Yaşamını sosyalizm mücadelesine adayan çevirmen ve siyasi hayatı üniversite yıllarında başlayan HDP İstanbul 3’üncü Bölge Miletvekili Adayı Ayşe Berktay, hedeflerinin toplumu ve devleti demokratikleştirmek olduğunu dile getirerek, “HDP’nin içinden taşan enerji bu ülkeye yayılıyor ve yayılacak” dedi.
Üniversite yıllarından beri sosyalist mücadelede yer alan ve yargılandığı “KCK İstanbul Ana Davası”ndan 27 ay tutuklu kalan çevirmen Ayşe Berktay, HDP İstanbul 3. Bölge Milletvekili adaylarından biri. Yaşamını sosyalizm mücadelesine adayan Berktay’ın siyasi hayatı üniversite yıllarında başladı. ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde okuduğu sırada fakültenin öğrenci derneğinin kurucuları arasında yer alan Berktay, 12 Eylül darbesinin ardından eğitimini yarıda bırakarak yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. 90’lı yıllarda Türkiye’ye dönen Berktay, kadın hareketi başta olmak üzere savaş karşıtı hareketler içerisinde aktivist olarak yer aldı. Bir süre Diyarbakır Cezaevi Gerçekleri Araştırma Komisyonu’nda çalışan Berktay, aynı zamanda Barış İçin Kadın Girişimi’nde de (BİKG) çeşitli çalışmalar yürüttü. Yaşamı boyunca Kürt özgürlük mücadelesi yanına olan Berktay, 2010 yılında ise BDP’ye üye olmakla parti çalışmalarına aktif bir şekilde katıldı. Berktay, Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nde (DÖKH) çalışmalar yürüttüğü sırada, “KCK operasyonu” adı altında Kürtlere yönelik yapılan siyasi soykırım operasyonlarında 2011 yılının Ekim ayında gözaltına alınarak tutuklandı. 27 ay Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan Berktay, 2013 Aralık ayında serbest bırakıldı. Cezaevinden çıktıktan sonra mücadelesini HDP’de sürdüren Berktay, adaylığı ve HDP projesiyle ilgili DİHA’ya konuştu.
Adaylığını halklara karşı “görev” olarak gördüğünü anlatan Berktay, hedefledikleri HDP projesini “benzersiz” olarak nitelendirdi. Berktay, “Çünkü, yeni bir siyaset yapma biçimini gündeme getirip bunu içselleştirmeyi ve bunu artık hayatın bir parçası haline getirmeye çalışıyoruz. Yani, teknik ya da taktik olarak bir araya gelmiş bir platformun siyasette ittifak yapma meselesi değil HDP. Biz birbirimizin içine geçmeye çalışıyoruz” dedi.
“Bir yandan kendi özgün duruşumuzu koruyup bir yandan da ortak bir kanalda akmaya çalışıyoruz” diyen Berktay, “HDP, aslında eskiden beri dile getirilen bir cephe ya da ittifak kurmak gibi bir şey değil. Bu proje, hep birlikte riskleri ve başarılarıyla bir yaşamı bir mücadele tarzını üstlenip birbirini ötelemeye çalışmadan bir siyasi hattı sürdürme sözleşmesidir. Yani, biz demokratik ulusu örgüt çapında gerçekleştirdik. Demokratik ulus diye koyduğumuz hedefi bir örgütün içinde yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Hedeflerinin toplumu ve devleti demokratikleştirmek olduğunu dile getiren Berktay, “Aslında önümüze bu projeyi koyarken, kendimizi de demokratikleştirmek ve dönüştürmek doğrultusunda bir irade gösterdik” dedi. HDP içinde yer alan kadın adaylara dikkat çeken Berktay, ” Projemizde, hem eşit temsiliyete hem de örgütlü ve eşit var olmaya önem verdik. Çünkü, biz hayatı demokratikleştirmekten bahsediyoruz. Dolayısıyla kadınların buradaki varlığı hem toplumun demokratikleştirilmesi anlamında önemli hem de bu örgütün kendi iç yaşamında kadın sözünün, sesinin, renginin hakim kılınması anlamında önemli” şeklinde konuştu.
HDP’nin giderek büyüdüğüne dikkat çeken Berktay, şöyle devam etti: “HDP denilen olayın o coşkusu ve içinden taşan enerji bu ülkeye yayılıyor ve yayılacak. Ve bize barajı aştıracak olacak da bu enerji olacak. Onun için böyle sel gibi akıp gelecek. Onun için kadınları bu işe dahil edecek sular seller gibi barajları aşacağız.”