ELİF YENİGÜN’ün yazısı Meksika’da büyük petrol zammına (gasolinazo) tepki olarak başlayan halk hareketini yaratan koşullara ışık tutuyor. Gazolinazo bardağı taşıran son damlaydı. Ama bardağın dolmasına neden olan pek çok olay vardı…
ELİF YENİGÜN*
Meksika yeni yıla petrol zammına yönelik halk protestolarıyla giriş yaptı. Hükümet'in uluslararası petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün ulusal petrol şirketi Pemex’i devlet için mali yük haline getirdiğini ve fiyatların liberalizasyonunun buna çözüm olabileceğini açıklamasının ardından % 14 ila % 20 oranındaki “büyük petrol zammının” (gasolinazo) duyulmasıyla birlikte 15 eyalette birden baş gösteren olaylar geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu. Pemex istasyonlarından bazıları yağmalandı; Rosarito’da halk, eyalet polisiyle çatışmaya girdi, çok sayıda kişi tutuklandı. Bazı eyaletlerde halk kilit otoyolları kapattı. Bu sırada, yaşanan olayları görüntülemek isteyen bazı basın mensuplarına polis saldırdı.
Ülke çapında 100’den fazla mağaza talan edildi. Süpermarketlerdeki yağma hareketlerinde en çok ev eşyası, gıda ürünleri, oyuncak ve elektronik eşya gibi birincil ihtiyaç ürünlerinin alındığı tespit edildi. Bir başka dikkat çeken nokta ise, aralarında Walmart, Oxxo, Elektra gibi emperyalist sermaye ile ilişkili olan market ve dükkanların talan edilmesiydi. 1500 kişinin gözaltına alındığı ve yüzlerce kişinin tutuklandığı olaylarda eyalet polisleriyle yaşanan çatışmalarda 2’si polis 6 kişi hayatını kaybetti. Yağmalar sırasında tutuklanan 135 ila 532 kişinin “terörizm ve ağırlaştırılmış hırsızlık” (30 yıla kadar hapis) suçuyla yargılanacağı belirtildi. Ayrıca, 16 eyalette petrol zammına karşı barışçıl yürüyüşler de gerçekleştirildi. Bu yürüyüşlere destek olan muhalefet partilerinin taraftarlarının tutumu; bazı iktidar yanlılarınca halk ayaklanmasına destek olmak şeklinde suçlandı. Dikkat çekici başka bir ayrıntı ise, Chihuahua Eyalet Başkanı Javier Corral'ın, eyalete ait resmi siteden yayınladığı bir videoda, büyük petrol zammına karşı yapılan protestolara müdahale etmeyeceklerini açıklamasıydı. Yağmalar sırasında sosyal medyada yayılan ve yanlış bilgi içeren “olası yağmalar”a ilişkin dedikodular bazı dükkanların bir süreliğine güvenlik sebebiyle kapalı tutulmasına neden oldu.
Bardağı taşıran son damla: "Gasolinazo"
Dünyanın 17. büyük petrol rezervine sahip Meksika’da günde 2 milyon varil petrol çıkarılıyor. Buna karşılık bu ülke tükettiği yıllık petrolün % 50’sini ABD’den ithal ediyor.
2012 Aralık ayından beri devlet başkanlığı koltuğunda oturan Devrimci Kurumsal Partili (PRI) Enrique Peña Nieto, 4 yıl önce Genel Kongre'de muhalefetin de desteğini alarak gerçekleştirmeyi vaat ettiği “enerji reformlarını” sıralarken, ulusal miras sayılan petrol kaynaklarının yabancı sermayeye pazarlanacağını duyurmuştu. Kendi doğal petrol rezervlerini dış baskılar sebebiyle kullanamadığı iddia edilen Meksika’da, Nieto bu vaadiyle bir kısım seçmenin gözüne girebilmişti. Hükümet yetkililerinin 2017 sonuna kadar kısmi olarak fiyat denetimi yapılacağını, ardından da petrol fiyatlarının dış sermaye piyasasına göre belirleneceğini belirtmesiyle birlikte olaylar patlak verdi ve 7 gün boyunca devam etti. Ulusal yayın organları ise yaşanan halk hareketini “yağma” olarak nitelendirdi.
