İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; “Kent Uzlaşısı” çerçevesinde İstanbul’un çeşitli ilçelerinde belediye başkan yardımcısı ve belediye meclis üyesi seçilen 10 siyasetçinin Halkların Demokratik Kongresi ile ilişkili oldukları gerekçesi ile bu sabah gözaltına alındığını açıklandı.
“Kent Uzlaşısı’nı suç gibi göstermeye çalışıyorlar”
HDK’den yapılan açıklamada, operasyonun siyasi bir amaç taşıdığı ve demokrasiye ağır bir darbe niteliğinde olduğu vurgulandı.
“Kent Uzlaşısı” kavramının suç unsuru gibi gösterilmeye çalışıldığı belirtilerek, şöyle dendi:
“Bir kenti var eden, yaşatan, gençleri, kadınları, işçileri, emekçileri, farklı inanç gruplarını, ekolojistleri ve adil bir yaşam mücadelesi veren tüm kesimleri kapsayan bir iradenin ‘suçlu yapı’ gibi gösterilmesi kabul edilemez.
Yargı erkinin, bağımsız karakterini hiçe sayarak, siyasi iktidarın bekası için halkın iradesini suç gibi göstermesi, son derece tehlikeli bir zemin yaratmaktadır. Yurttaşların seçimlerde sandığa yansıttığı iradenin, evrensel hukuk normlarıyla bağdaşmayan bir şekilde suça evrilmesi, asıl suçtur!”
“Seçim işbirliğini suç gibi göstermek tüm partileri yargılamaktır”
HDK, başlatılan bu operasyonla siyasi partilerin seçim dönemlerinde yaptığı işbirliklerinin suç gibi gösterilmeye çalışıldığını, bunun yalnızca HDK’ye yönelik değil, tüm siyasi partilere yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı:
“Bu operasyonla, iktidar partileri de dahil olmak üzere tüm siyasi partilerin seçim işbirlikleri bir yargı konusu haline getirilmek istenmektedir. Bu, demokrasiye açık bir darbedir ve kabul edilemez.
Muhalif kesimlere yönelik yürütülen operasyonlar, siyasi neticeler elde etme çabasının açık bir göstergesidir. Yargı, siyasi iktidarın sopası haline gelmiş, halkın iradesine karşı ilan edilmemiş bir olağanüstü hukuk dönemi inşa edilmiştir.”
Açıklamada, İstanbul merkezli yapılan birçok operasyon kapsamında HDK delegeliğinin suç unsuru gibi gösterildiği, bu nedenle siyasetçilerin, gazetecilerin ve baro yöneticilerinin gözaltına alındığı hatırlatıldı. HDK, bu operasyonları bir algı yönetimi olarak değerlendirerek şu mesajı verdi:
“Halkların Demokratik Kongresi; siyasi partileri, ekoloji ve yöre derneklerini, toplumsal mücadele yürüten platformları, kadınları, gençleri ve emekçileri kapsayan yasal ve meşru bir yapıdır.
HDK’yi kriminalize etmeye kimsenin gücü yetmez! Halkların toplumsal barış için dişiyle, tırnağıyla ördüğü, bedeller ödediği bu Kongre’ye suç atfetmek ne haddinizdir ne de üzerinize vazifedir!”
HDK, barış ve çözüm tartışmalarının gündemde olduğu bir dönemde, toplumsal barış için çalışan bir yapıya yönelik baskının kabul edilemez olduğunu belirterek, mücadelenin büyütüleceğini vurguladı:
“Bir yandan barış ve çözümden bahsedilirken, diğer yandan esas amacı toplumsal barışı sağlamak olan HDK’nin yargı eliyle baskılanması, iktidarın çelişkisini gözler önüne seriyor.
Tüm bu düşman zihniyetine, algı operasyonlarına ve hukuk kumpaslarına rağmen toplumsal barış ve adalet mücadelemizi daha da yükselteceğiz!”
Son olarak, halk iradesine ve demokrasiye karşı gerçekleştirilen bu operasyonlara teslim olunmayacağı belirtilerek, şu çağrı yapıldı:
“Ne yaparsanız yapın, Kongremiz halkların umudu olmaya, mücadelemiz daha da büyümeye devam edecek!”
Kent Uzlaşısı nedir ?
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) “Kent Uzlaşısı” stratejisi kapsamında, her bölgenin kendi dinamiklerine uygun olarak farklı siyasi partilerle veya toplumsal gruplarla işbirliği yapmayı öngörür.
u strateji, yerel yönetimlerde rant odaklı ve merkeziyetçi yaklaşımların yerine, halkın katılımına dayalı, şeffaf ve adil bir yönetim modelini teşvik etmeyi amaçlar.
Örneğin, İstanbul’un Esenyurt ilçesinde, DEM Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında “Kent Uzlaşısı” çerçevesinde bir işbirliği gerçekleştirilmiş ve ortak bir aday üzerinde anlaşıdı. Bu yaklaşım, yerel yönetimlerde daha demokratik ve katılımcı bir modelin oluşturulmasını hedefliyor.