Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

    21 Mayıs 2025

    Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

    21 Mayıs 2025

    Ekmek yoksa çiçek de yok!

    21 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

      21 Mayıs 2025

      Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

      18 Mayıs 2025

      Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

      18 Mayıs 2025

      Gerilla’nın devletle bütünleşme örneği olarak Mujica ve Ortega

      17 Mayıs 2025

      Tarihi bir dönemeç: PKK’nin feshi ve barışın kapısı

      14 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

      21 Mayıs 2025

      Ekmek yoksa çiçek de yok!

      21 Mayıs 2025

      Sevr, Lozan ve paranoya

      21 Mayıs 2025

      Bir Türkiye hikâyesi olarak Golik: ‘Görülmüştür’ damgalı Kürtçe mizah dergisi, nasıl dava konusu oldu?

      21 Mayıs 2025

      Hâlâ buradayım, ya sen?

      20 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

      21 Mayıs 2025

      Bir Türkiye hikâyesi olarak Golik: ‘Görülmüştür’ damgalı Kürtçe mizah dergisi, nasıl dava konusu oldu?

      21 Mayıs 2025

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025

      “Çelişkilerden imkân üretmek…” – Ertuğrul Kürkçü

      1 Mart 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » IŞİD, BOP’un önemli bir öznesidir

    IŞİD, BOP’un önemli bir öznesidir

    Siyasi Haber14 Eylül 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Bereket Kar yazdı

    IŞİD’in nerede, nasıl doğduğu, hangi devletler tarafından desteklendiği, Musul işgaliyle neyi hedeflediği gibi konular üzerine çokça yazılıp çizildi. Bunlar yerine IŞİD’le, hakim emperyalist ve işbirlikçi güçlerin, bölge genelinde ne yapmak istediği, Suriye ve Irak’tan sonra başka alanlara açılma ihtimalinin var olup olmadığını değerlendireceğim. IŞİD’in Türkiye’yle bilinen ilişkilerinin taşıdığı riskler, savaş sonucu göç hareketleri ve daha önemlisi IŞİD’in, neyin ihtiyacı olarak var edildiği ve çatışmaların devam ettiği bir süreçte olası muhtemel gelişmeler üzerinde durmaya çalışacağım.

    IŞİD’in, Suriye ve Irak’taki varlığının esası etnik kimlik ya da inançsal bir talebin ihtiyacı olmaktan çok, emperyalist-siyonist ve işbirlikçi bölge yönetimlerinin örtüşen konjonktürel çıkarlarının bir ihtiyacı olarak ortaya çıktığı tespitinin gerçeğe en yakın tez olduğunu, gelişen süreçten de anlamak mümkündür.

    ABD’nin bölgedeki yaşamsal çıkarlarıyla, İsrail siyonizminin güvenliğini esas alan BOP’un, geçmiş on yıllara bakıldığında, tasarlanan zaman ve kolaylıkta ilerleyemediği görülebilir. Bunu, başta Filistin ve Lübnan direniş hareketlerinin, yanı sıra Suriye ve İran’ın, emperyalist Batı’yla uzlaşmayan tavırlarıyla açıklamak mümkündür. Arap Baharı’nı bir fırsat olarak değerlendiren ABD ve Batılı müttefikleri, BOP’u ilerletmenin tarihi fırsatını yakaladıklarını var sayarak, Afganistan’da Sovyetler’e karşı eğitip destek verdikleri El Kaide türünde İslami güçleri farklı isimler altında eğitip desteklemeye başlamışlardır. 2003’te Irak işgaline karşı Suriye topraklarını kullanarak, Saddam yönetimini savunan El Kaide, ABD işgaline rağmen Suriye’nin desteğiyle Irak Sünni İslam camiasında varlığını sürdürebilmiştir.

    Değişen roller, değişen destekçiler
    Sıra, Esad iktidarının yıkılmasına gelince, aynı El Kaide çeteleri Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’nin sponsorluğunda, Afganistan, Ürdün ve Tunus’tan getirtilen deneyimli kadrolarıyla, Suriye’de sahip oldukları ilişki ve güçlerine güç katarak, Esad iktidarına karşı savaşmayı benimsemişlerdir. Her biri farklı istihbarat birimine bağlı örgütlenen paramiliter İslami güçler arasındaki alan hakimiyeti ve iktidar çatışmalarıyla birlikte, Ebu Bekir El Bağdadi, El Kaide genel sorumlusu Zavahiri’ye karşı bayrak açarak, IŞİD’i kurduğunu ilan etti ve diğer ÖSO, Nusra ve muadili cihatçı örgütlere yönelik olarak, kendisine biat etmelerini, yoksa şeriat kuralları gereğince yok edileceklerini bildiren fetvasını yayınlamıştır.

    IŞİD’in, El Kaide’nin; Afganistan, Çeçenistan ve Irak gibi savaşlarda deneyim sahibi profesyonel kadrolara sahip olması, kısa sürede diğer İslami tugaylar nezdinde kendisini cazibe merkezi haline getirirken ABD ve İsrail nezdinde desteğe layık bir konuma yükseltmiştir. Hillary Clinton’ın yayınladığı kitabında, IŞİD kadrolarının İsrail’de eğitildiğini ve ABD’li yöneticilerle görüştüğünü ifşa etmesi, her ne kadar bilinenin ilanı olsa da, ABD’nin emperyalist çıkarları söz konusu olunca, ilişkide sınır tanımayacağının, yerine göre IŞİD’le veya başkasıyla da işbirliği yapacağının yeni bir somut kanıtıdır.

