Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Sosyalist partiler: “Türkiye İsrail’le tüm ilişkilerini açık, kesin ve ikna edici bir şekilde kesmeli”

    14 Haziran 2025

    Eleştirel Batı Düşüncesinin Çıkmazları – Maurizio Lazzarato

    12 Haziran 2025

    Seçimsiz ve barışsız Türkiye olmaması için

    12 Haziran 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      NATO’nun çürüyen tahtı; Emperyalizmin hırsızlık imparatorluğu çöküyor mu?

      2 Haziran 2025

      Yaban domuzunun günahı ne?

      31 Mayıs 2025

      Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

      28 Mayıs 2025

      Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

      21 Mayıs 2025

      Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

      18 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Eleştirel Batı Düşüncesinin Çıkmazları – Maurizio Lazzarato

      12 Haziran 2025

      Seçimsiz ve barışsız Türkiye olmaması için

      12 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025

      İşçiler ne yapsın?

      11 Haziran 2025

      Grev okulundan dersler

      10 Haziran 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025

      Josu Urrutikoetxea: Silahlı mücadeleden müzakereye, ETA’dan Kürt mücadelesine

      9 Haziran 2025

      Bırakılan silahların yankıları: PKK ve ETA’nın karşılaştırmalı analizi

      9 Haziran 2025

      Grup Yorum’un notası emperyalizme teslim olmadı

      8 Haziran 2025

      Gölgede kalan mesele: Lozan ve Süryaniler

      31 Mayıs 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Futboldaki cinsel şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı tartışıldı

    Futboldaki cinsel şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı tartışıldı

    Siyasi Haber15 Mayıs 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, 13-14 Mayıs’ta Kadir Has Üniversitesi’nde Futbolda Cinsel Şiddet ve Cinsiyet Ayrımcılığı konulu bir sempozyum düzenledi.

    Futboldaki cinsiyetçiliğin ve cinsel şiddetin tartışıldığı sempozyumda; kadınların ve LGBTİ+'lerin futbolla ilişkisinde yıllardır süregelen ön yargılar, kadın futbolunun gerektiği kadar önemsenmemesi, son dönemde gündeme gelen cinsel istismar ve cinsel şiddet tartışmaları ve tribünlerden eksik olmayan cinsiyetçi söylemler gündeme getirildi.


    Sempozyumun açılış konuşmalarını Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Hilal Esmer, Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği’nden (KASFAD) Prof. Dr. Canan Koca ve Kadir Has Üniversitesi Spor Çalışmaları Merkezi’nden Emir Güney yaptı.


    Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği (KASFAD) ve Kadir Has Üniversitesi Spor Çalışmaları Merkezi’nin de düzenleyici olduğu sempozyumda iki gün boyunca çeşitli paneller, atölyeler, forum ve dostluk maçları yapıldı.

     


    Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin ana sponsorluğunda gerçekleşen sempozyumda öne çıkan başlıklar ise şöyle:

     


    Yenmenin erkeklik yenilmenin kadınlıkla temsil edilmesi


    Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Yrd. Doç. Dr. İdil Elveriş, 25 Ekim 2015’te Fenerbahçe-Galatasaray maçı sırasında bir grup taraftarın tribünde şişme bebeğe Galatasaray forması giydirerek tecavüz etmesinin ve yakmasının ardından çalışmalarını futbol alanına da yönelttiklerini belirtti.


    Cinsel suçların her geçen gün daha da artığına dikkat çeken Elveriş, “Yenmenin “erkeklik” ve yenilmenin “kadınlık” ile simgelendiği, gol sevincinin tecavüz marşıyla kutlandığı bir kültürle karşılaştık” dedi. Elveriş, dernek olarak farkındalık yaratmak amacıyla çalışmalara başladıklarını, birçok spor kulübüyle görüştüklerini, stadyumlarda cinsiyetçi söylem içeren birçok olay hakkında şikayetçi olduklarını, bazı davalarda sonuç aldıklarını ve önemli ilerlemeler kat ettiklerini söyledi.


    Dernek avukatlarından Aynur Tuncel ise "Futbolda cinsel şiddet içeren suçlarla ilgili suç duyuruları üzerine soruşturma açılması öğretici ve sorgulayıcı. Takip ettiğimiz manken yakma davasında taraftara hem hakaretten hem de kadınları kitlesel olarak aşağıladıkları için ceza verildi" dedi.