Devlet Başkanı’nın olayların patlak vermesinden 3 gün sonra ulusal kanalda yaptığı 8 dakikalık konuşması manşetlere konu oldu. Konuşma sırasında Nieto’nun ellerini iki yana açıp: “Peki siz olsanız ne yapardınız?” şeklinde yönelttiği soru, sosyal medyada Hükümet'in şimdiye kadarki tüm yanlış politika ve eylemlerinin ortaya dökülmesine neden oldu. Yetkililerin hafta içinde yaptığı açıklamalarda Hükümet'in zamma ilişkin geri adım atmayacağı ifade edildi. Geri adımın atılması halinde, bu durumun devletin sosyal yardımlardan kesinti yapmak zorunda kalması demek olacağı belirtildi. Yetkililerin, yapılacak zamla çok sayıda arabası olan zengin Meksikalılardan daha fazla gelir elde edilebileceğini savunmaları tepki çekti. Devletin üst kademelerinden gelen son açıklamalara ilişkin uzman ve akademisyen yorumları, iktidarın yaşanan bu toplumsal hareketi çok yönlü ve daha derinlemesine değerlendirmesi gerektiği yönünde. Uzmanlar petrol fiyatlarında yaşanan yüksek artışın, ülke çapında gerçekleşecek gıda ve toplu ulaşım zamları ile mağduriyet yaratacağı gerçeğinin gözden kaçırıldığını ifade ediyor.
Kırılgan ekonomi, Trump ve "Tweetokrasi"
Sıklıkla “ABD’nin arka bahçesi” olarak anılan Meksika, 2016 yılı sonundaki ABD başkanlık seçiminin sonuçlarından en fazla etkilenecek ülkeler arasında. Meksika’da ekonominin geleceğini belirleyenler listesinin başında 20 Ocak tarihinde ABD’nin başkanlık koltuğuna oturacak olan Donald Trump geliyor. Donald Trump, seçim vaatleriyle Meksika ile ilişkileri yeterince gerilime sürüklemişti. İki ülke arasındaki en büyük krize neden olan göç sorununa ilişkin belgesiz göçmenleri sınır dışı etmede daha kararlı adımlar atacağını belirten Trump; Meksika, Kanada ve ABD arasındaki Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) feshedeceğini müstakbel icraatleri arasında vurgulamıştı. Trump’ın en çok tepki çeken vaadi ise, iki ülke arasında göçün en yoğun yaşandığı sınır kapısına devasa bir duvar inşaa edeceğini belirtmesi olmuştu.
Meksika, Trump’ın başkan seçilmesi ile birlikte artan ithal petrol fiyatları nedeniyle ulusal para biriminin tarihte sahip olduğu en düşük değeri gördü. Trump’ın Twitter üzerinden General Motors’un Meksika’da ürettiği araçları ABD’ye ihraç etmesini tasvip etmediğini belirtmesi üzerine Ford Motors, Meksika’da kurmayı planladığı 1,6 milyar dolarlık yatırımını iptal etme kararı aldığını açıkladı. Bu kervana Meksika’da kurmayı planladığı klima fabrikası projesini iptal eden Carrier firması da katıldı. Meksika Merkez Bankası’nın pesonun değerinin düşmesini engellemek amacıyla aldığı önlemlere rağmen, döviz kurları karşısında pesonun değeri düşmeye devam ediyor. Trump’ın geçtiğimiz perşembe günü Toyota’yı Meksika’da yeni bir fabrika inşaa etmesi durumunda ihraç mallarına uygulanan vergileri misliyle arttıracağını belirtmesiyle piyasalar alt üst oldu. Attığı birkaç tweet’le Trump’ın Meksika ekonomisini dolaylı kanallardan bu denli etkileyebilmesini eleştiren muhaliflerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Trump’ın muhalif basında “tweetokrasi” şeklinde betimlenen saldırgan tutumuna yönelik Nieto’nun takındığı pasif tutum halk isyanının olası nedenleri arasında sayılıyor. Bu durum, Nieto’nun ülkeyi iyi yönetmediğine dair çıkan azınlık sesin çoğalmasına neden oldu. Başkana yönelik eleştirilerin çoğalmasının ardından, Maliye Bakanı’ndan “şirketleri korku ve tehditlerle caydırmaya çalışan tutumları kınadığını” belirten bir açıklama geldi. Büyük petrol zammına ilişkin halk isyanının Meksika ekonomisinin kırılganlığı ile ilişkili olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az değil.
