İzlemişsinizdir, mutlaka önünüze düşmüştür.
Gündemin yoğunluğu arasında o pespaye videoyu görmüşsünüzdür. Trump’ın, Gazze’de Musk ve Netanyahu ile tatil yaptığı yapay zekâ videosundan bahsediyorum.
Henüz izlemediyseniz gözlerinizi yormayın ama Filistinlilerin cevabını es geçmeyin: buff.ly/3DbDKjj
Yapay zekâ (YZ) uzun zamandır bir silah. Sadece doğrudan ölümcül sonuçlarıyla değil, insani değerleri, uluslararası hukuku ve basın özgürlüğünü yok eden boyutlarıyla bir savaş alanı.
Yapay zeka ve sansür
Ekim 2023’te, Orta Doğu gündemli bir TV programı için teklifi almıştık. Henüz Aksa Tufanı yaşanmamış ve Orta Doğu’da kartlar darmadağın olmamıştı. Filistin ve İsrail basınını takip ederek gelişmeleri değerlendirecektik.
Kanal, “izleyiciler arasındaki seküler kesimler rahatsız olabilir” diyerek fikri rafa kaldırdı. Esas endişenin, reklam verenler arasında yer alan ve İsrail ile ticaret yapan bir şirket olduğunu öğrenmemiz fazla zaman almadı.
Yine de bir pilot bölüm hazırlamak istedik. Yapay zekâ aracılığıyla İsrail medyasını taradık: gazete manşetleri, haberler, köşe yazıları… Gazeteler ve yazarlar hakkında detaylı bilgileri hızla bulduk. YZ marifetiyle özgün görseller, videolar ve grafikler hazırladık. Böylece İsrail medyasının bir izleğini çıkarttık.
Sıra Filistin medyasına geldiğinde işler biraz karıştı.
Deneme amaçlı yüklediğimiz ilk belge Arafat’ın biyografisiydi. Yapay zekânın bize verdiği sonuç kısa ve netti:
– Hamas bir terörödür!
Filistin ile ilgili yüklediğimiz tüm dosyalara benzer cevaplar verdi.
Haaretz’ten İbranice yüklediğimiz metni analiz eden uygulama Wafa’dan kopyaladığımız Arapça tercüme üzerinde çalışmayı reddediyordu. Bir de üstüne nasihat veriyordu.
YZ’ye göre bütün Filistinliler, ve onların fikirleri, sözleri, hayatları, acıları değerlendirilmemesi, görülmemesi ve duyulmaması gereken suçlulardı.
YZ’yi hastanelerde ve mahkemelerde kullanmaya hazırlanıyoruz. Nice infazlarla nice malpraktislerle karşılaşacağız.
Yapay zekâ ve savaş
Yapay zekânın askeri alanlarda kullanımı savaşın doğasını dönüştürdü. İsrail ve ABD ordularının teknolojiye yaklaşımı sadece şiddeti artırmakla kalmadı, aynı zamanda denetim, güvenlik, ifade özgürlüğü ve ahlak üzerine tartışmaları da derinleştirdi. Belki de “sığlaştırdı” demek daha uygun olur.
İsrail, hedeflerin tespitini ve imhasını hızlandırmak için yapay zekâ kullanıyor. Lavender, The Gospel ve Where’s Daddy? gibi yapay zekâ tabanlı sistemler, kararları ve işlemleri mümkün olan en az insan müdahalesiyle yürütmeyi amaçlıyor.
Gazze’de bir ölüm listesi hazırlayan Lavender sisteminin hata payının yüzde 10 olduğu açıklandı. Yani, her 10 kurşundan biri, her 10 bombadan biri… Where’s Daddy, askeri hedefleri evlerinde aileleriyle beraber imha etmeyi amaçlıyor.
ABD’li teknoloji devleri Google ve Amazon, sağladıkları bulut tabanlı hizmetlerle İsrail ordusunun verilerini depolamasına ve analiz etmesine olanak tanıyor. YZ’ye dayalı sistemler, Filistinliler hakkında topladığı verilerle operasyonel hedefler belirlerken, insanların yüzlerini, telefon kayıtlarını ve sosyal medya paylaşımlarını analiz ediyor. Bu teknolojiler, yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerinde, mahallelerde ve ara sokaklarda gerçekleştirilen operasyonlarda kullanılıyor.
Habsora ve Project Nimbus gibi teknolojiler, sivil kayıpları artırdı. Önyargıları algoritma haline getiren yapay zekâ programlarına uluslararası sözleşmeler yüklenmedi.
Filistin’deki acı deneyimler, yapay zekânın askeri amaçlarla kullanılmasının sadece teknik bir mesele olmadığını; aynı zamanda ahlaki, insani ve hukuki boyutları olduğunu da gösterdi.
Yapay zekâ, askeri alanda sadece silah olarak kullanılmadı. Filistinli gazeteciler ve sivil toplum kuruluşları, teknolojik gözetim ve dijital sansürle karşı karşıya kaldı. Dijital platformlarda ve sosyal medyada sansüre uğradılar.
Meta, Google ve Twitter gibi şirketler, içerik denetleme politikalarını basın ve ifade özgürlüğünü engelleyecek şekilde yürüttü. Bunu bir savaş politikası olarak uyguladılar. Savaş suçlarının ve insan hakları ihlallerinin belgelenmesi zorlaştı.
Filistin savaşı, içinde YZ için özel bir bölüm bulunan bir silah fuarı haline geldi.
Gazze ve Batı Şeria’da deneme sürümlerini gördüğümüz tüm bu teknoloji sistemleri ve silahlı insansız araçlar yarın diğer savaşlarda kullanılacak.
Savaşın değil barışın ve adaletin algoritmaları için daha fazla mücadele etmemiz gerekecek.