Paris’teki eş zamanlı IŞİD saldırılarının Bataclan Konser Salonu ayağını gerçekleştiren saldırganlardan sonuncusunun da kimliği tespit edildi: Strasbourg’da yaşayan 23 yaşındaki Fuad Muhammed Aggad.
Bataclan saldırısında 90 kişi hayatını kaybetmişti.Üç saldırgandan ikisi üzerlerindeki bombayı patlatarak, birisi ise polis tarafından vurularak ölmüştü.
Aggad’ın kimliğinin de belli olmasıyla Paris’teki saldırılarda rol alan saldırganların hepsinin Fransız veya Belçikalı oldukları ve anadillerinin Fransızca olduğu ortaya çıktı.
Türkiye üzerinden Suriye’ye gitmiş
Le Monde’da yer alan habere göre Aggad, Strasbourg’da yaklaşık 10 kişilik bir arkadaş grubuyla Kehl adındaki bir nargile kafede buluşuyordu. Burada Suriye’deki gelişmeleri ve IŞİD’i takip eden grup bir süre sonra Suriye’ye gitmeye karar verdi. Gidiş planları da ilk olarak bu kafede yapılmaya başladı.
Aggad, 2013’ün sonunda bir grup arkadaşı ve kardeşiyle Türkiye üzerinden Suriye’ye giderek IŞİD’e katıldı. Le Monde, grubun Hatay’daki havaalanına yakın bir otelde kalmış olabileceğini yazdı.
Birlikte gittiği arkadaşları birkaç ay sonra 2014’ün başlarında Fransa’ya döndü. Arkadaşları terörist gruplarla temas kurdukları gerekçesiyle Mayıs ayında tutuklandı ancak Aggad Suriye’de kalmaya devam etti.
Tutuklanan arkadaşlarından biri, Suriye’ye insani yardım amacıyla gittiklerini belirtip orada neler olduğunu anlamak için video izlemekten sıkıldıklarından harekete geçtiklerini öne sürdü. Aggad’ın kardeşi Kazım ve grubun Suriye’ye gitmesine aracılık ettiğine inanılan Murad Fares de Fransa’da terörle bağlantılı suçlardan yargılanıyor.
‘Artık başka biriydi’
Aggad ise Suriye’de kalmaya devam etti; Fecebook hesabına IŞİD bandanalı ve silahlı bir fotoğrafını da ekledi.
Aggad’ın babası Le Parisien’e, “Bize yalan söyledi. İki yıl önce bize tatile gittiğini söylemişti ama Suriye’ye gitti. Suriye’de ya da Irak’ta öleceğini düşünüyordum, buraya gelerek bunu yapmasını değil” diye konuştu.
Aggad’ın babası sözlerine şöyle devam etti: “Ondan son olarak beş ay önce Skype üzerinden haber aldım. Her zamanki gibi nerede olduğunu veya ne yaptığını söylemedi. Cihaddan çok fazla bahsediyordu. Ne diyebilirim ki? Başka biriyle konuşmak gibiydi, beyni yıkanmış biriyle. Ona söylenebilecek bir şey kalmamıştı artık” dedi.