Denizli Ulaşım A.Ş.’de çalışan otobüs şoförlerinin sabrı taştı. Ortaya attıkları iddialarla Denizli gündemini sarsan otobüs şoförleri “Artık susmayacağız” dedi.
Denizli Ulaşım A.Ş’nin bugüne kadar bir çok şekilde gündeme gelen otobüs şoförleri son noktayı koydu. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve BELTAŞ döneminden oldukça memnun olduklarını ancak Turgut Özkan’ın göreve gelmesiyle birlikte vergi kaçakçılığından, el altından para kaçırmaya, haklarının yenmesinden, usulsüz para cezası uygulanmaya kadar bir çok olay yaşadıklarını ve artık susmayacaklarını belirten otobüs şoförleri yaptıkları yazılı açıklama ile çok büyük iddialar ortaya attılar.
Otobüs şoförlerinin yaptığı yazılı açıklama şu şekilde;
Bizler Denizli Ulaşım A.ş.'de çalışan otobüs şöförleri olarak bu güne kadar hep hakkımızdan, doğrudan, adaletten, eşitlikten, vatandaşlarımızdan ve belediyemizden yana olduk. Maalesef bizim bu düşüncelerimiz özellikle şu son bir yıl içinde defalarca boşa çıktı. Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Ulaşım A.ş.'nin otobüsleri devir aldığı temmuz 2014 yılından bu yana yaşanan onlarca hukuksuzluk, haksızlık, hırsızlık ve yolsuzluk olayına rağmen dimdik ayakta durmaya çalıştık. Ama geldiğimiz noktada artık bardak çoktan taşmıştır. Yıllardır otobüs işletmesinde çalışan ve geçen yıl sonunda istifa edip kaçan Halil Akyağcı yetmezmiş gibi Ulaşım A.ş.'nin başına getirilen genel müdür Turgut Özkan ve resmen bir piyon gibi durup da yaşanılanlara hiç bir müdahalede bulunmayan fakat rütbesi ve konumu Turgut Özkan'dan yüksek olan yönetim kurulu başkanı Mustafa Gonca'ya karşı tahammülümüz kalmadı. Bu nedenle Denizli halkının gerçekleri bilmesi ve burada olanlardan haberdar olması bir şekilde engellenen sayın belediye başkanımız Osman Zolan ile ilgili büyüklerimizin bunları görmesi amacıyla bu basın bildirisini sizlerle paylaşmaya karar verdik.
Konuya işin en başından başlamak istiyoruz. Bildiğiniz gibi otobüsler 2008 yılından 2013 yılı aralık ayına kadar Turex tarafından çalıştırıldı. İçimizde Turex döneminde ve öncesinden beri çalışan çok arkadaş var. Bu arkadaşlar o dönemde yaşanan ciddi sıkıntılar nedeniyle artık bardağın taştığını belediyenin de bu nedenle işletmeye noktayı koyduğunu belirtiyorlar. Zaten bunu da tüm Denizli halkımız iyi biliyor. İşletme bir gece operasyonuyla belediyenin şirketi Beltaş firmasına devir edilirken belediye başkanımız Osman Zolan bize bir söz verdi. Hiç bir hakkınızı kaybetmeyeceksiniz hepinizin hakkını fazlasıyla vereceğiz dedi. Bu bizim için büyük bir moral oldu. İlk 1-2 ay bazı sıkıntılar yaşasakta hızlı bir şekilde iyileşme adımları atıldı. Beltaş her zaman bizim yanımızda oldu ve bizi adam yerine koydu. Özellikle başımızdaki müdürlerimizle şirketin başkanı Mehmet Teke bizi hiç bir zaman hor görmedi her derdimizde yanımızda olup bizi her fırsatta dinledi. Müdürlerimiz gece yarısına kadar garajda olup bizlerle ilgilendi. Çoğu zaman sabah 5'de geldiğimizde onları yine garajda görüyorduk. Maaşlarımızda ve çalışma şartlarımızda iyileştirmeler yapıldı. Sorunlarımıza anlık ve pratik çözümler üretildi. İzin, fazla mesai gibi sosyal haklarımız düzene girdi. Yolcu sayımız ve ciromuz arttı. Öğrendiğimiz kadarıyla bu dönemdeki zarar aylık 100 bin liraya kadar düşmüş. Hakan müdürümüz ve Yasin bey 8 ay boyunca bir gün bile ara vermeden bizim yanımızda olup, bizim için yeni uygulamaları gerçekleştirdiler. Onlara gerçekten içten teşekkür ediyoruz. Bu gün onların yokluğunu hissediyoruz.
