Ilısu Barajıyla beraber yapılan 11 baraj ”Sınır güvenliği” gerekçesiyle yapıldı. Bu barajlar bir nevi: Güvenlik Barajı. Devlet Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmek yerine, güvenlik barajlarıyla Dicle Vadisi’ni yok etmeyi ve binlerce yıllık tarihi sular altına gömmeyi tercih etti.
12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’i, suları altında bırakması planlanan ve 50 yıllık ömre sahip olan Ilısu Barajı’nda 10 Haziran’da su tutulmaya başlanacak. Ekoloji hareketlerinin Hasankeyf’in sular altında kalmaması için yaptıkları çağrıya sanatçılardan ve aydınlardan destek gelmeye devam ediyor.
Ancak DSİ çağrılara kulak asmadan baraj çalışmalarına devam ediyor.
Barajlar neden yapılıyor?
Ilısu Barajı projesinde orta seviyedeki DSİ ve diğer devlet görevlileri 2005 ile 2008 arası halka açık bazı toplantılarda, barajın güvenlik politikası anlamında ek bir faydasından bahsettiler. Şırnak ve Hakkari’de inşa edilen barajlar bizzat hükümet yetkilileri tarafından defalarca “güvenlik barajları” olarak adlandırıldı.
Güvenlik barajları DSİ tarafından yapılsa da barajların yapılmasına dair talimat Genelkurmay Başkanlığı’ndan geliyor. Dolayısıyla bu barajların esas işlevi enerji üretmek ve ekonomik fayda sağlamak değil.
Güvenlik barajı sayısı 11’dir. On bir güvenlik barajı 380 km civarı uzunluğundaki Türkiye-Irak sınırından PKK’lilerin geçişlerini askeri mühimmat taşımalarını engelleme amacı taşımaktadır.
Barajların yapıldığı sınır bölgelerine detaylı bakılınca, tüm sınır bölgesinin etkileneceği ve sınırda bulunan bütün vadilerin, su basılması yöntemiyle, tamamen baraj gölleriyle doldurulması anlamına gelmektedir. Güvenlik barajların hepsi dolgu baraj şeklinde inşa edilmekte ve gövde yükseklikleri 35 ile 80 metre arasında değişmektedir.
Barajların kurulduğu bölgeler çatışmaların en fazla yaşandığı yerlerdir. Devletin asıl hedefi PKK’nin gücünü sınırlamaktır. PKK’nin akarsu vadilerini 'sızmak' amacıyla kullandığı çokça söylenmiştir. Irak sınırlarından Türkiye’ye girişlerin olduğu bu şeridin birden fazla noktada baraj ve bunun akabinde baraj gölleriyle kapatılabilir olduğu devlet yetkililerince düşünülmüştür.
Bu göllerin gece ve gündüz boyunca dağ ve tepelere inşa edilecek Kalekollarla gözetlenmesi planlanmaktadır. Su altı ise termal kameralarla gözetlenecek. Baraj gölleriyle PKK tarafından kullanılan mağara ve sığınaklar da suyla doldurulacak.
Devlet Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmek yerine, güvenlik barajlarıyla Dicle Vadisi’ni yok etmeyi, binlerce yıllık tarihi sular altına gömmeyi tercih etti.
***
Güvenlik Barajlarına dair Hasankeyfi Yaşatma Girişimi üyesi Ercan Ayboğa'nın 2013 tarihli raporuna buradan ulaşabilisiniz:
https://www.suhakki.org/wp-content/uploads/2013/11/GuvenlikBarajlari_Eyl-2013.pdf