Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini

    9 Mayıs 2025

    Kahtalı Mıçe’nin anısına…

    9 Mayıs 2025

    İsrail’in Gazze için nihai planı şekilleniyor

    9 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Hrant, Sırrı ve Selo

      8 Mayıs 2025

      Üç fidan, bir ülke: Direniş hiç bitmedi

      6 Mayıs 2025

      “Kalbinizde barışa bir yer açın”

      4 Mayıs 2025

      Kriz, emperyalist savaş ve devrim

      3 Mayıs 2025

      1 Mayıs Öncesi Baskınlar Ve Korkak Devlet

      30 Nisan 2025
    • Seçtiklerimiz

      Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini

      9 Mayıs 2025

      Kahtalı Mıçe’nin anısına…

      9 Mayıs 2025

      İsrail’in Gazze için nihai planı şekilleniyor

      9 Mayıs 2025

      Sahi, Nazileri kim mağlup etmişti?

      9 Mayıs 2025

      8 Mayıs Zafer Günü

      9 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025

      “Çelişkilerden imkân üretmek…” – Ertuğrul Kürkçü

      1 Mart 2025

      Kuzey Kore efsaneleri: Bir akıl dışı çılgınlıklar ülkesi mi? – Kavel Alpaslan

      26 Şubat 2025

      Suriye’de Aleviler hedef tahtasında: Tehcir, işkence, katliam* – Hamide Rencüs

      25 Şubat 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Günah emeklinin sırtına nasıl yıkıldı?

    Günah emeklinin sırtına nasıl yıkıldı?

    Ozan Gündoğdu BirGün Gazetesi için yazdı: Erdoğan emekliye “Paramız size zam yapmaya yetmiyor” dedi. Hazine’deki Mülkiyeli uzmanları aradım, durum neydi? Pek çoğu vicdan azabı çekiyor. Çünkü vicdanlı hiç kimse açlığa mahkûm emekliye ‘paramız bitti’ demez
    Siyasi Haber9 Mart 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Erdoğan, salı günü Kabine toplantısının ardından emekliye özetle “Paramız size zam yapmaya yetmiyor” dedi. Bunun üzerine Hazine’de çalışan, aynı okuldan mezun olduğum, Mülkiyeli uzmanları aradım. Para gerçekten yok muydu? Hazine’de durum neydi? Gelen cevapların bir kısmı kamu maliyesinden anlayan insanların vicdanlarının ne kadar kanadığını gösteriyordu. Konuştuğum uzmanların neden bu kadar üzgün olduğunu anlamak için temel düzeyde kamu maliyesi bilgisine ihtiyacımız var.

    Türkiye ekonomisi son beş yıldır, iktisat öğrencilerine ders niteliğinde bir laboratuvar sunuyor. Enflasyona rağmen belirlenen düşük faizle varlık fiyatları şişerken, mülk sahipleri görülmemiş oranda zenginleşiyor. Aynı esnada sabit gelirli emek sahipleri yaratılan enflasyon nedeniyle alım güçlerini kaybediyor. Peki tüm bu esnada kamu maliyesinde neler yaşanıyor? Devlet, zenginleşiyor mu, yoksa yoksullaşıyor mu?

    Bu soruya cevap ararken çeşitli verilere bakılabilir. Fakat söz konusu faiz-enflasyon ilişkisinde Hazine’nin gelirleri ise, devlet borçlarına mercek tutmak faydalı olacaktır. Çünkü devletin zorla elde ettiği vergi, harç, para cezaları gibi gelirlerden farklı olarak devlet borçları zorla elde edilmez, gönüllülük esasına dayanır. Başka bir ifadeyle devlet zorla borç toplamaz, aksi halde topladığı şeyin adı borç değil vergi olur. Topladığı zorunlu borç da gelecek dönemdeki faizleri artırır.