'Köle yerine koyulduk, aşağılandık'
Temmuz 2014 yılına geldiğimizde daha önceden kurulan Ulaşım A.ş. şirketi otobüsleri Beltaş'dan devir aldı. Şirketin başına önce Turgut Özkan getirildi. İlk bir kaç ay resmi olarak herhangi bir görevi bulunmayan ve şirketin çalışanı olmayan Pamukkale ve Büyükşehir belediye meclis üyesi, emekli, Denizli Yapı Denetim A.ş. Sahibi Turgut Özkan, daha geldiği ilk günden itibaren hepimizi köle yerine koyup her fırsatta aşağıladı. Bir gün olsun hiç birimize selam bile vermedi. Kısa bir zaman sonra şirketin başına Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekçi ile daha önceden yakın arkadaşlığı bulunan Mustafa Gonca getirildi. Kendisini tanımadığımız gibi, bir kaç toplantı dışında kendisini pek göremedik bile. Şirketin yönetim kurulu başkanı olan Mustafa Gonca bu güne kadar şirketle ilgili hiç bir müdahalede ve çalışmada bulunmadı. Belediye başkanımız Osman Zolan'ın çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyen Turgut Özkan genel müdürlüğe düşürüldü. O günlerde Hakan müdürümüze Yasin beye Mehmet Teke'ye Beltaşa ve Osman Başkanımıza cephe alan Turgut Özkan, Beltaş döneminden kalan idari ve işçi personeli onlara karşı cephe almamaları halinde kapının önüne koymakla tehdit etmeye başladı. Aynı günlerde önce Hakan müdürümüz sonra da Yasin bey görevlerini bıraktılar. Sadece Osman başkanımızın kuzeni olan Erdal bey görevinde kalabildi. Onlar işi bıraktıklarının ertesi günü Turgut Özkan, kendi adamı olan, Ak Parti Pamukkale ilçe yönetimindeki, Deliktaş eski cuma pazarında tostçuluk yapan ve ulaşım işiyle uzaktan yakından alakası olmayan Murat Altan isimli şahsı genel müdür yardımcısı olarak başımıza getirdi.
'BELTAŞ’ın adını anan defolup gitsin dendi'
Murat Altan'ın göreve başlamasıyla birlikte bir toplantı düzenleyen Turgut Özkan toplantıda bütün şoförlere Artık Beltaş yok, Beltaşın adını anacak olan varsa defolsun gitsin. Bazılarınız Osman Zolanla görüşüyormuş. O hainlere tek sözüm var beni Osman Zolana ispiyonlayacaksanız siz de hemen burayı terk edin çıkışınızı alın defolup gidin. Size çok sevdiğiniz Osman Zolan baksın. Osman Zolana beni şikayet etmeye çalışmayın, beni buraya o getirdi ben istediğim gibi çalışırım. Zolan belediye başkanı, o buraya karışamaz o başkanlığını yapsın. Bu saatten sonra bir daha onunla selamlaşanı bile görürsem başına gelecekleri kendi düşünsün dedi. Aynı toplantıda hakkını arayan 5 şöförle tartışmaya giren ve çok ağır sözler söyleyen Turgut Özkan, arkadaşlarımızı işten kovmakla tehdit ettim salondan dışarı attı. Toplantıdan sonra konuşmak için yanına giden arkadaşlarımızı odasından kovan Turgut Özkan aynı gün bu arkadaşlarımızın tazminatsız çıkışını verip mesai ortasında direksiyondan indirdi. Bu nedenle tüm arkadaşlarımız tek yumruk olup, haksızlıklara ve hırsızlıklara karşı ertesi gün kontak kapatma eylemi yapmak zorunda kaldık.
'Para cezası yedik'
Turgut Özkan'ın ilk icraati kendi yandaşlarına ve partililere 100 tane ücretsiz otobüs kartı dağıtmak oldu. Hakkımız olduğu halde personel yakını kartı bile vermeyen adam kendi yandaşlarını aylarca bedavaya taşıdı. Kendi köyü olan Kocadere'deki ilkokulun gezisi için 4 otobüsü ücretsiz olarak gönderdi. Bu da yetmezmiş gibi yıl sonunda başlattıkları dahice uygulama ile tam anlamıyla hırsızlığa başladı. Murat Altan ve şakşakçılarının kurduğu tuzaklar ile yolcunun sorduğu soruya bile cevap veren şoförlere 50-100-200 lira yasal olmayan cezalar uygulamaya başladılar. O günden beri devam eden bu haksızlıkla hemen hemen tüm şoförlerimizin maaşlarından aylık 500-600 hatta 1000 lira kesilmeye devam ediyor. Yapılan bu kesintiler avans olarak gösteriliyor ama hesabımıza yatırılmayıp resmi hiç bir belge olmadan doğrudan el altından toplanıyor. Bazı arkadaşlarımız bu cezalar yüzünden şirkete 3-4 maaş borçlandılar. Hiç maaş alamayan arkadaşlarımız var. Bir de şimdi Turgut Özkan gidip belediyeden sermaye istemiş. 18 aylık giderleri karşılamak için 9 milyon lira! Şimdi bu soruyu sayın basın mensuplarının huzurunda sormak istiyoruz. Şirketi Beltaştan devir aldığınız dönemde aylık 100 bin lira olan zarar, kiralarınızın bile kaldırılmasına rağmen nasıl olduda aylık 500 bin liraya çıktı? Bizim maaşlarımızdan kesilen toplamda aylık 100 bin liradan fazla kayıp para nereye gitti? Belediyeden aktarılacak 9 milyon liralık kaynağı nasıl yiyeceksiniz?
