Rusya’nın bakış açısından, Rusya-Çin dostluk anlaşmasının amacı, Almanya’da Rusya’yla iş yapmaya hevesli olanların elini kuvvetlendirmek.

    Öte yandan, Çin, aslen, ABD’yi evcilleştirmek ve doğu Asya’da üstlendiği rolü azaltmak istiyor. Ancak, hal böyleyken, ABD’yle bağlantılarını zayıflatmak değil güçlendirmek de istiyor. Çin, ABD’ye, ABD’nin imkansız bulduğu pazarlık oranları üzerinden yatırım yapmak istiyor. ABD’nin, doğu ve güneydoğu Asya’da başat bölgesel güç olarak yükselişini kabul etmesini bekliyor. ABD’den, Japonya ve Güney Kore’nin nükleer güç olmasına mani olmak üzere nüfuzunu kullanmasını bekliyor.

    Elbette, Çin’in talep ettikleri, ABD’de hakim olan ideolojik dile uygun değil. Yine de, ABD’de, bilhassa da belli başlı şirket yapılarında, müttefiklerin evrilmesine epey destek var gibi. Tıpkı Rusya’nın, Almanya’daki belli grupları, kendi çıkarına en faydalı güzergaha yönlendirmek üzere dostluk anlaşmasını kullanması gibi, Çin de ABD’de aynını yapmayı arzu ediyor.

    Böyle bir jeopolitik oyun işe yarar mı? Mümkün ama hiç de kesin değil. Yine de, Rusya ve Çin’in bakış açısından, bu taktiğe başvurmakla elde edebilecekleri bir dolu şey varken, kaybedecekleri hiçbir şey yok. Asıl mesele, Almanya ve ABD’de yürütülen tartışmaların yakın gelecekte nereye evrileceği. Dünyanın, ABD ve Rusya arasındaki soğuk savaş yıllarına geri döndüğü argümanını, Rusya ve Çin’in oynadığı oyunu anlayan ve bunu tersine çevirmek isteyenlerin karşı taktiği olarak görmek lazım.

    Immanuel WALLERSTEIN / Çeviren: Öznur Karakaş

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    İklim krizi gökte mi, yerde mi?

    22 Aralık 2025

    Neoliberal güvencesizlikten geç faşizmin belirsizlik rejimine: Emekçilerin askıda kalan hayatları

    19 Aralık 2025

    Misafir işçi programları işgücü sömürüsünün aracıdır

    17 Aralık 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Yıldırım Kaya

    Bir kuşağın cebine kurulan tuzak: Uyuşturucu kullanımı ve sanal kumarın kesişiminde gençlik, yoksulluk ve sosyal politikalar

    Siyasi Haber

    Suriye’de Aleviler için çember daralıyor: Çözüm halkın öz örgütlenmesinde

    Mehmet Murat Yıldırım

    19 Aralık: Takvimin kapkara bir günü-1978-2000-2024

    Muhsin Dalfidan

    Müzakere-mücadele diyalektiği ve Süreç

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Mehmet Horuş

    İklim krizi gökte mi, yerde mi?

    Şebnem Oğuz

    Neoliberal güvencesizlikten geç faşizmin belirsizlik rejimine: Emekçilerin askıda kalan hayatları

    Siyasi Haber

    Misafir işçi programları işgücü sömürüsünün aracıdır

    Kemal Vuraldoğan

    İmamoğlu davasındaki 4 bin 600 günlük (12 yıl 6 ay) sürenin mucidi kim?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    DİSK’in adalet yürüyüşünün ilk durağı Gebze: “Sefalet dayatmasına karşı hep birlikte direneceğiz”

    22 Aralık 2025

    Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu’ndan Dilovası katliamı için adalet çağrısı

    21 Aralık 2025

    SAG Hidrolik işçilerine İtalyan sendikacılardan destek

    21 Aralık 2025
    KADIN

    Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu’ndan Dilovası katliamı için adalet çağrısı

    21 Aralık 2025

    İran’da çeyiz yasası değişti: Boşanan kadınların tek mali güvencesi zayıflatıldı

    20 Aralık 2025

    Leyla Zana’ya tribünlerden cinsiyetçi saldırı: DEM Parti’den sert tepki

    19 Aralık 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.