Urfa’da silahla vurulduktan sonra yaralı halde gözaltına alınan iki kadın, Urfa Emniyet Müdürlüğü’nde IŞİD’li olduklarını belirten bir tim tarafından cinsel işkence ve saldırıya maruz kaldı.
Urfa'da silahla vurulduktan sonra yaralı halde gözaltına alınan iki kadın, Urfa Emniyet Müdürlüğü'nde DAİŞ'li olduklarını belirten bir tim tarafından cinsel işkence ve saldırıya maruz kaldı. Akıl almaz işkencelere maruz kalan kadınlar, kendileri gibi gözaltında olan çocuklarında aynı uygulamaya maruz kaldıklarını belirterek, ilgili kurum ve kuruluşların bununla ilgili gerekli adımları atmalarını istedi.
Urfa'da polisler tarafından vurulduktan sonra gözaltına alınan iki kadının kaldıkları cezaevinden JİNHA'ya gönderdikleri mektupla Kürdistan'da kadına yönelik cinsel işkence vakalarına bir yenisi daha eklendi. Geçtiğimiz Ağustos ve Eylül aylarında Urfa'nın Viranşehir ilçesinde gençlere ve çocuklara yönelik yapılan operasyonda polisler tarafından vurulduktan sonra gözaltına alınan iki genç kadın, Urfa Emniyeti'nde yaşadıklarını anlattı. Jin Haber Ajansı'nın geçtiği haber de kadınlar, emniyet müdürlüğünde DAİŞ olduklarını iddia eden kişiler tarafından çocuklarla birlikte cinsel tacize ve işkenceye maruz kaldıklarını belirterek, ilgili kurum ve kuruluşların bir an önce harekete geçmesi gerektiği yönünde çağrıda bulundu.
Kaynak: DİHA
DAİŞ olduklarını söyleyen kişiler cinsel işkence yaptı
Vücudunda iki kurşun bulunan 21 yaşındaki Ş.Ç.'nin aktardığına göre, 17 gün boyunca hastanede gözetim altında tutulduktan sonra götürüldüğü Urfa Emniyet Müdürlüğü'nde yalan ifade vermeye zorlandı. Bu dayatmayı kabul etmeyen Ş.Ç., elleri arkadan kelepçelenip başlarına beyaz torba geçirilerek Emniyet Müdürlüğü binasının alt katına indirildi.
Ş.Ç., indirildiği katta kendilerini DAİŞ olarak tanıtan kişiler tarafından kafalarına torba geçirilerek taciz ve tecavüze maruz kaldıklarını belirtti. Urfa Emniyet Müdürlüğü'nde DAİŞ kıyafetli işkence timlerinin olduğunu ve bunların gençleri ve çocukları sorguladığını bildiren iki kadın, istediklerini alamadıkları takdirde farklı yöntemler ile işkence yapıldığını bildirdi.
'Seni öldürür atarız, kimsenin haberi olmaz'
Kendisini taciz eden bu kişilerin ona IŞİD'li olduklarını söylediğini aktaran S.Ç., "Biri bana 'Biz IŞİD'iz, siz Türk polislerine dua edin' dedi. Kasıklarıma vuran kişi ise kasıklarıma vurarak, 'üremeyin, üremeyeceksiniz' diyordu. Başıma dipçikle vurdular. İstedikleri ifadeyi vermeyeceğimi söyleyince silahın mekanizmasını çekip başını ağzıma soktu ve 'seni öldürür atarız, kimsenin haberi olmaz' diyorlardı" diye konuştu.
'Çocuklar ve gençler işkence görmeye devam ediyor'
18 yaşından küçük olan bir diğer tutsak kadın L.T ise, taciz ve kaba şiddet gördüğünü dile getirerek, cinsel organlarına ve kasıklarına vurulduğunu söyledi. Genç kadınlar, vücutlarında bulunan işkence izlerinin hala durduğunu ve bunun üzerine sürgün edildikleri Sincan Cezaevi'nde savcılığa başvurduklarını belirtti. Adli Tıp'tan işkence gördüklerine dair rapor alacaklarını ifade eden tutsak kadınlar, aynı gün içerisinde gözaltına alınan erkek çocuklara da aynı işkencelerin uygulandığını aktardı.
'Kadınlar ve çocuklar için gerekli adım atılsın'
Ş.Ç ve L.T , Urfa Emniyet Müdürlüğü'nde kendileri ile gözaltına olan çocukların yüzlerinde ve vücutlarında morlukların ve kırıklarını olduğunu vurgulayarak, ilgili kurum ve kuruluşların bununla ilgili gerekli adımları atmalarını istedi. Kadınlar, gençlerin ve çocukların dayanışmaya ihtiyaçları olduklarını da dile getirirken, diğer kadın tutsaklar da Urfa'dan Sincan'a devam eden bu cinsel işkenceye tepki göstererek, açıklama yaptı.
Sincan Kadın Hapishanesi'nde tutulan siyasi tutsak kadınlar ise gönderdikleri bir mektupla Urfa'dan sürgünle Ankara'ya gönderilen Ş.Ç. ve 18 yaşından küçük L.T. isimli genç kadın tutsakların gözaltı sürecinde ve Sincan Hapishanesi'ne getirildiklerinde cinsel işkenceye maruz kaldıklarını anlattı. Tutsak kadınlar, "İki arkadaşımızın yaşadıklarını, devletin kadın bedenine ve çocuklara yönelik işkenceci, tacizci, tecavüzcü yüzünü bir kez daha teşhir etmek amacıyla sizinle paylaşıyoruz" dedi ve kadın örgütleri ile insan hakları kurumlarına harekete geçme çağrısı yaptı.