    Musul işgali ABD’nin operasyonu
    Suriye’de küçümsenmeyecek alanları işgal ettiği ve diğer tüm silahlı güçlerle çatıştığı bir sırada, Musul kentine yönelerek topyekun şehri ele geçirmesi, ne sahip olduğu yüksek savaş performansıyla ne de kontrol ettiği askeri güçle izah edilemez. Bunun tek izahı var: Bu, ABD ve müttefiklerinin Suriye’den sonra Irak’ı dizayn etme, Maliki yönetimini değiştirme, Barzani-Türkiye petrol anlaşmasında söz sahibi olma ve Saddam’ı yıkmakla mağdur edilen Sünni kitlesine yeni bir statü kazandırma operasyonudur.

    ABD’nin yeşil ışık yaktığı bu işgalin kararının Amman kentinde, Türkiye’nin bilgisi dahilinde gerçekleşen bir zirvede alındığı, işgalden sonra kamuoyuna yansımıştı. Uzun vadede BOP’a hizmet eden Musul işgali, daha şimdiden yarattığı sonuçlarla başta Irak olmak üzere, Suriye, Türkiye, Lübnan ve Filistin halklarının ciddi ve ağır bedeller ödemesine neden olmuştur. “Kimse, Türkiye’nin gücünü test etmeye kalkışmasın” diyen Davutoğlu’nun, 49 diplomatını rehin alarak, elçiliğini işgal eden örgütün ne olduğuna dair “IŞİD sizce bir terör örgütü müdür?’’ sorusuna, “Hayır o, yüzde 12’lik bir azınlık iktidarına karşı tepki hareketidir” cevabını veriyordu. Bu cevap, Irak ve Suriye’ye ilişkin mezhepçi yaklaşımı yansıtırken, aynı zamanda IŞİD’e ödenen bedelin ne denli ağır olduğunu gösteriyordu.

    AKP iktidarının politik iradesinin IŞİD tarafından rehin alındığının diğer kanıtları; Musul, Kerkük Türkmenlerinin göçü ve katline ilişkin suskunluk, Barzani’yle petrol anlaşmasının dondurulması, rehineler sorunundaki tepkisiz bekleyiş, Kerkük kentinin yeni statüsünün kabulü, kaçak sınır geçişlerinin devamı, göçmen sayısının iki milyona dayanması, Suriye sınırından petrol dahil her çeşit kaçakçılığa göz yumma ve daha ağırı, AB müttefiklerinin, “IŞİD’i büyüten asıl Türkiye’dir” iddiaları karşısında çaresiz ve suçlu pozisyonunda kalışıdır.

    IŞİD eliyle yaratılan “Yapıcı Kaos”
    Irak’ta Ezidilerin, Süryanilerin ve Türkmenlerin IŞİD tarafından katledilmesine ses çıkartmayan AKP yönetimi, Filistin’de, İsrail’in Gazze’yi bombalamasına karşı çığırtkanlık yaparak açığını ve ayrımcılığını kapatmaya çalışsa da bunun İsrail nezdinde ciddi bir karşılığının olmadığı, ateşkes görüşmelerinde ortaya çıkmıştır. İsrail, Türkiye yerine Mısır’ı muhatap alırken ABD’nin talimatlarına bağlı kalmıştır.

    Bölge halklarının bütününün başına sarılan IŞİD ve gölgesindeki Nusra, El Kaide, İslam Ordusu ve ÖSO gibi silahlı çetelerin Sünniliğe yaslanarak Şii, Alevi ve Hıristiyanlığı hedef almaları asla tesadüfi değildir. Bu, ABD eski Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice’ın, “Yapıcı Kaos” teorisine dayandırılan bir emperyalist stratejidir. Bugün itibariyle, ABD’nin IŞİD’i havadan vurması kimseyi aldatmamalıdır. IŞİD yalnızca Irak’ta, Suriye’de değil, artık Lübnan’da, Türkiye’de, Filistin, Ürdün, Libya ve Mısır’da farklı isimler altında vardır. Dolayısıyla kullanım tarihi, Irak ve Suriye’den öte, İsrail ve BOP’la ilgilidir. Görünen o ki bölgeyi istikrara, barış ve özgürlüğe taşımaya aday tüm devrimci, özgürlükçü, direnişçi güçlerin karşısına IŞİD ve versiyonları dikilerek kaos siyaseti sürdürülecektir.

    Karamsarlığa yer yok. Rojava’da, Şengal’de, Ninova’da Kürt halkının ve özgürlükçü güçlerin; Filistin halkının ve Lübnan direniş güçlerinin, silahlı köktenci cihatçılarla emperyalist ve Siyonistlerin ittifakına meydan okuyan direnişleri, tüm bölge halklarının umudu ve geleceğidir.
    20.8.2014

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025

    Bahçeli’nin ‘totaliter’ fantezileri

    3 Nisan 2025

    RTÜK Başkanı Şahin’den ‘boykot’ açıklaması: Destek veren kanallar takip edilip gereği yapılacak

    2 Nisan 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Siyasi Haber

    Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

    Tolga Güney

    Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

    Burak İmrek

    Gerilla’nın devletle bütünleşme örneği olarak Mujica ve Ortega

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Siyasi Haber

    Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

    Kıvanç Eliaçık

    Ekmek yoksa çiçek de yok!

    Doğan Durgun

    Sevr, Lozan ve paranoya

    Siyasi Haber

    Bir Türkiye hikâyesi olarak Golik: ‘Görülmüştür’ damgalı Kürtçe mizah dergisi, nasıl dava konusu oldu?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.