'5 liralık kartı 10 liraya sattılar'
Geçen yıl başlayan Denizli kart uygulamasının ilk aylarında satmamız için biz şoförlere içinde 1 biniş yüklü sivil kartlar verildi. Osman başkan basın açıklamasında bu kartların 5 liradan satılacağını söyledi. Ama bize kartlar dağıtılırken 10 liradan satmamız söylendi. Kartları 10 liradan satmaya başladık ama basın açıklamasını duyan yolcularla birbirimize girdik. Bu sorunlar nedeniyle bizlere çok defa tutanak tutulup maaşlarımızdan cezalar kesildi. Akşamları hesap görürken sattığımız kartlar için resmi olarak 5 lira üzerinden hesap görüldü, 10 liradan kalan 5 liralık farklar ise hiçbir belge olmadan el altından toplandı. Bu sorunu anlattığımız Turgut Özkan, Madem Osman Başkanınız 5 lira dedi söyleyin gelsin kendisi satsın. Ben bu çarkı 5 lirayla nasıl döndüreceğim dedi.
'Hakkımız çiğ çiğ yeniyor'
Yıl başına doğru yeni arabalar kiralayan Turgut Özkan kendine lüks makam aracı ve özel şoför tuttu. Her ne işi varsa şirkette üst düzey konumda inşaat mühendisi çalıştırmaya başladı. Bizlerin maaşlarına yapılacak yüzde 5 zammı çok gören genel müdür, kendine 5 bin lira, tostçuya da 3 bin lira maaş yazdı. Sürekli partinin etkinliklerinde, belediyede, iftarda, açılışta, yemeklerde gezen Turgut Özkan, görevinin başında durmadığı Ulaşım A.ş'den her ay 5 bin lira maaş almaya devam ediyor. Bizlerin ve Denizli halkının hakkını çiğ çiğ yemeye devam ediyor.
'Bizim de yolcuların da güvenliği yok'
Tam gün eziyetimiz devam ediyor. Göreve başladığında tam günü kaldırıp vardiya sistemi getireceğini vaat eden Turgut Özkan ve Murat Altan ikilisi tam günü kaldırmadığı gibi tam gün çalışan hat sayısını da artırdı. Bir çok arkadaşımız tuvalet ve yemek molası bile veremiyor. Haftalık 75-80 saat çalışma yapıyoruz. Sabah 6'da başlayan seferimiz gece 9'da bitiyor. Eve gittiğimizde saat 11 oluyor ve sabah 4'de kalkıp 5'de garajda oluyoruz. Bu şartlar altında bizimde yolcularımızın da diğer arabalarında hiç bir güvenliği yok. Zaten geçen yıl Bursa caddesindeki ölümlü kazada bu yüzden oldu. Birde o kazanın olduğu gün şirketin iş güvenliği anlaşması olmadığını öğrendik. Turgut Özkan, kankası Halil Akyağcı ile kendi adamlarına iş güvenliği işi vermek için daha önce yapılan hizmet alımını el altından iptal ettirmiş. Haberlerde çıkan eğitim falan da hep hikaye. Bu güne kadar hiç bir gerçek eğitim programı düzenlenmedi. Hepimiz Allaha emanet gidiyoruz. 30 otobüsün de ciddi arızaları var.
'Vergi kaçırıyorlar'
Son günlerde vatandaşlardan gelen şikayetlerden Ulaşım A.ş.'nin vergi kaçırdığını öğrendik. Şirketin kendi kart dolum noktalarında yazarkasa bulunmuyor. Vatandaşlardan dolum için alınan nakit paralar doğrudan hiç bir resmi belge olmadan kasaya alınıp el altından paylaşılıyor. Yazarkasa olmadığı için mali fiş kesilmiyor ve alınan paralar vergilendirilmeyip resmi muhasebe kayıtlarına girmiyor. Şirketin zarar etmesindeki en büyük nedenlerden biri de maalesef bu.
'Hakkımızı arayacağız'
Bizler burada kaderimize terk edilen Denizli Ulaşım A.ş. şöförleri olarak haklı davamıza aynı şekilde devam edeceğimizi halkımıza duyurmak istiyoruz. Bu sorunlarımızın çözülmemesi ve başımızdaki yiyicilerin değiştirilmemesi durumunda da kontak kapatma, iş yavaşlatma, grev gibi eylemlerimize devam edip, hakkımızı yasal ortamda gerek dava gerekse iş kanununun tanıdığı fiili eylemlerle aramaya devam edeceğiz.