Kıbrıs’taki Dikelya İngiliz Üssü’nde tutulan 114 mülteci kamptaki kötü şartlara daha fazla dayanamayarak isyan etti. Bir mültecinin kendini öldürmeye çalıştığı ve birkaç çadırın ateşe verildiği isyanda bazı mülteciler yaralandı.
Kıbrıs’taki Dikelya İngiliz Üssü’nde tutulan 114 mülteci kamptaki kötü şartlara daha fazla dayanamayarak isyan etti. Bir mültecinin kendini öldürmeye çalıştığı ve birkaç çadırın ateşe verildiği isyanda bazı mülteciler yaralandı.
‘Hayvan değil, insanız’
Güney sularında karaya oturan tekneden kurtarılan ve ilk olarak Ağrotur’a oradan da Dikelya’da bir kampa taşınan 114 Suriyeli ve Filistinli mülteci kamptaki kötü koşullara isyan etti. “Hayvan değil, insanız” diyen mültecilerden biri kendini öldürmeye çalıştı. Mülteciler, basının içeri alınmadığını ve kötü şartlara mahkum edildiklerini adeta dünyadan gizlendikleri ifade ederek kampta daha fazla kalmak istemediklerini belirttiler. Guardian’a konuşan 12 yaşındaki bir kız çocuğu, “Bu çadırlarda daha fazla yaşayamayız. Hava soğudu, üşüyoruz. Burada okul yok, hiçbir şey yok. Ayakkabımız bile yok” diyerek kampın içinde bulunduğu kötü koşullarda artık yaşamak istemediğini söyledi.
‘Bırakın bizi gidelim’
“Bırakın bizi gidelim, Burada daha fazla kalmak istemiyoruz, Hayvan değil insanız” diyerek isyan eden mültecilerin talebi, kamptan bir an önce ayrılarak yaşayabilecekleri bir ülkeye ulaşmak. Çıkan isyanı bastıran üs polisi ise yanan çadırları kaldırarak yerine yenilerini koydu.
‘Yemekleri var’
İngiliz Üsleri yetkilisi bir sözcü ise “Bu havada üşümelerine inanmak çok güç. Gönüllülerden toplanan yardımları kendilerine ulaştırdık. Günde 3 öğün yemekleri var. Duşları tuvaletleri ve çadırlarının da koşulları iyi” diyerek, üs yönetimini savundu.
İngiliz Savunma Bakanlığı Sözcüsü de “Yaşadıkları yerde yemeğe ve özel ihtiyaçlarına erişimleri var. Ayrıca Birleşmiş Milletler yetkilileri ile de iletişim halindeler. BM personeli kampın ihtiyaçlarını ve standartlarını gözlem altında tutuyor” ifadelerini kullandı. Sözcü, “Sorunun çözümü için Kıbrıs otoriteleri ile iletişime geçtik. Mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda çözmeyi amaçlıyoruz” dedi. İngiltere’nin mültecilere açacak kapısı olmadığını söyleyen sözcü, mültecilere ne olacağına ilişkin kararın Kıbrıs otoriteleri ile birlikte verileceğini belirtti.
‘Sorumluluk üs yönetiminde’
Kıbrıs’ta üsleri bulunan ve buraları kendi toprakları sayan İngiltere ile Kıbrıs yetkilileri arasında buradaki mültecilerin sorumluluğunun kime ait olduğuna konusunda bir karışıklık yaşanıyor. 2 hafta önce İngiliz toprağı sayılan Ağrotur’a çıkan mültecilerin varışından birkaç sonra, sorumluluğun Kıbrıs makamlarında olduğunu söyleyen üs yönetimi 2003 yılında yapılan ikili anlaşmayı gerekçe gösteriyor. İngiltere’nin bu iddiasına karşı çıkan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ise anlaşmanın sorumluluğu İngiliz yönetimine verdiğini söylüyor.
‘Ne olacakları belli değil’
Rum Yönetimi Dışişleri Bakanlığı Müdürü Omiros Mavrommatis ise mülteci krizine ilişkin, “Kıbrıs her ne kadar sorumluluğu olmasa dahi, sığınmacıların evi olacaktır” ifadelerini kullanmıştı. Mavrommatis’in bu ifadesi sığınma talebinde bulunan 12 mülteciyi kabul edecekleri anlamı taşısa da geriye kalanların ne olacağı konusuna netlik kazandırmıyor.
(The Guadian’dan çeviren:Derya Aydoğan)