    Tribünlerde cinsiyetçi söylem önlenebilir mi?


    Daha sonra konuşma gerçekleştiren Taraftar Hakları Derneği Başkanı Burkal Efe Sakızlıoğlu “Tribünlerde kullanılan cinsel şiddet dili önlenebilir mi?” sorusuna cevap aradı.


    Cinsel şiddet dili sorununun çok boyutlu bir mesele olduğunu ve öncelikle sorunu görünür kılmanın gerekliliğinden bahseden Sakızlıoğlu, “Eğer bir çözüm yolu geliştireceksek bu ancak konuya temas eden tüm kurumların ortak çalışmalarıyla yapılabilir” dedi. "Taraftar Hakları Derneği olarak tribünlerde kullanılan cinsel şiddet dilini önlemeye çalışıyoruz. Taraftarların ayrımcılık içeren tezahürat ve pankartlarıyla ilgili olarak, dönüştürmek istediğimiz taraftar gruplarıyla iletişim halindeyiz” “Erkek egemen futbol yapısını değiştirmek için kadınların sahalarda ve tribünlerde yer alması gerekiyor” dedi.



    Kenan Başaran: Spor erkekliğin yeniden üretildiği bir alan haline getirilmiştir.


    Hürriyet Gazetesi Yazarı Kenan Başaran ise “Çoğulcu olmayan ve tek taraflı yayın yapan bir medyamız var. Spor alanında cinsiyetçilikten nefret suçuna dair bir sürü suç işleniyor. Spor erkekliğe dair tüm değerlerin yeniden üretildiği bir alan haline getirilmiştir." "Taraftarın çoğunluğu milliyetçi muhafazakar kesim ve en çok kutsal saydıkları annelere küfür ediyorlar." "Taraftarın tatmin olduğu şey maçı kazanmaktır. Bir nevi günlük yaşamda tatmin edemediği erki sahalarda tatmin etmeye çalışır." dedi. Başaran ayrıca sosyal medyanın da “sanal kimlikler” aracılığıyla cinsel şiddet dilinin artmasına olanak sunduğuna dikkat çekti.



    “TCK'da Cinsel Suçlar: Birbirlerinden Farkları ve İspatları”


    İstanbul Bölge Adliyesi 20. Ceza Dairesi Üye Hakimi Ersoy Yüce, “TCK'da Cinsel Suçlar: Birbirlerinden Farkları ve İspatları” başlıklı konuşmasında "Konumuz cinsel şiddet ama ceza kanununda öyle bir suç yok. Ceza kanunundaki karşılığı cinsel suçlardır. 5237 sayılı cinsel suçlarla ilgili kanun 1 Haziran 2015'te yürürlüğe girdi. Eski 755 sayılı cinsel suçlarla ilgili olan kanuna göre oldukça farklı ve daha kapsamlı bir perspektife sahiptir. Eski kanunda cinsel suçun tek sorumlusu fail erkek olmak zorundaydı." dedi.


     


    "Türkiye'de aileler çocuklarını kulüplere 'eti senin kemiği benim' diyerek emanet ediyor.


    Avukat/Arabulucu Mert Yaşar "Sporda Çocuk İstismarı ile Mücadelede Karşılaştırmalı Hukuktan Örnekler" başlıklı konuşmasında; "Türkiye'de aileler çocuklarını kulüplere 'eti senin kemiği benim' diyerek emanet ediyor. Kulüplerle ailelerin yakın ilişkileri yok. Bu konuda 'Hakikat ve Araştırma Komisyonu' kurulabilir. Fakat kurulduğunda da hazırlanan raporların kamuoyundan çekilmemesi gerekir. Sporla ilgili, Adalet ve İç İşleri Bakanlıklarının, akademi ve spor bilimleri fakültelerinin ayrıca cinsel şiddet alanında çalışan STK'ların beraber çalışması gerekiyor. Ayrıca çocuk koruma programları mevzusunda yurtdışından alınacak örneklerin yerelleştirilmesi gerekiyor." dedi.


