Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından cuma günleri, Cuma Namazı öncesinde okunmak üzere yayınlanan Cuma Hutbesi’nde dikkat çeken cümleler yer aldı. Hutbede, ‘‘Her türlü israftan, kamu malını çarçur etmekten kaçınalım, gıybetten iftiradan; yalandan sahtecilikten kaçınalım. Yeter ki, hak benim, hakikat yalnız benim elimdedir demeyelim.’’ denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından cuma günleri, Cuma Namazı öncesinde okunmak üzere yayınlanan Cuma Hutbesi’nde dikkat çeken cümleler yer aldı. Hutbede, ‘‘Her türlü israftan, kamu malını çarçur etmekten kaçınalım, gıybetten iftiradan; yalandan sahtecilikten kaçınalım. Yeter ki, hak benim, hakikat yalnız benim elimdedir demeyelim.’’ denildi.
Sosyal medya kullanıcıları bu hutbeden sonra hükümetin Diyanet İşleri’nde görev değişikliklerine gideceğini, hükümetin ‘‘Diyanet’e paraleller sızdı’’ diye karalama kampanyası başlatacağını da yazdı.
Hutbede dikkat çeken bölüm şöyle:
‘‘Çevremize karşı hak ehli olmak, onlara karşı şefkat, merhamet, insaf ve adaletle davranmaktır. Dili, ırkı, mezhep ve meşrebine bakmaksızın hiç kimsenin can, mal, onur ve haysiyetine dil uzatmamaktır. Dünyanın sadece bize değil, bizim dışımızdakilere de ait olduğunu unutmamaktır.
Kardeşlerim! Her türlü israftan kamu malını çarçur etmeye; kumardan gaspa; dolandırıcılıktan hırsızlığa; aldatmadan hileye; karaborsacılıktan haksız kazanca; gıybetten iftiraya; yalandan sahteciliğe; cinayetten şiddet ve teröre, İslam’ın yasakladığı bütün davranışlar, aslında hem Allah’ın hakkına hem de insanların hakkına bir tecavüzdür, zulümdür. Müslüman, bu gibi durumlarla bir arada olamaz. Müslüman, bu gibi kötülüklerle anılamaz. Mümin, asla başkalarının hakkını gasp edemez. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğe sessiz de kalamaz. Zulme duyarsız olamaz. Zalimin yanında yer alamaz. Çünkü mümin, Peygamberimizin tarif ettiği gibi, insanların elinden ve dilinden emin oldukları, canları ve mallarını kendisine karşı güvende bildikleri kişidir.
Kardeşlerim! Bizler, dünyada gerçek anlamda hakkı, hukuku tesis etmiş, adaleti yüceltmiş bir medeniyetin mensuplarıyız. Biliyoruz ki, hiçbir haksızlık, hiçbir zulüm ebedi değildir. Ve yürekten inanıyoruz ki; hakkı tutup kaldırdığımız sürece batıl bize asla zarar veremeyecektir. Haklının yanında olduğumuz müddetçe Rabbimiz bizi yüceltecektir.
Yeter ki bizler, hak ve hakikatin kaynağı olan Kur’an’ı Kerim’i ve Efendimiz (s.a.s)’in sünnetini kendimize rehber edinelim.
Yeter ki, hak benim, hakikat yalnız benim elimdedir demeyelim. Dinimizin bize öğrettiği hak duyarlılığına sahip olalım ve bunu yaymak için çabalayalım.’’