Son 13 yılın yıkıcı sonuçları, Suriye’deki cihadist hareketlerin yarattığı mezhepçi ve şiddet dolu kaosun izlerini halen taşıyor. Bu süreçte birçok isim, kimlik ve görüntü değiştirerek yeniden şekillenen güç odakları, halkın yaşamını daha da zorlaştırmaktan öteye gidemedi. Bu aktörlerin başında yer alan Muhammed el-Colani,* geçmişte El-Nusra olarak bilinen yapının lideri olarak ortaya çıktı. İsmini değiştirse de ideolojisi değişmeyen Colani, bugün HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) lideri olarak sahnede yer alıyor.
İdlib’de şeriat yasalarına dayalı bir İslami emirlik kuran Colani, kadınların yaşam alanlarına müdahale edip eğitim, iş ve giyimi yasaklarla kontrol altına alırken; çiftçileri ve mülk sahiplerini ağır vergilerle zor durumda bıraktı. Yıllar içinde, kurduğu Kurtuluş Hükümeti eliyle binlerce muhalif genci cepheye sürerek veya tutuklayarak susturdu. Aynı zamanda, Ukraynalı, İngiliz, Fransız ve İsrailli subayların desteğiyle “Kızıl Bantlılar” olarak bilinen seçkin birlikleri eğittiği iddiaları, bu yapının bölgesel bir araç olarak nasıl kullanıldığını gözler önüne seriyor.
Colani’nin Rolü ve Çelişkiler
Colani’nin Türkiye’nin kontrolünde olduğu söylenen “gerginliği azaltma bölgeleri”nde, defalarca Türkiye’ye karşı başkaldırması ve ÖSO güçlerine saldırarak bölgelerini işgal etmesi, onun çelişkili duruşunu ortaya koyuyor. Filistin’deki işgalci rejime yıllardır sessiz kalan Colani, selefi ve tekfirci ideolojisi gereği, Suriye’deki ilerici, devrimci ve özgürlükçü Kürt güçlerini hedef aldı. Emperyalist projelerin taşeronu olarak adım adım uyguladığı politikalar, bölgedeki birçok kesimin tepkisini topladı.
Astana sürecini hiçe sayan Colani, Rusya ve İran’a karşı saldırılarını durdurmazken, Esad rejimini devirmekten başka bir hedef tanımadı. Türkiye ve Batı’nın koruyucu politikaları sayesinde güçlenen Colani, Kürtlere, İran’a ve Hizbullah’a karşı bir araç olarak kullanıldı. Bu süreçte, Gazze ve Lübnan’da siyasi hedeflerine ulaşamayan Netanyahu için, Suriye sahası yeni bir oyun alanı haline geldi. Colani, bu planın bir parçası olarak devreye sokuldu.
Küresel Aktörlerin ve Türkiye’nin Desteği
İdlib merkezli kalkışmalarda, Halep’e kadar uzanan cihadist saldırılar, Colani’nin bölgede nasıl bir güç kazandığını gösteriyor. Halep’te “kurtarıcı” bir figür olarak gösterilmesi, küresel ve bölgesel aktörlerin planlarını açıkça ortaya koyuyor. Colani artık bir terörist değil, Suriye’nin “siyasi muhalif gücü” olarak tanımlanıyor. Ancak bu tanım, selefi ve tekfirci grupların geçmişte yaptıkları mezhep temelli katliamları bilen Alevi, Hristiyan ve laik kesimler için derin bir korku ve endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
Türkiye, Colani’yi SMO (Suriye Milli Ordusu) ile müttefik “ılımlı bir muhalif” olarak tanımlarken, Halep’i Türk kenti olarak niteleyen açıklamaları, Türkiye’nin bu yapıya verdiği desteği gözler önüne seriyor. Resmi söylemlerde Suriye krizinin, Esad’ın Erdoğan ile barışmamasından kaynaklandığını öne sürmek, krizin gerçek nedenlerini gizleyen bir algı yönetimi olarak karşımıza çıkıyor.
Suriye Halklarının Çıkmazı
Baas rejiminin antidemokratik, baskıcı ve yolsuzluklarla dolu yapısı eleştirilebilir. Ancak bu eleştiriler, dış güçlerin Suriye’ye dayattığı ambargo ve yaptırımlarla meşru bir yıkım planı olarak kullanılmamalıdır. 13 yıldır süregelen dış müdahalelerle yıkılamayan Suriye, şimdi de Colani gibi figürlerle kaosa sürüklenmek isteniyor. Şeriatçı, mezhepçi bir projesi olan Colani ve müttefiklerinin Suriye halklarına barışçı, demokratik bir gelecek inşa etmesi mümkün değildir.
ABD ve İsrail, Filistin’de yapamadıklarını Suriye’de yapmaya çalışıyor. Ancak Colani ve benzeri taşeron güçlerle, Ortadoğu’da barış ve istikrar sağlanması bir hayalden öteye geçemez.
* SH’nin notu: Türkçe basında bu şeriatçı terörist çete başının adını Golani diye söyleyen ve yazanlar var. Karışıklığın sebebi şu: Biz Golan tepeleri denen yörenin adını, herhalde ve nedense, Mısır Arapçası’ndan almışız. Mısır Arapçası’nda “g” sesi ve harfi bu taraftaki “c“nin yerine geçer. Söz gelimi, bizim Cemal Abdülnasır diye bildiğimiz eski Mısır lideri Gamal Abdelnasser diye anılır ve yazılır. Suriye-Lübnan Arapçası’nda yörenin adı Colan, sözü edilen kişi de aslen oralı olduğu için lakabı Colanî’dir. Orijinal söyleyiş ve yazıma sadık kalınacacaksa doğrusu budur.