    Mert Yaşar ayrıca "TFF gelişim liglerinde yer alan takımlar için çocuk koruma programı hazırlamak zorundadır. Ancak sorumluluğu tamamen kulüplere atmış durumda. Çocuk istismarı vakalarında kendisine ihbar edilen vakaların sayısını vermiyor. Kim neden ceza aldı kaç çocuk koruma altına alındı ve soruşturma süreci nasıl işliyora dair bilgiye sahip değil." dedi.


     


    Klinik ve Spor Psikoloğu Seren Akıncı: Spor, doğası gereği istismar açısından büyük riskler taşıyor


    Klinik ve Spor Psikoloğu Seren Akıncı, “Antrenör-Çocuk Futbolcu İlişkilerinde İstismar ve Çocuk Koruma” isimli sunumuyla söz aldı. Çocuk istismarının, koruma programlarının çıkış noktası olduğundan bahseden Akıncı çocuk koruma ile ilgili yurt dışında daha fazla program olduğuna dikkat çekti. İstismarın türlerine de değinen Akıncı sporun, doğası gereği istismar açısından büyük riskler taşıdığını belirterek, “Çocuklarla çalışan antrenörler ve yöneticiler istismar sayılabilecek tutumda bulunabiliyor” dedi. Sporun denetimsiz ortamının istismara olanak yarattığından, ailelerin ve antrenörlerin istismar sayılabilecek tutumlarından söz eden Akıncı “Sporcu çocuklara beden yapıları, performansları ve yanlış beslenme ile ilgili yapılan birçok baskı ve zorlama mevcut” şeklinde konuştu.



    Türkiye Futbol Federasyonu İstismar Konusunda ne yapıyor?


    Avukat Aysu Melis Bağlan, “Spor Kulüplerinin Alt Yapılarında Yaşanan Ayrımcılığın Hukuki Boyutları” konulu sunumunda ayrımcılıkla ilgili kanunlar, sözleşmeler ve sivil toplum kuruluşlarından söz etti.  Ayrımcılığın ırkçı, cinsiyetçi söylemler ve tezahüratlar olarak, karşımıza çıktığını belirtti. Bağlan ayrıca altyapılardaki cinsel istismara da dikkat çekerek “Türkiye Futbol Federasyonu cinsel istismarla ilgili ne yapıyor? Fatih Terim altyapılarda istismarın olduğuna dair açıklama yaptı. Cinsel istismarla karşılaşıldığında kimlerle temas kurulacağına yönelik bir açıklama yok, çocuk koruma programıyla ilgili herhangi bir madde yok. Bunları sorduğumuzda cevap dahi alamıyoruz” dedi.



    Okuldaki Cinsiyetçilik: Beden Eğitimi Dersi


    Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği (KASFAD) Başkanı Prof. Dr. Canan Koca, “Sporda Cinsiyet Ayrımcılığı Karşıtı Politikalar” adlı sunumunda tarihsel süreçte dünyadan ve Türkiye’den örnekler vererek kadınların sporda yaşadığı ayrımcılıkları anlattı. Eğitim kurumlarında cinsiyetçiliğin önemli yer tuttuğunu belirten Koca, “Beden eğitimi öğretmenlerinin erkek öğrencilerle etkileşimi çok daha fazla. Bu durum kız öğrencilerin beden eğitimi derslerine yönelik tutumlarının olumsuz ve bu derslere katılımının düşük olmasına yol açıyor” dedi. Kadınların spor alanındaki mücadelesinin toplumsal alandaki mücadelesi ile tarihsel bir paralellik izlediğine vurgu yapan Koca, farklı dernek ve kurumların bu alandaki mücadelelerinden ve sporda kadın rol modellerinden söz etti. Canan Koca ayrıca "Kadınlar 1900'lerin başında uzun süre olimpiyatlara alınmadılar. Kadınların olimpiyatlara dahil olabilmesi için 'Uluslararası Kadınlar Spor Federasyonu' kuruldu. Lobicilik çalışmaları yapıldı. Tarihte Cinsiyet testine tabi tutulan kadın sporcular da mevcuttur." dedi.



    Tribünlerdeki Hegemonik Erkeklik


    Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Itır. Erhart ise “Tribünlerde Hegemonik Erkekliği Aramak” sunumunu gerçekleştirdi. Erhart, "Hegemonik erkekliğin inşasını ve yeniden üretimini en iyi gözlemleyebileceğimiz mekanlardan biri futbol stadyumu. Erkek taraftarların çoğu küfürsüzlüğü kadınsılık olarak gördükleri için, küfürlü tezahüratlara devam ediyorlar" dedi.