Yolsuzluk ve Videgaray vakası
2016 yılına damga vuran bir yolsuzluk davası, Devlet Başkanı’nın partisi olan PRI’yi kamuoyu nezdinde bir çıkmaza sürükledi. PRI’den Veracruz Eyalet Başkanı Javier Duarte’nin, tamamı yolsuzluk ve kara para aklama ile ilintili 70 ayrı suçu işlediği ortaya çıkınca, iktidar partisi Duarte ile ilişkisini keserek onu partiden ihraç etti. Duarte hakkında tutuklama emri çıkarıldı. Ancak, halen yakalanamaması akıllarda soru işaretleri yarattı. Bu olay halen, yolsuzlukla mücadele konusunda iktidarın samimiyetsizliğini gündeme getiren olayların başında geliyor. Yolsuzlukla Mücadele Eden Meksikalılar Derneği’nin Başkanı María Amparo Casar, “İnsanlar, milletvekilleri ve üst düzey parlamenterlere hediye edilen 10 bin ila 25 bin dolarlık çekleri öğrendikten sonra neden fedakarlığın hep kendilerinden beklendiğini merak ediyorlar”, diyerek halk isyanının ardında yatan toplumsal hafızaya atıfta bulunuyor. Bazı akademisyenler ise Başkan ve Hükümet'in, fiyatların arttırılmasının ardından bu kadar şiddetli bir halk ayaklanmasıyla karşılaşacağını tahmin etmediğini ifade ediyor.
Bardağı taşıran son damla, büyük petrol zammı oldu. Ama bardağın dolmasına neden olan pek çok olay var. Maliye Eski Bakanı Luis Videgaray’ın içine karıştığı olay bunlardan biriydi. Eylül ayında Trump ile Nieto, Meksika’da kaçamak bir görüşme gerçekleştirdi. Trump’ın Devlet Başkanı’yla yaptığı gizli görüşmenin basına sızmasıyla birlikte kamuoyunda gerilim artmıştı. O zamanlar henüz Cumhuriyetçilerin adayı olan Trump’ın ziyaretini desteklediğini dile getiren Videgaray, kamuoyundan gelen baskılar üzerine istifa etmeye zorlanmıştı. Ancak, Videgaray geçtiğimiz hafta yeniden göreve çağrıldı. Trump sempatizanı gibi algılanan Videgaray’ın geri dönüşünün Nieto’nun yalnızlaşmasından kaynaklandığını belirten akademisyen Gerardo Esquivel, yaşanan halk isyanının son otuz yılda gözlemlenen en önemli toplumsal patlama olduğunu dile getirdi.
Nieto'nun geleceği
Görevinin dört buçuk senesini geride bırakan Meksika Devlet Başkanı Nieto, yapılan son kamuoyu güven araştırmalarında 25 puan gerilemiş gözüküyor. Halk isyanının başladığı tarihlerde golf seyahatinde olduğu ortaya çıkan Nieto, muhalif cephede halkın ihtiyaçlarını okuma yeteneğinden yoksun, basiretsiz bir başkan imgesi çizmekle suçlandı. Önceki seçimlerde meydanları dolduran ve vaatleriyle milyonları umutlandıran Nieto’nun popülaritesinin gittikçe azalması, uzmanların onun 2018 yılında gerçekleşecek seçimlerde aday olarak yer almayacağına kesin gözüyle bakmalarına neden oluyor. Halkın gözünde değer kaybeden bir lider olması, Nieto’nun muhalefetin açık saldırılarına hedef olmasını daha da kolaylaştırıyor. Nieto’nun düşmekte olan popülaritesinden en fazla faydalanan kişi ise başkent Mexico City’nin eski belediye başkanı olan Andres Manuel López Obrador. Obrador’un, başlangıçta sol bir dernek olarak siyasete giriş yapan MORENA’nın (Ulusal Yenilenme Hareketi) adayı olarak gelecek seçimlere damga vuracağı konuşuluyor.
