Son çıkan KHK ile ihraç edilen Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, ihraç edilmeyi beklemediğini söyleyerek, “Ömrüm darbelere, cemaatlere karşı mücadeleyle geçti” dedi.
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayımlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen 330 akademisyen arasında bulunan Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Adana Barosu tarafından düzenlenen bir panele katıldı. Kaboğlu, ihraç kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Darbe girişimi sonrası OHAL ilan edildiğini hatırlatan Kaboğlu, “Bununla Türkiye’de yapılan darbe girişiminin faillerinin cezalandırılması ve darbe girişiminin kalıntılarının temizlenmesi amaçlanıyordu. Bu çerçevede çok sayıda KHK çıkarıldı. Bu KHK’ler darbe girişimi ve suçlularının çerçevesinin çok dışına çıktı” diye konuştu.
‘Anayasal düzene aykırı’
KHK’lerin anayasallığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uygunluğu sorunu bulunduğunu sözlerine ekleyen Kaboğlu, şöyle devam etti: “Darbe girişimiyle ilgisiz çok uygulama yapıldı. Bu uygulamalardan biri üniversitelere yönelik kıyım harekatı oldu. Bu da onlardan biridir. Türkiye’de sadece bilim yapan, uluslararası alanda bilim üzerine emek harcayan ve kendi alanlarından çok iddialı olan, bunlardan biri de benim, bu kişilerin bu şekilde, anayasaya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir biçimde bir yaptırım uygulanması kesinlikle kabul edilemez. Bunlar anayasal düzene aykırıdır. Büyük bir yanlış yapılmıştır. Umuyorum ki, bu yanlıştan yargı süreçleri beklenmeksizin hükümetin kendisinin vazgeçmesi, dönmesi, bu yanlışı görmesi ve Türkiye’yi daha fazla yanlışlar zincirinde krize sürüklenmekten alıkoyar.”
'İhraç edilmeyi beklemiyordum'
İhraçla ilgili kendisine bir gerekçe sunulmadığını vurgulayan Kaboğlu, şöyle dedi: “İhraç edilmeyi beklemiyordum. Çünkü suçlu biri değilim. Ben ömrü darbelere karşı, cemaatlere karşı mücadeleyle geçen, bütün yazdıklarım, konuştuklarım hepsi hukuk ve hukuk devleti için oldu. Demokrasi, insan hakları için oldu. Adana’ya geliş nedenim de anayasadır. Türkiye’nin mutlu, barışçıl geleceği içindir. Benim hesap veremeyeceğim hiçbir mercii yoktur. Kesinlikle bu yanlıştır, büyük bir ayıptır. Bunu İbrahim Kaboğlu sorunu olarak yapmıyorum. Buna maruz kalan meslektaşlarımın hiç birisi bunu hak etmiyor."
Emekli olmayı reddetmiş, direnme kararı almıştı
İbrahim Kaboğlu, “Bu ortamda Anayasa yapılamaz” diyen Önce Demokrasi Girişimi’nin kurulmasına öncülük etmiş ve il il Anayasa tartışmaları örgütlemişti.
İçeriği halktan saklanan Anayasa değişikliğinin, Meclis’ten zorla geçirilmesi üzerine Anayasa değişikliği hakkında teknik ve bilimsel rapor hazırlanmasında yer alan Kaboğlu 14 Ocak’ta Şişli Kent Kültür Merkezi’nde raporun açıklandığı etkinlikte bu Anayasa değişikliğinin Tanzimat’tan bu yana en büyük kırılmayı temsil ettiğini belirtmişti.
İbrahim Kaboğlu emekliliği geldiği halde emekli olmamıştı. Açılan soruşturmalara üniversitede direnme kararı almıştı.