İsviçre’nin Bern şehrinde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla startı verilen dayanışma eylemleri diğer kentlerdeki buluşmalarla sürecek. Bern Bahnhofplatz’da yapılan eylemde, “Erdoğan – Bahçeli ittifakı eliyle kurulmaya çalışılan faşizmi püskürtmenin tek yolunun bütün antifaşist güçlerin birlikte ve istikrarlı mücadelesinden geçtiği” mesajı verildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve CHP’li belediyelere kayyum atanması sonrası Türkiye kentlerinde süren protestolara destek amaçlı Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) İsviçre örgütünün çağrısıyla yanyana gelen devrimci – demokratik kurumlar İsviçre genelinde Bern, Basel, Zürich, Lozan ve Cenevre’de dayanışma eylemleri yapacaklarını ilan etmişlerdi. Oluşan dayanışma platformunda ADGB Bileşenlerinin (SYKP İsviçre, CDK-S, İGİF, İDHF, ATİK, ADDKİ, FEDA, KUTÜSCH, MARDEF, DİK, ESU, ADKM) yanı sıra İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu (İABF), DİDF, İHDD, Bern Kadın Dayanışması (FSB), Alevi Dergahı, İTİF, TİP, Devrimci Hareket, PDD, BİR-KAR da yer alıyor.

İlk eylem Bern’de
Ortak platformun çağrısıyla Bern Bahnhofplatz’ta düzenlenen eyleme Kürdistanlı ve Türkiyeli devrimci kurum ve yapılar katıldı.
ADGB adına bir konuşma yapan SYKP Kurucu Eş Başkanı Tuncay Yılmaz, AKP-MHP rejiminin muhaliflere yönelik baskı ve diz çöktürme politikalarına karşı Türkiye kentlerinde günlerdir devam eden halk ayaklanmasını selamladı ve demokrasi mücadelesinin önündeki birincil görevin AKP-MHP faşizmine son vermek olduğuna işaret etti. Yılmaz, bunun yolunun faşizme karşı en geniş cephenin birlikte hareket etmesinden geçtiğine işaret ederek günlerdir meydanları terk etmeyen direnişçilerin ve meydanlara sığmayan Newroz kutlamalarının ne yapılması gerektiğini somut olarak gösterdiğini söyledi.
ADGB: AKP-MHP iktidarının faşizmde ve savaşta ısrar ediyor
Ardından ADGB’nin Almanca basın metni okundu. Açıklamada, Ortadoğu’da yayılan savaşa karşı Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının tüm bölge haklarına önemli bir fırsat sunmuşken, AKP-MHP iktidarının faşizmde, savaşta, kutuplaştırma siyasetinde ısrar ettiğine işaret edildi.
Mêrdîn, Wan, Dersim, Esenyurt’ta belediyelerin gaspıyla başlayan muhalefeti sindirme, bölme stratejisinin yeni operasyonlar ve tutuklamalarla devam ettiği belirtilen açıklamada, “Faşist Cumhur İttifakı sandıkta yenemediklerini yargı ve polis terörüyle teslim almak istiyor” denildi
Kent uzlaşısı stratejisinin kriminalize edilmesine tepki gösterilen açıklamada, AKP’nin yaşadığı sıkışma ve korkularını baskı ve zorbalıkla aşmaya çalıştığı belirtildi.
Açıklamada şu vurgular yer aldı: Gerek Türkiye’de gerek Suriye’de ve bütün Ortadoğu’da antidemokratik, sömürgeci, savaşçı, katliamcı iktidarlara karşı barışın, demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin savunucuları olarak sokakları terk etmeyen yüz binlerin sesine ses olmak, çok daha güçlü bir itirazı örgütlemek zorundayız. Faşizmi ve savaş politikalarını durdurmak ancak ve ancak barış ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesiyle mümkün olacaktır. Hem Türkiye’de hem Avrupa’da, bulunduğumuz her alanda faşizme ve savaş politikalarına karşı sokakları dolduralım, direnenlerin sesini ve mücadeleyi büyütelim.”
Atalay: Kürt halkı zulme karşı sessiz kalınmaması için uyarmıştı
Ardından konuşan Siyasetçi Nejdet Atalay, Kürt halkının yıllardır faşizmin bu politikalarına maruz kaldığını hatırlatarak, “Kürt halkının iradesi kayyumlarla gasp edilmiş, siyasetçileri tutuklanmış, sürgün edilmiş. Biz o zamanda şunu hep söyledik; bu faşizmi Kürdistan’dan çıkaramazsak yarın tüm ülkeyi saracaktır. Faşizm bugün tüm ülkeyi sarmış durumda. Kayyumlara ve faşist saldırılara karşı Kürt kadınları Rindexan ruhu ile direndi, Kürt gençleri Mazlumların ruhu ile direndi. Kürt halkı diz çökmedi, faşizmi çözüme zorladı. Şimdi beraber yeni bir direniş hattı kurmak için fırsat doğmuştur. Biz sokaklarda direnen öğrenciler, kadınlar, devrimcilerle birlikteyiz. Faşizmi yıkana kadar direnişimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
TİP İsviçre: Bu birlikteliği büyütmek zorundayız
Türkiye İsviçre Partisi İsviçre temsilcisi Oğuzhan Okumuş da bir konuşma yaparak “Ekrem İmamoğlu’na yönelen hukuksuzluk, sadece bir kişiye değil, halkın iradesine, umuduna, dayanışma ruhuna yapılan bir saldırıdır.” dedi.
Okumuş bu hukuksuzlukların yeni olmadığına dikkat çekerek, Türkiye’nin bugün bu noktaya gelişinde, geçmişteki anti-demokratik uygulamalara karşı demokrasi ve özgürlükte birleşip en güçlü şekilde karşılık veremeyişin büyük payı olduğunu belirtti.
“Kürtüyle, Alevisiyle, emekçisiyle, kadınıyla, genciyle, LGBTİ+sıyla faşizme karşı geride bırakacak bir kişimiz bile olmadığını” belirten Okumuş “Bu birlikteliği büyütmek zorundayız. Çünkü kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!” diyerek konuşmasını tamamladı.
Hüseyin Torun: Birleşik mücadele kazanacak
İGİF adına konuşma yapan Hüseyin Torun Faşist AKP – MHP bloğunun Türkiye’de ve Kürdistan’da bütün muhalefete karşı ağır bir saldırı gerçekleştirmekte olduğuna dikkat çekerek, bu saldırının ancak birleşik mücadeleyle püskürtülebileceğini vurguladı.
Bern’de gerçekleştirilen buluşmanın çağrısını ADGB Bern (SYKP, CDK-S, İGİF, İDHF, ATİK, ADDKİ, FEDA, KUTÜSCH, MARDEF), DİDF, İHDD, Bern Kadın Dayanışması (FSB), Friburg Alevi Kültür Derneği, İABF, BERN ALEVİ DERGAHI, İTİF, TİP ve Devrimci Hareket yapmıştı.