    Devlet borçlanması, borç verenin rızasına dayalı bir gelir türüyse, demek ki bu rızayı oluşturacak karşılık da sunulmak zorundadır. Bu karşılığın adı da borcun faizidir. Fakat, enflasyonun çok altında bir faiz piyasaya dayatılırsa, devlet bütçe açığının finansmanı için nasıl borç toplayacaktır? Yüzde 80’lere varan bir enflasyon oracıkta dururken, yüzde 15 ile borçlanma ihalesi açılsa, bu ihaleye kim, neden girecektir? Düşük faiz ortamında, nakit parayı dövizde, KKM’de, borsada ya da varlık alımlarında kullanmak varken, neden düşük faizli devlet tahvilleri alınsın?

    Bu sorular 2018’den başlamak üzere, kamu maliyesinin öncelikli sorunlarını oluşturdu. Faizleri baskılayıp piyasaya ucuz kredi pompalanırken, ekonomik büyümenin tadını çıkaran devlet, bu sefer bütçe açığının finansmanı için borç bulmakta zorlanmaya başladı. Bu ablukada, günahsız çözüm bulunamadı.

    Temel günah nedir?

    Devlet borçlanmasında kamu maliyesinin belli ilkeleri bulunuyor. Bu ilkelerin başında iç borçların yerli para cinsinden edinilmesi gelir. Hatta buna “borçlanmanın altın kuralı” denir. Bu kuralın ihlaline de “Temel Günah” adı veriliyor. Kuralın mantığı çok basittir. Kendi kontrolünde olmayan bir para birimiyle borçlanılmamalıdır. Bu başkasının kanatlarıyla uçmaya benzer. Bu günah, hazineleri batırabilir. Peki bizim Hazine günahkâr mıdır?

    2017’nin Eylül ayına kadar Hazine’nin iç piyasaya tek bir kuruş döviz borcu bulunmuyordu. Bu tarihe dek, Hazine’nin günahı yok. Bu tarihte Hazine’nin döviz cinsinden 319 milyar 376 milyon TL borcu bulunuyor ve bu borcun tümü dış borçlardan oluşuyordu. Hazine’nin iç piyasaya olan 523 milyar 510 milyon TL’lik borcun tümü Türk Lirası cinsindendi ve olması gereken de buydu. Öyle ya da böyle, türlü yanlışlıklar yapılmış olsa da 2017’nin Ekim ayına dek, temel günah işlenmemişti. O tarihe kadar Hazine’nin iç piyasaya tek bir kör kuruş döviz borcu yoktu.

    İlk günah 2017’de işlendi

    Fakat düşük faiz baskısı Hazine’nin içeriden TL cinsinden borç bulmasını engelliyordu. İşte bu ortamda ilk günah 2017 Ekim’de işlendi. O ay, Hazine, tarihinde ilk kez, mevzuata da aykırı olarak iç piyasadan döviz cinsinden 237 milyon TL’lik borçlandı. Çok küçük bir tutar gibi görünse de, ilk günah artık işlenmişti. İhaleye talep yağdı. Devlet garantili döviz alacağı için bankalar sıraya girdi.

    Hazine de bu günahının tadını çıkardı. Borçlanma sorunu çözülmüştü. Faizler düşükse, iç piyasadan TL cinsinden borç bulanamıyorsa o halde döviz cinsinden borçlanılabilirdi.

    Böylece geldik, 2018 yılının Haziran ayına… Türk Tipi Başkanlık Sistemi yetkileriyle donanmış Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk ayında, Hazine’nin iç piyasada döviz cinsinden borcu 735 milyon TL’yi bulmuştu. Bu tutar, toplam borç stoku içinde önemsiz bir değere sahipti. O tarih için Hazine’nin her on bin liralık borcunun sadece 7 lirası, iç piyasadan edinilen döviz cinsinden borçlardı. On binde 7…

    Bu kadar küçük tutarda olması kimsenin tepkisini de çekmiyordu. Fakat dedik ya, Hazine kolay borcun yolunu bulmuş, temel günahın tadına bakmıştı. O yılın sonunda yani 2018 Aralık’ta döviz cinsinden iç borç tutarı 5 milyar 865 milyon TL’ye çıkacaktı. Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nin ilk 6 ayında iç piyasaya döviz cinsinden borç 8 katına çıkmıştı. Çünkü hem döviz yükseliyor hem de döviz cinsinden borç ihaleleri açılıyordu.

