Hanifi Zengin ve Emircan Zengin adlı 2 kardeş, iş istemek için gittikleri Erzurum Büyükşehir Belediyesinde güvenlikler tarafından darbedildiklerini söyledi.
Erzurum Büyükşehir Belediyesine iş istemek için giden Hanifi Zengin ve Emircan Zengin adlı 2 kardeş, güvenlik görevlileri tarafından darbedildiklerini söyledi. Hanifi Zengin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Belediye halkın yeridir. Halk gidip derdini anlatacak, başkanlar dinleyecek’ diyor. Ama biz darbedildik” diyerek duruma tepki gösterdi.
14 Kasım’da belediyeye iş istemek için giden Hanifi Zengin, özel güvenlik görevlileri tarafından içeri alınmadığını, bunu üzerine belediyeyi şikayet etmek için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezini (CİMER) aradığını, CİMER’den yetkililerin kendisine “Belediye ekmek aranacak ve işçi alımı yapılacak yer değil” dediklerini belirtti. Zengin, 21 Kasım’da ise annesi ve kardeşleriyle belediyede düzenlenen halk toplantısına katılmak için gittiğini ancak güvenlik görevlilerinin “belediye başkanının talimatı ile kendilerini içeri almayacaklarını” söylediklerini aktardı. Zengin, yaşanan duruma tepki gösterdiklerini ve bunun için darbedildiklerini ve kardeşi Emircan Zengin’in kolunda kırık oluştuğunu söyledi.
‘Halk gücü diyorlar, halkı dövüyorlar'
Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in talimatı ile özel güvenlik tarafından engellendiklerini ileri süren Zengin, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e derdimizi anlatıp bir iş istemek için gittik. Kardeşim hasta kemoterapi tedavisi görüyor ve yaşadığımız ev onun sağlığı için hiç uygun değil. Bundan dolayı daha iyi bir ev ortamında yaşaması gerekiyor. Ben de bunun için belediye iş istemeye gittim. Tam içeri girerken güvenlikçiler bizim içeri girmemizin yasak olduğunu söyledi. Kardeşim de ‘Bizim içeri girip Mehmet Sekmen’e derdimizi anlatmamız gerekiyor’ dedi. Tam o sırada bir güvenlikçi, kardeşimin üzerine yürüyerek annemin gözü önünde hakaret etmeye başladı. Sonrada bizi dışarı çıkarıp dövmeye başladılar. Kardeşimin kolu kırıldı. Biz iş istemeye derdimizi anlatmaya gittik, dayak yedik. Halk günü diyorlar halkı dövüyorlar.”
‘Biz suçlu olsak ipe götürürler'
Zengin, olay sonrası belediyeye gelen polisler tarafından kent merkezde bulunan Gürcükapı Polis Karakoluna götürüldüklerini ve burada polislerin kedilerini belediyeyi basmakla suçladığını iddia etti. Karakola güvenlik amiri geldiği zaman polislerin tavrının daha da değiştiğini dile getiren Zengin, karakolda yaşananları ise “Güvenlik amiri gelince tüm polis amirleri el pençe oldu. Güvenlik amiri orada görgü tanığı olan hanımefendiye dönerek ‘Sen çok abartıyorsun, senin burada ne işin var? Çık git’ dedi. Hanımefendi de, ‘Ben üzerime düşen insanlık görevimi yerine getireceğim, ne gördüysem onları anlatacağım’ dedi. Bugüne kadar daha bir tane sabıkamız yok. Biz suçlu olsak ipe götürürler ama suçlu onlar olunca adalet diye bir şey kalmıyor. Biz iş istemeye gittik, dayak yedik. Erzurum’a gelen Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok’a ulaşıp derdimi söyledim, onun yanında da AKP’li belediye meclis üyesi Murat Yavuz vardı. Murat Yavuz, o zaman bana ‘sen belediyeye gel, biz sana yardımcı oluruz’ dedi. Ben belediyeye gittim. Murat Yavuz'un bana bir küfür etmediği kaldı. Bir tanıdığımız, torpilimiz yok diye işe giremiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Belediye halkın yeridir. Halk gidip derdini anlatacak, başkanlar dinleyecek’ diyor. Ama biz halk olarak gittiğimizde belediyecilik olarak halkı dövüyorlar. Belediyeye gelin diye bizi kandırıyorlar, biz gidince de darbediliyoruz” diye anlattı.
‘Ben de bu ülkenin yurttaşıyım'
Bir deprem olsa yaşadıkları evlerinin başlarına yıkılacağını vurgulayan Emircan Zengin ise, kimsenin kendilerine iş vermediğini ve mecbur kaldıkları için belediyede abisi için iş istemeye gittiklerini belirtti. Zengin, “İçeri giriş kartı verdim. Bana içeri girmemin yasak olduğunu söylediler. Ben de bu ülkenin yurttaşı olduğumu ve içeri girmem gerektiğini söyledim. Orada bir güvenlikçi annemin yanında bana küfür etmeye başladı. Sonra da beni dışarı çıkarıp darp etmeye başladılar. Hiç kimse araya girip ayırmadı. Herkes camlarda izliyordu. Annem ‘Allah rızası için, polisi çağırın’ diye bağırmaya başladı. Daha sonra polis geldi. Belediyede 21 Kasım Perşembe günü, 11.20 ile 11.50 saatleri arasındaki kamera kayıtlarında da her şey mevcut” diye belirtti.
(MA)