    Erkeğin üstünlüğünü ve kadının itaatkarlığını devam ettirmek üzere saldırganlık, fiziksel güç dayanıklılık üzerinden kendini var eden hegemonik erkekliğin stadyumlarda heteronormatif davranışlarla kendisini gösterdiğini belirten Erhart, “Bu özellikler erkeklerin sporu olarak sunulan futbolun doğasıyla ilişkilendirilir. Karşı tarafın erkekliği sorgulanır. Karşı taraf kadınlık ve eşcinsellikle küçük düşürülmeye çalışılır” dedi. Böyle bir stadyum ortamında kadın taraftarların da önemli bir kısmının hegemonik erkekliğin standartlarına uyma baskısı hissettiğine değinen Erhart, kadın taraftarların kadınsı davranışları reddettiğini, erkek söylemi ve davranış biçimlerini benimseyerek eşit olduklarını ispatlamaya çalıştıklarını ve taraftarlık standartlarını hegemonik erkekliğin belirlediğini söyledi.



    Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü Süperlig’de


    Bağcılar Belediyesi Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Fatma Şahin “Engelli Sporcular ve Altyapılarda Yaşanan Ayrımcılık ve Mücadele Yöntemleri”ni anlattı. Şahin, "Engelli sporuna yeterince önem verilmiyor. Türkiye’de yaklaşık 60 tane spor kulübü var. Biz Bağcılar Belediyesi Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü olarak Süperlig’de yer alıyoruz. Ne yazık ki bundan kimsenin haberi yok.“ dedi.



    "Erkek Futbolu" "Kadın Futbolu"


    Sempozyumun ikinci günü “Futbolda Ayrımcılık: Cinsiyet ve Cinsel Yönelimler” konulu panelde söz alan Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Pınar Öztürk, futbolun erkekler tarafından icat edilmesinin sonucu olarak erkeklerin beğenisiyle geliştiğini belirtti. Öztürk, "Kadınların futbol gibi sert bir sporda bedenlerinin deforme olmasını istemeyen bir erkekler topluluğu ortaya çıktı. Kadınların annelik misyonu yüzünden futbol oynaması istenmiyordu" dedi. Öztürk ayrıca, Kanada, İngiltere gibi ülkelerde lezbiyen kimlikleriyle var olan futbolcuların anti ırkçı, anti homofobik kimlikleriyle topluma rol model olduklarından bahsetti.



    Türkiye’nin ilk Kadın Futbol Hakemi Lale Orta


    Okan Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü Başkanı ve Futbol Hakemi Doç. Dr. Lale Orta  “Futbolda Kadın Hakemler, Deneyimlerimiz ve Yönetim Sorunları” sunumunda meslek hayatında yaşadığı deneyimleri aktardı.


    "Benimle beraber başlayan erkek arkadaşlarıma süper ligde maç verildi fakat bana verilmemişti. Bana ayrımcılık yapmanızı istemiyorum, hakkım olanı istediğimi ve ayrımcılık yapılmasını istemediğimi söyledim. Ve Türkiye birinci liginde ilk kadın hakem oldum." dedi.



    Futbolda LGBTİ+’lara Yönelik Ayrımcılık ve Dava Süreci


    Futbol Hakemi, Radyo Program Sunucusu ve İnsan Hakları Aktivisti Halil İbrahim Dinçdağ


    “LGBTİ+’lara Yönelik Ayrımcılık ve Dava Süreci”ni anlattı. Dinçdağ, "Eşcinsel kimliğimden dolayı hakemlikten atıldım ve TFF’ye dava açtım. Hukuk mücadelemde 2009-2010 yılı arasında futbol federasyonuyla sürekli yazışmalarım oldu. Fakat hiç geri dönüş alamadım. Benim hayatımla oynandı." dedi. Bu mücadeleyi ötekileştirilen herkes için verdiğini belirten Dinçdağ, "Merkez hakem kurulu başkanlığına adaylığımı koydum. Bir hakem bu işi yapacaksa bunu yapan neden ben olmayayım." dedi.



    “Sahaya çıkan kız çocukları toplumun yapamazsın dediğini yaptığı için çok güçlü hissediyor.”


