Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay kararına göre, işten çıkarılan bir nakliye işçisi, iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle dava açtı. İşçi, kendisine ihbar tazminatı ödenmediğini ve fazla mesai alacaklarının da bulunduğunu belirtti.
Davalı şirket, işçiyi madencilik faaliyetleri kapsamında istihdam ettiğini, ancak bu faaliyetin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından askıya alındığını bildirdi. İş akdinin bu “zorunlu neden” nedeniyle feshedildiğini savunan şirket, işçinin ihbar tazminatına hak kazanmadığını ileri sürdü.
Ankara 60’ıncı İş Mahkemesi, davayı fazla mesai alacakları yönünden kabul ederken, ihbar tazminatı talebini reddetti. Karara karşı Adalet Bakanlığı, hükmün hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulundu.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin ihbar tazminatının reddine ilişkin kararını hatalı bularak bozdu. Daire, kararın gerekçesinde 4857 sayılı İş Kanunu’na atıf yaparak, zorlayıcı nedenlere dayalı fesihte önemli bir ayrımı vurguladı.
Yargıtay, işverenin haklı nedenle fesih hakkını kullanabilmesi için zorlayıcı nedenin işyerinde değil, işçinin çevresinde meydana gelmesi gerektiğini belirtti. Kararda, “İşyerinde meydana gelen zorlayıcı nedene dayanarak işveren, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemez. Bu nedenle davacı işçiye ihbar tazminatı ödenmesi gerekir. Mahkemenin aksi yöndeki hükmü hukuka aykırıdır” ifadelerine yer verildi.
