Silvan’da ‘özyönetim’ ilanından sonra başlayan direnişi haberleştiren gazeteci Ferhat Parlak hakkında açılan davanın ilk duruşmasında Suruç’taki IŞİD saldırısını kınadığı için PKK propagandası suçlaması yöneltildi.
Gazeteci Ferhat Parlak hakkında hazırlanan 4 sayfalık iddianamede yöneltilen suçlamalarda Silvan'daki direnişi haberleştirdiği, çektiği fotoğraflar, yazdığı kitap, yayınlanmamış yazıları, sosyal medya paylaşımları ile 22 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD saldırısı sonucu 34 kişinin yaşamını yitirmesini kınadığı için PKK propagandasından yargılanan Parlak’ın ilk duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
İlk duruşmada “örgüt üyeliği ve örgüt propagandası” suçlaması yöneltilen Ferhat Parlak, karara yönelik şunları söyledi:
Türkiye’deki adalet tam bir hukuk garabeti. Hakkımda açılan davanın iddianamesini nereden tutarsanız elinizde kalır. Bana yöneltilen bütün suçlamalar tamamen gazetecilik faaliyetinden ibarettir. Sarı basın kartım olmadığı için örgüt militanı sayıldım. 22 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD’in Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde katlettiği 34 kişi için yazdığım kınama mesajımı PKK’nin örgüt propagandası olarak sayılması beni hayrete düşürdü. Bu ülkede artık IŞİD’i dahi kınamak suç haline geldi. Başka bir suçlama ise haber için fotoğraf çekerken YDG-H’lılar sana neden poz verdi suçlaması. Silvan Barajı’nın doğaya, ekolojiye verdiği zararla ilgili hazırladığım ve henüz yayınlanmamış 7 sayfalık araştırma yazım dahi örgüt faaliyeti olarak değerlendirildi. Barajın doğaya verdiği zararlarla ilgili yazı ‘devletin yaptığı projeleri halkın gözünde kötülemeye çalışmak’ denilmiş. Bu ülke öyle bir hal aldı ki kurdu, kuşu, havayı, suyu ve ormanları dahi savunmak yasak ve suç oldu. Vatandaşın demokratik tepki olarak tencere-tava çalmasını haber yaptığım için örgüt propagandası sayıldı. Kırsal alanda asker ve PKK’liler arasında yaşanan çatışma sonucu çıkan orman yangınlarını haber yaptığım için de suçlanıyorum. Silvan’daki çatışmaları haber yapmamın haber değeri olmadığı, asker, polis, PKK’li ve sivillerin ölmemesi için canlı kalkan olan yüzlerce sivilin PKK’li oldukları suçlaması iddianamede geçiyor. Rahmetli babamın 33 yıllık gazete arşivi ve benim 12 yıllık gazete arşivlerim ile Abdullah Öcalan’ın kitapları örgüt üyeliği için delil olarak sayıldı.
Benim yaptığım işe gazetecilik denilir
Gazeteci Ferhat Parlak’ın açıklamasının devamında şunları söyledi:
Gazetecilik yaşantım boyunca birçok defa hakkımda soruşturma ve dava açıldı. İlk defa böyle bir davayla karşılaştığımı söyleyebilirim. Benim yaptığım işe gazetecilik denilir. Demokratik ülkelerde çatışma esnasında görüntü alıp haber yapan gazetecilere ödül verilir. Fakat bu ülkede görevini başarıyla yapan gazetecilere ise, ödül olarak ya cezaevi yolu gösterilir ya da kör bir kurşuna gider. Benim yaptığım haberler yapılan hatalara karşı samimi uyarılar ve eleştirilerdi.
Bu ülkede bir mesleği suç ilan ettiler. Tarafsız bir gazeteci olarak benim yapacağım daha fazla demokrasi için gerçeğin peşine düşmek ve bu gerçekleri halka sunmaktır. Her ne kadar devletin “terörle mücadele” diyerek savaştığı bir örgüt olsa da bu kamuoyunun bilme hakkını engelleyemez. Toplumun bilme hakkını bir gazeteci olarak yerine getirdim.