    Filmi 1 yıl ileri saralım. 2018 Aralık ayında 5,9 milyar TL olan döviz cinsinden iç borçlar 2019 Aralık ayında 86 milyar TL’ye ulaştı. 1 yıllık artış yüzde 1400’ü geçmişti. 2020’nin Aralık ayında aynı tutar 266 milyar TL’ye çıktı. 2021 Aralık ayında 388 milyar TL’ye, 2022 Aralık ayında 513 milyar TL’ye çıktı.

    Günaha batan hazine

    “Düşük faizle TL cinsinden borç bulunamıyorsa o halde döviz cinsinden borçlanalım” diyerek kamu maliyesinin en temel günahını alışkanlık haline getiren Hazine, bataktan çıkamıyordu. Zira borç dövize endeksli olduğu için döviz kuruyla birlikte borç da artıyor, borç arttıkça faiz ödemeleri Hazine’yi zorluyor, faiz ödemelerinin döndürmek isteyen Hazine, iç piyasadan yine döviz borcu ediniyor, fakat döviz kuru dur durak bilmeden yükseldikçe bir fasit daire oluşuyordu.

    2023’ün Aralık ayına geldiğimizde Hazine’nin iç piyasaya 800 milyar TL değerinde döviz borcu bulunuyordu. 2018’de her 10 bin liralık borcun sadece 7 liralık kısmı döviz cinsinden iç borçlardan oluşurken, bugün Hazine’nin her 10 bin liralık borcunun 1200 lirası döviz cinsinden iç borçlardan oluşuyor. Buna yine döviz cinsinden olan dış borçları da eklersek tablo trajik bir boyut kazanıyor.

    Bugün Hazine’nin her 10 bin liralık borcunun 1200 lirası iç piyasaya döviz borcu, 5200 lirası dış piyasada döviz borcu. Yani her 10 bin liralık borcunun 6400 lirası döviz cinsinden.

    Bu günahı bile isteye işleyen Hazine uzmanları bugün vicdan azabı çekiyor. Bir kısmı sınıf arkadaşım olan, yurtsever insanlar işledikleri suçun bedelini halk kesimlerinin ödemesinden muzdarip. Kimi bizim suçumuz yok, bize verilen emri uyguladık diyorlar. Kimi ise daha vicdanlı, istifa etmeliydik diyorlar. Çünkü günahlarının bedelinin ne olduğunu biliyorlar. Fakat Erdoğan ya bu günahların sonuçlarından habersiz ya da vicdanı Hazine uzmanları kadar güçlü değil, daha acımasız. Çünkü bir miktar vicdanı olan hiç kimse bu günaha ortak olduktan sonra açlığa mahkûm edilmiş emekliye “paramız bitti” demez, dememelidir.

    Siz devletsiniz! Ya günah işlemeyeceksiniz ya da emekliyi açlığa mahkûm etmeyeceksiniz.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini

    9 Mayıs 2025

    Kahtalı Mıçe’nin anısına…

    9 Mayıs 2025

    İsrail’in Gazze için nihai planı şekilleniyor

    9 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mustafa Şener

    Hrant, Sırrı ve Selo

    Mehmet Murat Yıldırım

    Üç fidan, bir ülke: Direniş hiç bitmedi

    Ahmet Saymadi

    “Kalbinizde barışa bir yer açın”

    Mehmet Özgen

    Kriz, emperyalist savaş ve devrim

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Hasan Bülent Kahraman

    Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini

    Sırrı Süreyya Önder

    Kahtalı Mıçe’nin anısına…

    Avi Haligua

    İsrail’in Gazze için nihai planı şekilleniyor

    Kavel Alpaslan

    Sahi, Nazileri kim mağlup etmişti?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.