Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Juliette Touma, İsviçre’deki Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Touma, Tel Aviv yönetiminin UNRWA’nın İsrail ve işgal altında bulunan Doğu Kudüs’teki faaliyetlerini yasaklama kararının Gazze’de İsrail ve Hamas arasında 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının geleceğini riske atabileceğini söyledi. İngiltere, Fransa ve Almanya da ortak bir açıklama yaparak yasak kararı karşısında ‘çok endişeli’ olduklarını belirtti.
UNRWA: Hizmetlerimizi sunmayı sürdürmeye kararlıyız
AA’nın aktardığına göre, İsrail’in UNRWA’nın faaliyetlerini sonlandırma kararının yürürlüğe girdiğini hatırlatan UNRWA İletişim Direktörü Touma, ajansın Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarında hayat kurtarıcı hizmetlerini sunmayı sürdürmeye kararlı olduğunu vurguladı. Touma, İsrail’in bu kararı uygulamasının Filistinli mültecilerin yaşamları ve gelecekleri üzerinde felaket sonuçlara neden olacağına dikkat çekti.
“UNRWA, (yasaklama kararını içeren) bu yasanın işgal altındaki Filistin topraklarında nasıl uygulanacağına dair bugüne kadar resmi bir bildirim almadı” ifadelerini kullanan Touma, ajansın Doğu Kudüs’teki uluslararası çalışanlarının İsrail’in vize kısıtlaması nedeniyle buradan ayrıldığını, Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria’da kalan yerel personelin ise düşmanca tavırla karşı karşıya kaldığını bildirdi.
‘Yardım malzemelerinizin yüzde 60’ını UNRWA getirdi
Touma, Gazze’de uluslararası personelin bulunduğunu ve temel yardım malzemeleriyle dolu tırları buraya ulaştırmaya devam ettiklerini vurguladı. “Gazze’de sahada 5 binden fazla ekip üyemiz var” diyen Touma, bu kişilerin, dün Gazze Şeridi boyunca yardım malzemeleri dağıttığının altını çizdi. AA muhabirinin “İsrail’in UNRWA’nın faaliyetlerini yasaklayan kararı yürürlüğe girdi. Gazze’de ateşkes devam ediyor. İsrail’in ateşkese rağmen UNRWA’nın faaliyetlerini yasaklaması bir çelişki değil mi? Bu karar, yardım faaliyetlerini ne kadar olumsuz etkileyecek?” sorusunu yanıtlayan Touma, şunları söyledi:
“UNRWA, 19 Ocak’ta ateşkes başladığından bu yana Gazze’ye giden yardım malzemelerinin yüzde 60’ını getirdi. Ekiplerimiz, bunları dağıtmaya devam ediyor yani olay sadece kamyonları getirmek değil aynı zamanda yardımın erişimi ve dağıtımıyla da ilgili. Tahminlere göre yüz binlerce insan, Gazze’nin kuzeyine geri döndü. UNRWA’nın çalışmaları kesintiye uğrarsa, UNRWA’nın malzeme getirmeye ve dağıtmaya devam etmesine izin verilmezse, bu çok kırılgan ateşkes anlaşmasının geleceği riske ve tehlikeye girecek.”
Üç Avrupa ülkesinden ‘endişeliyiz’ açıklaması
İsrail’in UNRWA yasağına ilişkin olarak İngiltere, Fransa ve Almanya’dan da ortak bir açıklama yapıldı. Üç ülke, Tel Aviv’in kararından ‘çok endişeli’ olduklarını belirtti.
Reuters haber ajansının aktardığına göre, İngiltere hükümeti tarafından yayınlanan açıklamada, “İsrail hükümetini operasyonların devam etmesini sağlama adına Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya çağırıyoruz” denildi. Üç ülkenin dışişleri bakanları tarafından yapıldığı ifade edilen ortak açıklamada, hiçbir kurum ya da BM ajansının UNRWA’nın yetki ve deneyiminin yerini dolduracak kapasite ya da altyapıya sahip olmadığına dikkat çekildi. Üç ülke, bu bağlamda İsrail’den uluslararası yükümlülüklerine ve sivil halka tam, hızlı, güvenli ve engelsiz insani yardım ve temel hizmetler sağlanması konusundaki sorumluluğuna bağlı kalmasını talep etti.
Tel Aviv yönetiminin UNRWA’nın İsrail ve işgal altında bulunan Doğu Kudüs’teki faaliyetlerini sonlandırma kararı, 30 Ocak Perşembe günü yürürlüğe girmişti. İsrail’in tanıdığı sürenin dolmasıyla UNRWA’nın Birleşmiş Milletler çalışanları Doğu Kudüs’ü terk ederken yerel çalışanlar da merkeze gelmemişti. İsrail Meclisi (Knesset), Ekim 2024’te UNRWA’nın işgal altındaki Doğu Kudüs’ün yanı sıra İsrail’deki faaliyetlerine son verilmesini öngören yasa tasarısını kabul etmişti. UNRWA’nın faaliyetinin sona ermesinin Filistin topraklarındaki yaklaşık 2,5 milyon mültecinin hayatını olumsuz etkilemesi bekleniyor.