Sur’un 6 mahallesinde devam eden sokağa çıkma yasağı 90. gününü geride bırakırken, HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, üç mahallede 20’si çocuk, 200’e yakın sivilin mahsur kaldığını yineledi. Sibel Yiğitalp, Sur’dan gelen son mesajı da paylaştı: ”Çocuklar yanma ihtimaline karşı bakır tellere isimlerini yazıp boyunlarına astılar.”
Sur’un 6 mahallesinde devam eden sokağa çıkma yasağı 90. gününe girerken, HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, üç mahallede 20’si çocuk, 200’e yakın sivilin mahsur kaldığını yineledi. 6 mahalleden son bir haftadır Sur’dan çok şiddetli patlama sesleri geliyor.
Operasyon ve çatışmalar Fatih, Savaş ve Hasırlı mahallelerinde yoğunlaşmış durumda. Milletvekili Sibel Yiğitalp, üç mahallede mahsur kaldığını belirledikleri 20 çocuktan bazılarının patlamalarda yaralandığını da söylüyor. Yiğitalp “Sur’da bulunan aileler telefonla arıyorlar. Aileler üç mahallede dağınık bir şekilde kalıyor. 23 Şubat’ta bize gönderilen bir videoda yaralı çocuklar görülüyor. Yardım istiyorlar” dedi. Sibel Yiğitalp kendisine telefonla, mesajla bilgi verenlerden birinin de, yasaklardan önce Sur'daki yakınlarının yanına giden ve yasaklı bölgede mahsur kalan Demokratik Bölgeler Partisi DBP'nin Diyarbakır Bağlar ilçe eş başkanı Reyhan Kavak olduğunu söyledi. Kavak'ın da, Ocak ayı içinde bir şarapnel parçasıyla bacağından hafif yaralandığı ancak iyileştiğini ekledi.
Diyarbakır milletvekili Yiğitalp, Sur'da mahsur kaldıkları bilgisi gelen 11 yaş ve altında olan 11 çocuğun Aslan, Tosun ve Süer ailelerinden olduğunu kaydederek çocukların yaş ve isimlerinden oluşan bir listeyi de verdi: “Aslan ailesinden Elif Su ( 4 aylık), Özgür (3) Muazzez (4), Rojda(7) , Gülistan(11) ; Tosun ailesinden Beritan (2) ve Şerife (10) ; Süer ailesinden Ruken (4) , Berfin (5), Kadir (11) ve Furkan Dağ (11) adlı çocuklar aileleriyle mahsur kalmış durumdalar. Furkan ve Kadir, yaralı. Ayrıca Seniha Süer (58) yaşındaki bir kadın da onlarla birlikte.”
Sur’da mahsur kalanlardan Seniha Süer, Hasırlı Mahallesi sakinlerinden. Kızı Vasfiye Turan, annesiyle en son dün öğleden sonra görüşebildiklerini, çok şiddetli patlama seslerinden dolayı telefonun kesildiğini aktardı. “Annem hiç bu kadar endişeli konuşmamıştı. Durum hiç iyi değil. Bir bodrumda 30 kişi kalıyorlarmış ve iki gün önce kaldıkları binaya bir top isabet etmiş. Yiyecek ve içeceğin olduğu bölüm yıkılmış. 90 gündür elektrik yoktu, iki gündür aç ve susuzlar. Haber alamıyoruz ve hayatlarından endişe duyuyoruz.” Hasırlı Mahallesi’nde yaşayan Seniha’nın evi de bir süre önce zarar görmüş. O da sivillerin olduğu bir başka eve geçmiş.
Vasfiye ayrıca, “Babam hasta olduğu için yasaktan 12 gün sonra çıktı, ama annem evini terk etmek istemedi. Ne annem, ne biz, hiçbirimiz durumun bu hale döneceğini ummamıştık” dedi. Vasfiye, Sur’da kalanların resmi mercilere güven duymadıklarını ve sivil bir heyetin kendilerini karşılamaya gelmelerini istediklerini söyledi. “Annem çıkmak istediklerini ama her çıktıklarında ateş açıldığını söyledi. 12 yaşında elinde beyaz bayrak olan çocuklara da ateş açıldığını söylüyor. ‘Bizi almaya sivil heyetler gelsin, yoksa güvenmiyoruz, bizi de vurmalarından korkuyoruz’ demişti" diye aktardı.
Yiğitalp: açılan koridor yeterli değil
Valiliğin konuyla ilgili açıklamasında, operasyon bölgesinden çıkmak isteyen vatandaşları karşılamak üzere iki vali yardımcısı başkanlığında, iki ayrı noktada, iki heyet görevlendirildiği, ayrıca bölgede ambulanslar ve diğer görevlilerin de hazır bulundurulduğu, ama kimsenin çıkmadığı kaydedildi.
HDP Diyarbakır milletvekili Sibel Yiğitalp ise, valiliğin bir-birbuçuk saatlik güvenlik koridorlarının çözüm getirmediğini söyledi. Yiğitalp, “Yaralılar var, yaşlı ve çocuklar var. Bombardıman durmadan devam ediyor. Her yerde hafriyat var. Fiziki koşullar da sivillerin ve yaralıların çıkmasına müsait değil. Aileler güvenliğin sağlanmasını istiyor. Ayrıca sivil heyet olmadan çıkmayacaklarını söylüyorlar. Abluka kalkmadan, güvenlik sağlanmadan o insanlar oradan nasıl çıkabilir ki?” diye konuştu.
Sibel Yiğitalp, Sur’dan aldığı son mesajı da sosyal medya hesabından paylaştı, gelen son mesaj şöyle:
‘‘Sivillerin kaldığı binanın son halini gördünüz. O binadan ayrılmak zorunda kaldık. Yoğun bombardıman altında çıktı çocuklar. Sakinleştirmek çok zor oldu. Ölüm psikolojisine girmişler. Çocuklardan Kadir, ismini bakır tellere yazıp, boynuna astı. Diğer çocuklar da ona uydu, hepsi isimlerini bakır telle boyunlarına astı. Bize de yazmışlar. Haberlerde Cizre’deki cenazelerin yandığını duymuşlar. Diğer bina da bombalanınca eski yere döndük. Tekrar aynı evdeyiz. Çocuklar gelmek istemdi. Ama sakinleştirip yeniden aldık. Gidecek başka yer kalmadı.’’