Sonuç yerine
Yaşanan halk isyanının nedenleri arasında; yerinde sayan ekonomi ve liderlik krizinin yanı sıra, artmakta olan siyasi yolsuzluk, yeniden gündeme gelen cinayet oranları, önü alınamayan uyuşturucu kaçakçılığı gibi çoğu süregelen birtakım toplumsal olaylar da var. Her ne kadar görünürde her şey büyük petrol zammı ile ilişkili görünse bile; emek piyasasındaki sömürü, gelir adaletsizlikleri, isyan öncesi kaçırılan 43 öğrencinin halen bulunamaması gibi, suç ve cinayet oranlarında gözlemlenen artış ve yolsuzluk gibi toplumsal hafızada biriken sorunlar halkın sabrını taşırmış gibi gözüküyor. Açıkçası, Meksika’daki büyük petrol zammına yönelik tepkilerin, tıpkı Gezi Olayları öncesinde yerinden sökülmeye çalışılan ağaca yönelik tepkilerin birkaç gün içinde çığ misali büyümesi gibi, bardaktan taşan son damlayı oluşturduğunu söylemek çok da yanlış sayılmaz.
İsyanı yorumlayan akademisyenler arasında buna “Meksika Baharı” adını koyanlar bile mevcut. Kendisi hukuk alanında profesör olan Ana Laura Magaloni Kerpel, yağma ve protestoların profesyonel hırsızlar tarafından değil de sıradan halk tarafından yapılması konusuna dikkat çekiyor. Kerpel’e göre sokaklara dökülen binlerce insan arasında evine halen temiz su ulaşmamış ve kendi imkanlarıyla da su borusu alamamış insanlar var. Mahallesindeki çöpleri zamanında toplanmayan; elektrik tesisatı bozulduğunda haftalarca tamirat için sıraya giren vatandaş, sokaklara inenler arasında. Suç üstüne suç işlenen, polisin o suçlularla işbirliği yaptığı; polis memurlarının bizzat madde bağımlısı olduğu o mahallenin sakini söz konusu protestocular arasında. Ya da serseri kurşunla sokakta vurulduğunda ambulansın asla gelmediği; sokak lambalarının asla yanmadığı; sokaklarında oturacak bankın olmadığı, daha kötüsü kaldırımın olmadığı o mahallelerde yaşayan insanlar geçtiğimiz hafta sokaklara inen binler arasındaydı.
Kerpel’e göre devletin yasal varlığı, şiddet ve madde bağımlılığı yoluyla mafyalaşan mahalle çocuklarının suç işlemelerine engel olamıyor. Sonuç olarak, insanlar kendilerini asla güvende hissetmiyorlar. Tüm bunlara ek olarak, Meksika artık günde 12 saat çalışan ama sadece yediği yemeği, mobil telefon faturasını, temizliği ve birkaç başka ihtiyacı karşılayacak kadar para kazanan insanların toplumun yarısını oluşturduğu bir ülke halini almış durumda. Buna karşılık; üst düzey parlamenterler ve milletvekillerine tahsis edilen 6 milyon peso değerinde 27 araç, iPhone 7’ler, seyahatler, partilere, hakim ve savcılara tanınan 15.000 pesoluk yakıt dolum kartları, parlamenterlere yönelik petrol kullanım çekleri, vs sahibi olan iktidar elitlerinin yaşadığı bir ülke… Son olarak… İnsanlara sosyal yardım ve devlet desteğinin çekilmesi tehdidiyle büyük petrol zammının dayatıldığı bir ülkede, Meclis'teki tüm partilere 2017 senesi için aktarılacak olan toplam bütçe "4 milyar" peso.
*Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Yüksek Lisans Öğrencisi
Kaynaklar:
http://www.animalpolitico.com/2017/01/saqueos-7-dias-gasolinazo/