Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer İbrahimoğlu’na konuşan Mertoğlu, PKK’nin 12’nci Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda gerilla güçlerinin geri çekilmesini, “Türkiye’de barış ve demokratik çözüm için yeni bir fırsat” olarak değerlendirdi.
Mertoğlu, Kürt hareketinin defalarca iyi niyetle adım attığını belirterek, “PKK 1993’ten bu yana her seferinde müzakereyle çözüm arayışını sürdürdü. Ancak her defasında bu girişimler, iktidar tarafından iç siyasetteki hesaplara kurban edildi. Buna rağmen bugün yeniden Türkiye’nin demokratikleşmesi için bir kapı aralanmış durumda” dedi.
Sürecin şu anda “oyalama safhasında” olduğunu söyleyen Mertoğlu, “Meclis komisyonu kurulmuş olsa da Kürtçe konuşma hakkının bile tanınmaması, iktidarın zaman kazanma niyetinde olduğunu gösteriyor. Öcalan’ın sürece dahil edilmesi erteleniyor, bu da iktidarın samimiyetsizliğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Mertoğlu, iktidarın barış yönünde iyi niyet göstergesi olabilecek adımlar atmak yerine “baskı ve kayyım politikalarını sürdürdüğünü” vurgulayarak, “Hasta tutuklular tahliye edilebilir, infazı yakılanların serbest bırakılması sağlanabilir, kayyımlar kaldırılabilirdi. Ancak bunların hiçbiri yapılmadı. İktidar tam tersine, muhalefeti bölmek ve belediyeleri kontrol altına almakla meşgul” ifadelerini kullandı.
“Kürtlerin kolektif haklarını tanıyan yasal çerçeve şart”
Mertoğlu, çözüm için atılacak en somut adımın Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılması olduğunu söyledi:
“Eğer iktidar samimiyse, yapacağı ilk iş Öcalan’ın da işaret ettiği gibi Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki şerhleri kaldırmak ve yerel yönetimlere gerçek bir özerklik tanımak olmalıdır. Türkiye’nin Kürt düşmanlığı üzerine kurulu devlet anlayışını değiştirip, Kürtlerin kolektif haklarını tanıyan bir çizgiye gelmesi gerekiyor. Aksi takdirde gerçek bir barış ve demokratik dönüşüm mümkün değildir.”
Mertoğlu, demokratik bir anayasa hazırlanmadığı sürece kalıcı bir çözümün sağlanamayacağını belirterek, “Faşist bir blok iktidarı elinde tutarken bu adımların atılması zor. O nedenle kurucu bir meclisle demokratik bir anayasa süreci başlatılmalıdır” dedi.
“Demokratik entegrasyon asimilasyon değildir”
Kürt hareketinin açıklamasında yer alan “demokratik entegrasyon” vurgusuna da değinen Mertoğlu, “Demokratik entegrasyon, tarafların birbirinin varlığını meşru görmesi ve farklılıkları zenginlik olarak kabul etmesidir. Asimilasyonun tam tersidir. Kürt halkının dili, kültürü, demokratik birikimi Türkiye toplumuna büyük katkı sunabilecek potansiyele sahiptir” diye konuştu.