    Sempozyumun son konuşmasını Kızlar Sahada projesinin kurucularından Dönüşüm Girişimcisi Melis Abacıoğlu Sezener yaptı. “Erkek Egemen Futbol Sahasına Binlerce Kadın Çıkartmanın Tescilli Reçetesi” konulu sunumuyla Kızlar Sahada projesinin gelişimini anlattı. Kızlar Sahada projesinin kız çocukları için önemli bir dönüştürücü güç olduğunu belirten Sezener, “Kız çocuklarına futbolu sevdirmeye çalışıyoruz. Sahaya çıkan kız çocukları toplumun yapamazsın dediğini yaptığı için çok güçlü hissediyor. Bu bizce çok önemli bir güç. Kızlar sahada çalışmasının dönüştürücü gücüne çok inanıyoruz.” diyerek projenin amaçlarına dikkat çekti.



    Tezahüratta Mağdursuz Küfür Atölyesi


    Panellerin ardından futboldaki şiddet ve cinsiyetçi söylemlerin kırılması ve çözüm önerilerinin tartışılması amacıyla atölyeler gerçekleştirildi. Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Ağı(BoMoVu)’dan Nil Delahaye ve Başak Ülgen’in katılımıyla "Tezahüratta Mağdursuz Küfür Atölyesi" düzenlendi. Atölyenin sonunda çok renkli ve ilginç sloganlar ortaya çıktı: “Azınlığız ama galibiz”, “Kara kedi burada sen neredesin”, “Neredesin aşkım tribündeyim aşkım.”  



    Aynı anda gerçekleşen diğer parelel atölyelerde ise “Medya, Cinsel Şiddet, Dil ve Çözüm Önerileri Atölyesi”nde Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Şehlem Kaçar moderatörlüğünde spor medyasında kullanılan dilin sorunları ve kulüplerin ve futbolcuların cinsiyetçi davranışları tartışılarak çözüm yolları arandı.



    Atölye sonucunda spor medyasındaki sorunlar belirlendi:


    1-Kulüplerin cinsiyetçi yaklaşımları


    2-Galip gelme isteğinin erkeklikle bağdaştırılması


    3-Kazananın erkeklerle kaybetmenin kadın, lgbtilerle bağdaştırılması


    4-Kadın sporcuların başarılarının medyada yer bulamaması


    5-Kulüp ve spor kanallarında spikerlerin çoğunlukla heteronormatif güzellik algısına uygun kadınlardan oluşması.


    6-Cezalandırma mekanizmasının işlememesi.


     


    “Kadın ve LGBTİ+’lerin Tribündeki Temsili” isimli üçüncü atölyede ise İrem Kavasoğlu ve Gizem Eroğlan’ın moderatörlüğünde, kadınlar ve LGBTİ+’ler için tribünlerin mücadele alanları olduğu ve buralarda var olabilmek için neler yapılabileceği konuşuldu.


    Kavasoğlu, “Tribünler; ayrımcılığa, ötkileştirmeye, homofobiye, transfobiye ırkçılığa, militarizme karşı mücadele alanlarımız.” dedi.


    Sempozyum, atölyelerin sonuç bildirilerinin paylaşılmasının ardından değerlendirme forumuyla sona erdi.


    Sempozyumun ardından Atletik Dildoa, Sportif Lezbon, Lezyonerler, Karşı Lig ve Kızlar Sahada takımlarının katılımıyla dostluk maçları düzenledi.


     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Barış Ünlü: “AKP ‘Türklük Sözleşmesi’nin devlet ayağını çökertti”

    6 Haziran 2025

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025

    Bahçeli’nin ‘totaliter’ fantezileri

    3 Nisan 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Coşkun Özdemir

    NATO’nun çürüyen tahtı; Emperyalizmin hırsızlık imparatorluğu çöküyor mu?

    Mehmet Murat Yıldırım

    Yaban domuzunun günahı ne?

    Zeynel A. Göçer

    Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

    Siyasi Haber

    Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Siyasi Haber

    Eleştirel Batı Düşüncesinin Çıkmazları – Maurizio Lazzarato

    Onur Hamzaoğlu

    Seçimsiz ve barışsız Türkiye olmaması için

    Siyasi Haber

    SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

    Mürüvet Küçük

    İşçiler ne yapsın?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025

    İzBB grevinin hatırlattıkları…

    7 Haziran 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.