Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor), dün (15 Ekim) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tören Salonu’nda yapılan “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun 15. toplantısına katıldı. Emek Partisi (EMEP), DEM Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) önerisiyle komisyona davet edilen GoFor, 57 farklı gençlik örgütünün ortak taleplerini Meclis’e taşıdı.
GoFor adına konuşan Genel Koordinatör Hasan Oğuzhan Aytaç, gençlerin yalnızca barış süreçlerinin etkileneni değil, öznesi olması gerektiğini belirterek “Gençler bu sürece ve bu komisyona güvenmiyor” dedi. Aytaç, siyasetin gençlerle kurduğu güven ilişkisinin koptuğunu, barışın toplumsal tabanını ise gençlerin oluşturduğunu ifade etti:
“Bu masanın kurulmasına neden olan şey gençlerin ölmesidir. Fakat gençler bu masada yoklar.”
Üniversitelerde artan baskılara ve ifade özgürlüğü ihlallerine dikkat çeken Aytaç, özerkliğin geri getirilmesi gerektiğini vurguladı:
“2015 sonrası rektörlük seçimleri kaldırıldı, kayyım rektörler atanarak gençlerin sesi bastırıldı. Üç genç bir araya geldiğinde soruşturma açılan bir ülkede barışı konuşmak mümkün mü?”
GoFor, konuşmasında Anayasa’nın 58. maddesinin gençleri “korunması gereken” kesim olarak tanımlamak yerine, onları toplumsal yaşamın eşit öznesi olarak güçlendirecek biçimde yeniden düzenlenmesini istedi. Ayrıca, barış odaklı bir eşitlik yasası çağrısı yapıldı; bu yasanın yaş, dil, kimlik, cinsiyet ve cinsel yönelim temelli ayrımcılıkla mücadele etmesi gerektiği belirtildi.
Aytaç, kadınların ve LGBTİ+ gençlerin barış süreçlerine dahil edilmemesinin kabul edilemez olduğunu söyledi:
“Barış sadece erkekler arasında yapılan bir pazarlık olmamalıdır. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli, 6284 sayılı Kanun etkin uygulanmalıdır.”
Konuşmada İrlanda ve Kolombiya barış süreçlerinden örnekler de paylaşıldı. Aytaç, bu ülkelerde gençlerin barışın öznesi olarak tanındığını, gençlik konseyleri kurulduğunu ve barış yasalarının çıkarıldığını belirtti.
GoFor’un önerileri arasında şunlar öne çıktı:
• Bağımsız ve yasal güvenceye sahip Ulusal Gençlik Konseyi kurulması,
• Üniversite özerkliğinin geri getirilmesi,
• Belediyelerde gençlik meclislerinin yasal güvence altına alınması,
• İfade ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan 2911 sayılı Kanun ve TMK’nın gözden geçirilmesi,
• Ana dilde eğitim hakkının tanınması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin güvenceye alınması.
Aytaç, sözlerini 11. Yargı Paketi’ne tepkiyle tamamladı:
“Bugün LGBTİ+’ları cezalandırmayı öngören 11. Yargı Paketi’yle güne başladık. Hem 11. Yargı Paketi’ne hem de barışa el kaldıramazsınız. Barış, masada imzalanmaz; sokakta, okulda, yaşamın içinde yaşatılır. Biz gençler olarak barışı yaşatmak istiyoruz.”